11 Eylül Saldırıları Tamamen Düzmece Olabilir mi?

16 yıldır, en az 11 Eylül saldırıları kadar konuşulan bir konu da 11 Eylül'ün düzmece olma ihtimali. Bu konuda üretilen bazı komplo teorilerine cevap vermeye çalışmış Sözlük yazarı "dersaadet vapurlari kadrolu isportacisi".
11 Eylül Saldırıları Tamamen Düzmece Olabilir mi?


iddia 1

wtc1 ve wtc2 (dünya ticaret merkezi 1 ve 2) uçakların çarpmasıyla değil, kontrollü patlamalarla yıkıldı. hatta uçaklar çarptığında binaların bodrum katlarında da patlamalar oldu. bunu destekleyen birçok tanık ifadesi var. üstelik gökdelenler, uçak çarpmalarına karşı direnç gösterecek şekilde inşa edilirler, uçağın yakıtı binanın çelik iskeletini eritmeye yetecek ısıyı yaratamaz.


gerçek 1

yakıt tankının tamamına yakını dolu bir uçağın bir binaya çarpmasından bahsediyoruz. gökdelenler, 1945 yılında empire state'e bir b-25'in çarpmasından bu yana uçak kazaları da hesaba katılarak daha dayanıklı olarak inşa ediliyor, ama tamamı çelikten inşa edilmiş bir binanın tonlarca yakıtın içten içe yanmasına nasıl direnç gösterebileceğine dair bir örnek yok. 

zaten kabul gören açıklamaya göre uçak yakıtı uçakların çarptığı katlardaki çelik kolonları tamamen eritmedi, yumuşattı ve yumuşayan kolonların üstlerindeki 20 kata yakın ağırlığı taşıyamaması sonucunda da çökme başladı. 20 kata yakın bir ağırlığın her seferinde bir, ama tek bir katın üzerine yığılmasıyla da bu zincirleme reaksiyon oluştu ve bina tamamen çöktü.

burada dikkat edilmesi gereken nokta çökme bir kez başladıktan sonra alttaki 90 katın tek bir parça halinde mukavemet göstermemiş olması, çöken katların her seferinde alttaki tek bir kata baskı uygulaması. hal böyle olunca da ortaya sanki bina çöktükçe patlayıcılarla kontrollü bir çökme gerçekleştirildiği gibi bir görünüm çıkabiliyor.

inşaat mühendisi veya mimar değilim; bu konuda beni onaylayabilecek yegane mimara da sorma imkanım yok ama yukarıda benim ve birçok insanın anlayabileceği kadar basit bir açıklamayı aktarmaya çalıştım.


iddia 2

wtc7 de patlayıcılarla yıkıldı. uçak çarpmadığı halde bu kadar büyük bir bina nasıl kendi kendine yıkılır? diyelim ki ilk maddede söylediklerin doğru, haydi bunu da açıkla!

gerçek 2

binamız bu. 

47 katlı bu binanın üzerine 110 katlı ana kulelerden birinin bir kısmı çökmüş ve yanmaya başlamış. yine çelik iskelete sahip bu binanın çökmesiyle ilgili olarak da sadece patlayıcı, yani kontrollü yıkım açıklaması yapılıyor. binanın çökmesinden önce çelik iskeletinin bel vermeye başlamasından veya çatırtılardan hiç bahsedilmiyor. üstelik bu binanın çökmesinde başka bir faktör de söz konusu; o da kulelerin çökmesinden sonra bu binadaki yangınlarla düşen su basıncı yüzünden gerekli müdahale yapılamamış, saatler boyu içten içe yanması neredeyse seyredilmiş.

bu bina konusunda çok kesin konuşamam. ama yine aynı durum söz konusu. binanın kontrollü olarak yıkıldığına dair açıklama, aslında en temelsiz açıklama.

iddia 3

pentagon. buraya bir uçak değil, füze çarptı. kale gibi güçlü bir binaya bu kadar hasarı bir uçak değil, füze verebilir ancak.

Saldırılan Pentagon binası.

gerçek 3

iddia sahipleri keşke bunun gibi kaynakları da göze alsaymış.

bunun 


ve şunun 

gibi görüntüler bile, ortada bir uçak enkazı olduğunu kanıtlamaya yeter aslında. bunlardan biri motora, diğeri de iniş takımlarına ait parçalar.

iddia 4

united airlines flight 93 diye bir uçuş hiç olmadı, araziye düşen şey bir uçak değil.

gerçek 4

flight 93 isimli filmi hatırlarsınız. film, uçakta olanları biraz da dramatize ederek anlatmaya çalışmış.

gelelim asıl iddiaya. uçağın neden bir enkazının olmadığını, daha doğrusu enkaz bölgesinde neden uçağa benzer parçaların görülmediğini anlamak için, yanmış bir uçağın neye benzediğine bir bakalım isterseniz:

tonlarca yakıt taşıyan bir uçağın, düştükten sonra, enkaz geniş bir araziye yayılmış olsa dahi, yanarak bu hale gelme olasılığı oldukça yüksek. üstelik birçok kez benzer kazalar yaşanmış. uçağın büyük metal bir kutu olması, onun tanınmayacak kadar yanmasına engel değil; lpg'li araç kazalarını bilenler, otomobilin iskeletinin bile tanınmayacak kadar yandığı, üstelik bunun çok kısa sürede gerçekleşebildiğini zaten bilir.

kaldı ki, bu uçağın yolcularının son ana kadar yakınlarıyla telefonda konuştu ve bunların ses kayıtları defalarca kez yayınlandı.

bu dört maddeye ek olarak, eğer bu uçaklar hiç var olmadı veya bütün binalar füzeyle / patlayıcı ile zarar gördüyse, bu dört uçak ve içlerindeki yolcular nerede? bu kadar büyük bir komployu besleyebilmek için bütün yolcuların öldürüldüğünü ve uçakların mohave çölü'ndeki hurdalıkta söküldüğünü mü düşünüyorsunuz?

eğer böyle düşünüyorsanız, üzgünüm ama bu kadar büyük bir komplo, 1940'lı yıllarda bile kamuoyunun gözünden kaçırılamazken, 2000'li yılların başlarında biraz zor uygulanırdı. ayrıca abd'nin bu tip komploları uygulama becerisi hakkında fikir sahibi olmak isteyen, 2003 yılındaki ikinci körfez savaşı'na bakabilir. ırak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğuna dair -11 eylül saldırılarına oranla çok daha kolay kotarılabilecek- bir komployu dahi beceremediler, bunu mu becerecekler? (inanmak istediğine inanacaklar, elbette bu komployu bilerek beceremediklerini, asıl büyük komployu gizlemek için beceriksiz gözükmeye çalıştıklarını iddia edebilir, ama bu daha da komik olur).

şüphecilik daima iyidir

komplo teorileri her zaman aptalca şeyler değildir, bazen en olmaz diyeceğimiz şeyler gerçek olabilir.

burada yazdıklarımla bu olaydan dolayı abd hükümetini aklamaya çalışmıyorum, bunu da ekleyeyim. bu terör saldırılarını abd'nin kendi kendisine yapmamış olması abd hükümetini ve son altmış yıla damga vuran politikalarını hiçbir şekilde haklı çıkarmaz. abd'nin soğuk savaş yıllarında sscb'ye karşı afganistan'da direnişi yürütmeleri için eğittiği militanların komünizm tehlikesi ortadan kalktıktan sonra besle kargayı oysun gözünü atasözünü doğrularcasına kendisine yönelmesinden yine abd'nin kendisi sorumludur.