115 Yılında 260 Bin Ölüme Neden Olan 7,5 Büyüklüğündeki Antakya Depremi

Tarihler 13 Aralık 115'i gösterdiğinde Antakya'da 7,5 büyüklüğünde korkunç bir deprem meydana geldi. 260 bin kişinin ölümüne neden olan bu depreme dair bilinenler.
115 Yılında 260 Bin Ölüme Neden Olan 7,5 Büyüklüğündeki Antakya Depremi

bu deprem, milattan sonra 13 aralık 115 tarihinde o dönem roma imparatorluğu sınırlarında, bugünse türkiye sınırlarında bulunan hatay’ın defne ilçesi taraflarında, gece saatlerinde gerçekleştiği düşünülen 7.5 büyüklüğündeki depremdir. depremin şiddeti, mercalli şiddet skalası’nda 11’e tekabül ediyor ki bu da extreme olarak tabir edilen “aşırı büyük, aşırı şiddetli” depremler kategorisinde tasnif ediliyor. 

antakya’nın ve çevresinin muazzam kayıp yaşadığı düşünülmekle birlikte, depremden sonra tsunaminin gerçekleştiği raporlanmış ve depremde tahmini 260 bin kişinin vefat ettiği düşünülmekte. tsunaminin, limanı facia sayılacak derecede vurduğu ve büyük tahribat yarattığı raporlanmıştır. romalı senatör marcus pedo vergilianus da bu depremde hayatını kaybetmiştir. deprem, ölü deniz fay zonu üzerinde gerçekleşmiştir. bu fay hattı son 2 bin yıldır çok büyük depremler oluşturmaktadır. bu fay hattını görmek için aşağıdaki haritayı inceleyebilirsiniz:


görüldüğü üzere afrika levhası, arap levhası ve doğu anadolu fat hattı arasında kalan yerde gerçekleşmiştir bu deprem. ölü deniz fay zonu'nu da buradan inceleyebilirsiniz:


peki biz bu depremi nereden ve nasıl biliyoruz? 

roma imparatorluğu döneminde yaşamış tarihçi, yazar ve seyyah cassuis dio, o dönemleri şöyle tanımlıyor: "antakya, o dönemlerde çok fazla sivilin ve askerin olduğu epey kalabalık bir şehirdi. imparatorluğu boydan boya gezen bu insanlar, kışı geçirmek için burada bulunuyorlardı. deprem, gece saatlerinde büyük bir uğuldama ile başladı ve takibinde şiddetli bir sarsıntı meydana geldi. ağaçlar havaya fırladı ve insanların çok büyük bir kısmı öldü. depremden sonra yaşanan artçı şoklar, ana depremden kurtulanların bazılarını öldürdü. roma imparatoru trajan, evinden ayrılmayı başardı. bu depremden sonra trajan, bir süre emrindekilerle birlikte üstü açık bir hipodromda kaldı. apameya (bugün suriye sınırlarında bulunan bir antik kent) kenti de büyük bir yıkıma uğradı. depremden sonra şehrin restorastonu trajan tarafından başlatıldı ama hadrian tarafından sonlandırıldı. "

zaten o dönemlerde de trajan’ın bu bölgelerde, mezopotamya taraflarında seferde olduğunu biliyoruz ve kendisi depremden tam 2 sene sonra vefat ediyor. bu ölümden sonra trajan’ın yerine de 21 yıl boyunca görev yapacak olan hadrian geçiyor.

aletsel dönemden önceki depremleri nasıl bildiğimiz hakkında bu yazı yardımcı olur diye umuyorum. özellikle belli bir medeniyete ve kültüre sahip devletlerde ve imparatorluklarda, yazılı kaynağa çok önem verilirdi. bu sebepten ötürü de yaşanan büyük felaketler, hele ki bir şehri böyle yerle bir edecek türden bir felaket, kayıt altına alınırdı. 

peki ya depremin büyüklüğünü ve şiddetini nasıl hesaplıyorlar? 

şöyle ki, deprem olduğunda cassuis dio'nun da verdiği bilgiler gibi bilgiler veriliyor. şu kadar insan öldü, bu kadar bina yıkıldı, ağaçlar havaya fırladı, tsunami oldu gibi bilgiler bu kaynaklarda bulunuyor. daha sonra şuradan okuyabileceğiniz mercalli şiddet ölçeği'nin tanımlamalarına uygun olan deprem hangisiyse şiddet ona göre belirleniyor. merkez üssünde böyle büyük bir tahribatı bırakacak, böylesine şiddetli bir deprem için en az kaç büyüklüğünde bir deprem olması gerekiyor diye bunun hesabı yapılıyor ve büyüklük bulunuyor. 

celal şengör birkaç defa teke tek deprem özel yayınları'nda bunu anlattı. aslında depremin ne kadar büyüklükte olacağının hesaplamasının çok basit olduğunu, fay hattının boyunu bilip bu kadar kayacı, şu kadar metre ileriye taşıması için ne kadar enerji gereklidir hesabını yaparak maksimum ve olabilecek büyüklük aralığının bulunduğunu söylemişti. mesela beklenen büyük istanbul depremi için maksimum 7,6 büyüklüğü veriliyor çünkü neden? birincisi, 250 yılda bir tekrarlanan depremlerin ortalama kaç büyüklüğünde olduğu biliniyor. ikincisi de zaten bu kayaçların belli bir mesafe atılımı için ne kadar enerji gerektiğinin hesaplama formülleri biliniyor. geriye kalan tek şey ise matematik.

1509'da İstanbul'a Küçük Bir Kıyamet Yaşatan, Taş Üstünde Taş Bırakmayan Büyük Deprem

İstanbul'da Neden Büyük Bir Deprem Olması Bekleniyor?