2-3 Yıl İçinde 400'den Fazla Gemiyi Yağmalayan Çılgın Korsan: Bartholomew Roberts

bartholomew roberts... denizi kasıp kavuran, gemi üstüne gemi ele geçiren, karayipler’i ve afrika kıyılarını titreten ve henry avery'den sonra tarihin en büyük ikinci soygununu gerçekleştiren korsan.
roberts 1682 yılında galler'de dünyaya geliyor. doğduğu yer küçük bir kasaba, denizle içli dışlı bir çocuk. aslında ilk başta korsanlığa hiç niyeti yok. klasik bir gemici olarak başlıyor hayata. ticaret gemilerinde çalışıyor, görevini yapıyor, ekmeğini denizden kazanıyor. yani sıradan bir tayfa. ama işte hayat öyle düz gitmiyor bazen. 1700’lü yıllarda korsanlık deyince, ortalık tam anlamıyla yangın yeri. atlantik, karayipler, afrika kıyıları… denizler korsan kaynıyor. 1719 yılındayken roberts bir gün princess isimli bir köle gemisinde ikinci kaptanlık yapyor ve gemisi gine körfezi’nde korsanlar tarafından ele geçiriliyor. bu korsanlar da “şanslı korsan” lakabıyla bilinen howell davis’in tayfası. roberts başta bu işe yanaşmak istemiyor ama sonra mecburen korsan oluyor. yani zorla dahil ediliyor gibi düşünebiliriz ama işler değişiyor.
howell davis kısa süre sonra bir pusuda öldürülüyor. tayfa ise yeni bir kaptan arıyor. aralarında bayağı deneyimli adamlar olmasına rağmen herkesin gözü roberts’a dönüyor. çünkü bu adam soğukkanlı, zeki ve tam bir lider gibi hareket ediyor. 1719’un haziran ayında, bartholomew roberts kaptan ilan ediliyor. kaptan olur olmaz da korsanlığı tıpkı bir iş modeli gibi ele almaya başlıyor. bu adam sıradan bir yağmacı değil; yönettiği gemilere disiplin kuralları getiriyor. içki içmeyi yasaklıyor, kavgayı, kumarı, kadına saldırıyı, gemiden izinsiz ayrılmayı yasaklıyor. resmen korsan gemisinde iç tüzük oluşturuyor ve bir nevi kurumsal korsanlık sistemi kuruyor. roberts'i efsane kılan şey, gerçekleştirdiği karayip vurgunu. bu olay 1721 yılında yaşanıyor. o sırada karayipler’de porto bello civarında dolaşıyorlar. hedeflerinde, ispanyol kolonilerinden çıkan altın ve gümüş dolu gemiler var. robets önce küçük gemileri ele geçiriyor, mürettebattan bilgi alıyor, bölgedeki hareketliliği inceliyor. ardından en zengin kervana saldırıyor. o gün tam 22 gemi ele geçiriyorlar!
sadece gemileri almakla kalmıyorlar, içindekileri de boşaltıyorlar. tahmini olarak yaklaşık 50 bin altın para, yüklü miktarda değerli eşya ve mallar ele geçiriyorlar. bu, dönemin en büyük korsan vurgunlarından biri. günümüzdeki paraya vurduğumuzda aşağı yukarı 50 milyon dolar ediyor. bu soygunun ardından roberts’ın ismi karayipler'de fırtına gibi esiyor. artık korsanlar arasında “kara bart” diye anılıyor. kıyıya yanaşan her gemi, uzakta onun bayrağını gördüğünde titremeye başlıyor. zaten roberts’in bayrağı da diğer korsanlardan farklı. siyah fon üstünde bir elinde kadeh, diğer elinde kılıç tutan bir iskelet ya da melek figürü var.

bu semboller ölüm ve zaferi aynı anda temsil ediyor. yani “ister savaşır, ister kutlarım; karar sizin” gibi bir mesaj veriyor. adam pazarlama işini de çözmüş yani, düşmanın gözünü korkutan marka gibi bir bayrak bu. zaten kendisi en başarılı korsanlardan biri olduğu için, bayrağı da bu şekilde özel oluyor. roberts, 400’ün üzerinde gemi yağmalamış. bu sayı, korsanlık tarihindeki en yüksek rakamlardan biri. kara sakal gibi isimler yanında çırak kalıyor. ayrıca roberts’in getirdiği korsan anayasası (pirate code) birçok korsan tarafından benimseniyor, yani tam olarak o dünya için doğmuş.
her şey böyle güzel giderken roberts 1722 yılında, karayipler’den afrika kıyılarına yöneliyor. o sırada ingiliz donanmasının sabrı artık taşmış durumda. çünkü bartholomew roberts öyle sıradan biri değil; 400’den fazla gemi yağmalamış, pek çok koloniye zarar vermiş bir korsan, neredeyse kendi donanmasının sahibi olmuş. ingiltere, hms swallow isimli savaş gemisini yolluyor. kaptanı da deniz kurdu olarak bilinen chaloner ogle. cape lopez açıklarındayken, roberts karşıdan gelen savaş gemisini görüyor ve klasik soğukkanlı tavrıyla “endişeye gerek yok” diyor. fakat bu rahatlık ona pahalıya patlıyor. dürbünle gemiyi incelerken, gelen top atışlarından biri doğrudan roberts’a isabet ediyor ve olay yerinde can veriyor. tayfası, onun cesedinin ingilizlerin eline geçmemesi için denize atıyor. vasiyeti de bu zaten. “benim cesedim bir savaş gemisinin direğine asılmayacak” diyor.
yani bir korsandan fazlasıydı; denizlerin hakimi, denizcilerin korkulu rüyası ve tarihin en gerçek korsan efsanelerinden biriydi.