17 Yıl Önce Bugün İlk Bölümü Yayınlanan Televizyon Efsanesi: Kurtlar Vadisi
17 sene önce bugün ilk bölümü yayınlanmış ve aslan akbey adına yazılı olan zarftaki şifreyi çözmesi ile başlamış olan türk televizyon tarihinin efsane yapımıdır kurtlar vadisi.
osman sınav yapımcılığında ve yine kendisinin ve mustafa şevki doğan yönetiminde, raci şaşmaz ve bahadır özdener'in senaryosunu yazdığı ve soner yalçın'ın konsept danışmanlığında ilk 2 senesini geçirmiş olan dizi, üçüncü senesinden itibaren yapımcı olarak raci şaşmaz, yönetmen olarak serdar akar ile yola devam etmiş, soner yalçın da osman sınav gibi 2.sezonun sonu itibariyle yollarını ayırmıştır.
dönemin ve zamanının bir çok önemli tiyatro ve seslendirme sanatçısını bünyesinde bulundurmuş, deyim yerindeyse bir çoğuna sanat hayatında ikinci baharı yaşatmıştır.
nihat nikerel (seyfo dayı), istemi betil (laz ziya), baykal saran (hüsrev ağa), nedim doğan (şeyhmus), tarık ünlüoğlu (testere necmi), sönmez atasoy (halil ibrahim kapar) gibi oyuncuları maalesef hayatta değildir.
hekimoğlu türküsü, asiye türküsü, bir fırtına tuttu bizi, elif türküsü, halil ibrahim ve tanrıdan diledim gibi bir sürü türküyü dillere de pelesenk etmiştir.
"kendi günü ve kendi saati" tabirini ilk kez bir dizi için ezberleten, perşembe akşamları sokakta insan bulunmamasına sebep olacak derecede tutkunları olan, süleyman çakır karakterinin arkasından cenaze namazı kılınması/gazeteye ilan verilmesi, çakır'ı vuran oyuncunun dayak yemesi, zafer ergin'in gittiği mekanlarda hesap ödeyemez duruma gelmesi, polisin bile operasyonu kurtlar vadisi saatine denk getirip yapması bakımından bir fenomen haline gelmiştir.
ekranda sadece 2.5 dakika olarak görülen ama çekimleri 10 saate yakın süren kumarhane baskını,
laz ziya'nın testere necmi'ye kestiği racon,
polat alemdar'ın cerrahpaşa kahvesi ziyareti,
çakır'ın vurulması,
hastaneye yetiştirilmesi ve bir bölüm süren ameliyatı sonunda ölümü,
polat alemdar'ın türk ruleti oynaması,
her bir sahnesi ayrı keyifli olan pala ve ekibi,
breaking bad'den önce var olan abuzer ve erdal kömürcü,
aslan akbey ve karahanlı karşılaşması,
ve karahanlı'nın ömer baba'nın evine gitmesi gibi birçok efsane sahnesi olan ve her seferinde ekrana kilitlemeyi başarabilen bir yapımdı.
iki önemli sahnesi de hep akıllarda merak uyandırıp, maalesef gerçekleşememiştir. 1.si, 30 yıldır aradığı oğlunun kendisini yok etmek amacıyla devlet tarafından yetiştirildiğini öğrenen baron ve en büyük düşmanının öz babası olduğunu öğrenen polat alemdar karşılaşması idi.
2.si ise, yıllarca "ölmedi" dediği ali candan'ın, aslında yıllarca yanında olan polat alemdar olduğunu öğrendikten sonra komaya girip, hayatını kaybeden elif eylül ile polat alemdar'ın karşılaşması idi.
17 değil, belki de 27 sene sonra da aynı şekilde merak edilip izlenecek belki de vadi. şanslıydık, spoiler vb. şeyleri hiç yemeden ekran başında öğreniyorduk. izlemeye de beklemeye de değiyordu. şahane bir yapımdı işte.