1970'lerde New York'u Dehşete Düşüren Dengesiz Seri Katil: David Berkowitz
"beyaz erkek, 30 yaşlarında, temiz traşlı, boyu yaklaşık 1.80 metre, vücudu orta yapılı. koyu renkli ve dalgalı saçları var. tıknaz(!?), kumral ve seyrek düz saçları var(!?)..."
işte o seneler berkowitz için görgü tanıkları aşağı yukarı bu şekilde bir eşkal veriyordu. david berkowitz oldukça yalnız, dışlanmış ve (muhtemelen) paranoid şizofreni ile yaşamaya çalışan bir insandı. sosyal ilişkiler konusunda oldukça başarısız ve isteksizdi. okul ve iş hayatında bu asosyalliğin olumsuz etkileri görülebilmektedir. çok iyi beyzbol oynadığı ama okul arkadaşları tarafından dışlandığı için bunu devam ettiremediği yakalandıktan sonra yapılan araştırmalarda katilin sosyal yapısına ışık tuttuğu için özellikle dikkat çekici bir örnek olmuştur.
katilin annesinin (aslında üvey) ölümünden sonra içine daha çok kapandığı rivayet edilir. fbi uzmanları berkowitz'in özellikle kadınları hedef almasının sebebini biraz üvey annesinin ölümüne, biraz öz annesinin onu terketmesine bağlar. onu terkederek cezalandırmış iki önemli kadın mevcuttur; birisi ölümüyle onu yalnız bırakan üvey annesi, diğeri onu başka bir kadına bırakıp giden öz annesi. bu noktadan konuyu ele alan uzmanlar berkowitz'in annelerine duyduğu öfkenin dışa vurumu olarak görürler cinayetleri. ki berkowitz için anlamı olan, en azından kadınlardan nefret etmesini sağlayacak başka durumlarda vardır. kadınların ondan uzak durmayı tercih etmesi ve berkowitz'in bundan dolayı hiç sevgilisinin olmaması, askerlik sırasında ilk kez birlikte olduğu hayat kadınından bel soğukluğu kapması gibi. ya da öz annesinin (üvey annesi öldükten sonra kendi araştırmalarıyla bulmuştur) bir kızının olması (erkek çocuğunu terk etmesi ama kızına sahip çıkması) gibi. ya da üvey annesinin ölümünden sonra üvey babasının evlendiği yeni eşiyle berkowitz'in arasının kötü olması gibi... tüm bunlar basit rastlantılar ya da hayatın küçük detayları olarak görülebilirdi elbette; ama berkowitz sağlıklı bir zihne sahip değildi. tüm bunları kendini yalnızlaştırmak için "birileri" tarafından planlanmış ve uygulanmış olaylar olarak görüyordu.
berkowitz'in cinayetlerinin sebebi popüler kültürde yer etmiş diğer bir çok seri katilin sebebiyle neredeyse aynıdır
nörolojik, psikolojik rahatsızlıklar. ancak berkowitz bir noktada diğer seri katillerden (çoğunluğundan) ayrılmaktadır; cinayetlerin işleniş biçimi. berkowitz şüphesiz bu cinayetleri kriz anlarında işlemiştir. kendisi durumu "öfkeleniyordum, rahatlamam için birilerini öldürmem gerekiyordu" şeklinde açıklar. ancak alışık olduğumuzun dışında, cinayetler sırasında veya sonrasında işkence, tecavüz, ritüeller, anı olması için eşya veya beden parçasını saklamak, yamyamlık gibi durumlar berkowitz'de görülmez. o anlık öfkesini bastırmak için sokağa çıkıyor ve insanları '44 kalibre charter arms bulldog' tabancasıyla öldürüyordu. tabancasının kurşunları bitene kadar hedefe saldırıyor, sonra olay yerinden kaçıyordu. ancak işlediği cinayetlerde cinsel bir fantezinin gölgesi vardı. "bazen uzaktan olay yerini izliyordum. ölen kişilerin etrafına tebeşirle çizilen çizgiler bile beni tahrik etmeye yetiyordu, bundan zevk alıyordum! cenazelerine katılmayı bile bu yüzden düşündüm." sözleriyle cinayetleri işleme sebeplerinden bir tanesini açığa çıkartıyordu. yine anlattığına göre cinayetlerden sonra polislerin takıldığı kafelere gidip burada polislerin konuşmalarına kulak misafiri oluyordu; konu kendi işlediği cinayetler olunca bundan mutluluk duyuyordu. david berkowitz ilgiye en az cinsellik ve intikam duygusuna olduğu kadar açtı... buna rağmen kayıtlarda berkowitz tarafından yapılan cinsel saldırılara rastlanmamıştır.
berkowitz'in diğer bir rahatsızlık kaynağı köpeklerdi. köpeklerin havlamasına, varlıklarına dayanamıyordu. zaten bir köpeği öldürmek istemesi yakalanmaya giden yolu onun için kısaltmıştır. köpeklere olan nefretini insanlara yazdığı mektuplarda (cinayetlerden ayrı olarak) ve yakalandıktan sonra verdiği ifadelerde görmek mümkün.
tarihte diğer bir çok katilde görülen bir rahatsızlıktan daha muzdaripti berkowitz: kundakçılık
berkowitz new york'ta tam tamına 1488 tane yangın çıkartmıştı. çıkarttığı yangınların kayıtlarını çok hassas bir şekilde günlüğüne yazmıştı. çıkarttığı yangınların yarattığı telaş, itfaiye araçları, kaçışan insanlar, toplumda neden olduğu karmaşa, insanların korkuları... bunların hepsi ona inanılmaz büyük bir zevk veriyordu. toplumda silik bir karakter olmasının, dikkat çekememesinin bir yan etkisi olarak yorumladı bunu uzmanlar. yangın çıkartmak, seri cinayetler işlemek... toplumun daha fazla nasıl dikkatini çekebilirsiniz?
özetle; berkowitz hep silik bir karakterdi
herkesin ona kötü gözlerle baktığını düşünüyordu. ona göre herkes ondan nefret ediyordu ve kimse onu haliyle yanında istemiyordu. kendini ifade edebileceği bir sosyal hayatı yoktu, toplumda sivrilmesi ona göre imkansızdı. birde onu terk eden anneleri ve kadınların ona karşı ilgisizliği birleşince ortaya bir seri katil çıktı (elbette psikolojik rahatsızlığı olduğu için bir seri katil ve kundakçı oldu. diğer türlü kadınlar veya topluma burada suç yüklemiyorum. onun gördüğü manzarayı betimlemeye çalışıyorum). toplumun ve ayrıca kadınların ona yaşattığını düşündüğü iç sıkıntılarının, acılarının, yalnızlığının intikamını almak istiyordu. önce toplumun ilgisini çekti; yangınlar çıkarttı. ama bu yangınlar ona yetmedi, kadınlardan özellikle intikam almalıydı. öfke krizlerini durdurmak, kafasında ona fısıldayan sam'i susturmak için kadınları öldürmeye başladı. bu ona hem intikam almanın verdiği huzuru hem cinsel tatmini verdi. ancak berkowitz özünde o kadar kötü bir insan olmak istemediğini farketti; bu yüzden kendisini yakalamaları için polislere mektuplar yazdı. mektuplarda onu yakalamalarını istediğini yoksa kötülük yapmaya devam edeceğini yazdı, yakalanmak istediğine dair işaretler verdi. hatta (yakalandıktan sonra, ilk olarak 2002 yılında) şartlı tahliyesi gündeme geldiğinde "ben bunu haketmiyorum, o kadar iyi bir insan değilim" diyerek mantıklı kalabilmiş tarafının sesini duyurmaya çalıştı.
berkowitz olayında bir takım şüpheler kalmıştır
berkowitz dosyasına bakan uzmanlar tüm bu cinayetleri berkowitz'in tek başına işleyemeceğine karar verdiler. birde cinayetlerin bağzılarında verilen eşkallerin birbirini tutmaması bu şüpheyi güçlendirdi. berkowitz sürekli kendisine fısıldayan sam baba'dan ve seslerden bahsediyordu. ya bunlar bir satanist tarikatıysa? ya bir satanist tarikatı berkowitz'in zihinsel rahatsızlığından faydalandıysa? bunun üzerine duran uzmanlar bir tarikat ismine ulaştı; "cehennemin yirmi iki müridi". bu isim ilk olarak berkowitz'in polislere / gazetelere gönderdiği bir mektupta geçiyordu. bunun üzerine giden gazeteci maury terry bu tarikatın adını kullanan, üyesi olduğu düşünülen herkesin bir şekilde öldüğünü öğrendi, üstüne gidilmedi ve konu kapandı. hapiste yatan bir seri katil düşüncesi, dışarıda gezen ve seri katillerle dolu bir dini tarikattan daha az korkutucu olduğu içindir belki...