1 Yıldır İran'da Çalışan Bir Ekşi Sözlük Yazarının Gözünden İran'da Yaşam
bir yıldır iran'da yaşıyorum. daha önce ilk dört ayda gördüklerimi şurada yazmıştım:
bu sefer biraz daha detaylandıracağım. ilk olarak ansiklopedik diyebileceğimiz ancak birçok kişinin pek bilmediği bilgilerden başlayayım.
ilk olarak iran'da hicri takvim kullanılıyor. ancak birçok arap ülkesinin aksine hicri ay takvimi değil, hicri güneş takvimi kullanılıyor. yani ay takviminin aksine iran'da bir yıl 355 gün değil, 365 günden oluşuyor.
türkiye'yle olan saat farkı; kış saati uygulamasında yarım saat, yaz saati uygulamasında 1,5 saat oluyor. kış saati farkı tolere edilebiliyor da yaz saatine geçince online toplantılarda saatler sorun olabiliyor.
iran'daki resmi tatil günleri perşembe ve cuma. dolayısıyla bizim takvimde cumartesiye denk gelen iran takvimindeki 'şembe' günü haftanın ilk günü oluyor. bu da yine şirket için mailleşmeler ve toplantılarda sorun yaratabiliyor.
eyalet sistemi olan iran'da bir hayli azerbaycan türk'ü bulunuyor. kimi iddialara göre bu sayı 35 milyonu buluyor. türk nüfusun ve türk milliyetçiliğinin en yoğun olduğu yer ise tebriz. (bkz: traktör sazi). buradaki türklerin dizilerde, filmlerde falan açıkça aşağılandığını söylüyorlar ve bu sebeple hükûmete kin güdüyorlar.
alkol tüketimi ve üretimi var ancak tabii ki yasal değil. ya kaçak geliyor ya da kendi evlerinde yapıyorlar. (bkz: arak) ayrıca alkol tüketiminin de bayağı yaygın olduğunu söylemek mümkün.
devletin ithal ikâmeci politikası fabrikaları bir hayli etkiliyor. ekipman ithal etmek için resmen kılı kırk yarmak gerekiyor. hele ki iran'da üretilen bir şeyse almak mümkün olmuyor neredeyse. tabii "ne güzel abi, adam kendi üreticisini koruyor" denebilir ancak burada üretilen her ekipmanın senin almak istediğinle aynı kalitede olduğunu söylemek mümkün değil. bir diğer zorluk da ekipmanı ithal edeceğin ülke ve şirketler. iran'a gönderileceğini duyunca vazgeçiyorlar.
zaten bundan sebep, en azından benim içerisinde bulunduğum sektördeki fabrikaların üretim hatları müzelik.
gerek yabancı yatırımcıya sıcak bakılmaması, gerekse ambargolar sebebiyle yabancı şirketlerin gelmemesi ve iran'daki fabrikaların ticari ilişki kurduğu sınırlı ülkeler olması kurumsallaşmanın önüne geçmiş. mail atıyoruz, arıyoruz, bakın önümüzdeki sene de sizinle çalışacağız ancak bazı bilgilere ihtiyacımız var diyoruz ancak ne mail'lere geri dönüyorlar, ne telefonları açıyorlar.
ülkedeki enflasyon, türkiye'dekine benzer bir durumda. oldukça yüksek bir enflasyon var ki insanlar da bundan şikâyetçi. tabii bize göre artıları; petrol, doğal gaz ve elektriğin neredeyse bedava olması. 40 lt depo, tl kuruyla 70 lira gibi komik bir miktara doluyor. doğal hakeza yine çok ucuz.
ekonomiden devam edecek olursak, işsizlik fazla. mimarlık mezunu adam, fabrikada mavi yaka olarak çalışıyor. tabii bunda ülkedeki üniversite kurumunun neredeyse parayı verip diplomayı alacak seviyeye gelmiş olmasının da etkisi büyük. üniversite mezunu birine hangi üniversite diye soruyorlar, özel üniversitelerin itibarı pek iyi değil ancak devlet üniversitelerinde durumun bayağı iyi olduğu söyleniyor.
olur da bir gün ambargolardan kurtulur, yabancı yatırımcılara açılır, dışarıya daha açık bir ülke haline gelirlerse hem ucuz işçilik, hem düşük enerji maliyetleriyle orta doğu'nun en hızlı ve en çok büyüyen ülkelerinden biri haline gelebilir.