5 Yıllık Anadolu Efes Hanedanlığının Baş Mimarı Vasilije Micić'in Kariyer Özeti

Anadolu Efes'in 2 Euroleague şampiyonluğuyla taçlandırdığı dominant dönemin Shane Larkin ile birlikte baş mimarı olan Vasa artık NBA yolcusu. Kendisinin kariyerini bu vesileyle bir hatırlatalım istedik.
5 Yıllık Anadolu Efes Hanedanlığının Baş Mimarı Vasilije Micić'in Kariyer Özeti
Fotoğraf: Instagram @AnadoluEfesSK

vasa bundan tam 5 yıl önce, 20 haziran'da anadolu efes'e ilk imzasını atmış. kendisi ile yol ayrımında olduğumuz şu günlerde, hakkında bazı şeyler yazmak istedim.

altyapı takımlarında oynarken büyük bir potansiyel ortaya koymuş fakat yaşadığı sakatlıklardan dolayı beklenen patlamayı yapamamıştı. efes'e katılmadan iki sezon önce yolu yine türkiye'ye düştü ve orhun ene'nin koçluk yaptığı tofaş takımında oynadı. bir sonraki sezon ise o dönem saras'ın çalıştırdığı zalgiris kaunas'a transfer oldu ve takımı ile final four yaptı. o takımda pangos'un ardından ikinci guard olarak yer aldı ve 7 sayı, 4 asist, 2 ribaund ortalamalarıyla sezonu tamamladı.


her ne kadar bu serüvenlerde istediği patlamayı yapamamış olsa da, oyunculuklarında elit seviyede guard'lık yapmış iki koçtan çok fazla şey öğrendiğini birçok röportajında söylemiştir. saras ile geçirdiği bir yılın ardından efes'e transfer oldu. takıma katıldığı sırada efes, koç ataman liderliğinde büyük bir yenilenme sürecindeydi ve vasa shane'in ardından takımın ikinci guard'ı olmak üzere transfer edilmişti. bu transferlerin yapıldığı dönemde hiçbir oyuncu şu an oldukları konumda değildi ve nasıl bir performans gösterecekleri tamamen sürpriz olacaktı. vasa'nın en büyük motivasyonu ise sezon başında shane'nin takıma hemen katılmayacağını bildiğinden, bu sürede kendisini göstermeye yetecek süreleri bulacak olmasıydı. kaldı ki ataman gibi oyunculara sorumluluk vermeyi seven bir koçla çalışmak da onun kendisini göstermesi için gereken fırsatı yaratıyordu. şimdi dönüp baktığımızda aslında kariyeri için ne kadar sağlıklı bir yol çizdiğini görüyoruz. dibi görmüş ve yeniden kurulan bir takımda, oyuncularına, özellikle de guard'larına özgürlük vermeyi seven bir koç altında, takımın yıldız guard'ı eklenene kadar istediğin gibi oynama, kendini geliştirme ve gösterme imkanı. ne büyük şans. elbette bu kadar basit değil. röportajlarından ve oyunundaki gelişmelerden de fark ettiğimiz üzere, vasa micic kendisini basketbola adamış bir sporcu. hatalarına takılmadan onlardan ders almayı bilen, bireysel çalışmaya önem veren ve kendi yeteneklerine de inanan birisi. eğer böyle bir zihin yapısına sahip çalışkan bir sporcuysanız, önünüze az önce bahsettiğim şans da geldiyse eğer başarılı olmak için gereken her şeye sahipsiniz diyebiliriz.


vasa efes'teki ilk sezonunda 12.5 sayı, 5.5 asist ve 2 ribaund ortalamaları tutturdu

shane larkin'in pek de takımda yer almadığı sezonun ilk yarısında, simon ile birlikte takımı sürükledi ve shane'in eklenmesi ile başka bir seviyeye çıkan takımın vazgeçilmezi oldu. shane dinlenirken oyuna girmesi beklenen oyuncu artık takımın ana oyuncularından biriydi ve koç ataman da bu ikiliyi birlikte oynatmaya karar verdi. takım hangi oyuncu o gün iyi hissediyorsa onu besledi ve herkes birbirini yukarı çekti. sezon sonunda efes yıllar sonra gelen final four'u ve euroleague finalini kutluyordu.

bir sonraki sezon maalesef pandemiye kurban gitti fakat oynanan maçlarda micic 14.5 sayı, 5.8 asist ve 2.5 ribaund ortalamarını yakalamıştı. bu dönemde shane ile olan uyumları bir seviye daha atladı. iki oyuncu da şahane performanslarla ışıkları üzerlerine çekerken herhangi bir ego çatışmasına girmedi ki bence efes'in başarısının da en önemli faktörlerinden biri buydu. shane'nin 49 sayı atıp rekorları alt üst ettiği maçta vasa 0 sayı ile oynadı ama bu asla bir problem değildi. hatta bir röportajında belirttiği gibi shane'den kendisine step back üçlük atmayı öğretmesini istemişti. kıskançlığın olmadığı, egoların savaşmadığı böyle yetenekli oyunculara sahip olmak da hiç şüphesiz koç ataman ve efes'in en büyük şansıydı.


19-20 sezonu ki efes'in zirve sezonuydu, pandemiden dolayı iptal edilince hepimizde büyük bir üzüntü vardı

bu üzüntüye bir de şu soru eklenmişti: vasa ve shane önümüzdeki sezon takımda kalacaklar mı? daha sonra öğreniyoruz ki o yaz kendi aralarında konuşuyorlar ve hadi efes'le 3 yıllık bir sözleşme imzalayalım ve en az bir şampiyonluğun sözünü verelim. ve gerçekten de iki oyuncu da efes ile sözleşmelerini yeniliyorlar. yeni sezonda ise vasa artık bambaşka bir oyuncu. önceki sezonlarda takımın tartışmasız süperstarı olan shane biraz daha yavaş fakat vasa adeta uçuyor. euroleague sezonunu 16 sayı, 5 asist ve 2.6 ribaund ortalamarıyla normal sezonun mvp'si olarak tamamlıyor ve takımı bir kez daha shane ile birlikte final four'a taşıyor. ve bu muhteşem sezonu final four mvp'liği ile de taçlandırarak şampiyon olarak tamamlıyor. efes'in tarihindeki ilk euroleague şampiyonluğu iki tane süperstar'ın mükemmel uyumu ile geliyor. gözümüzün önünde, tuttuğumuz takımda bir süperstar'ın oluşumuna tanıklık ediyoruz ve bu bir basketbolsever için tarif edilemez bir duygu. ve o yaz artık nba'e gideceğinden de eminiz. hem normal sezonda hem de final four'da mvp olmuş o yaşta bir oyuncunun nba'e gitmesine hepimiz kesin gözüyle bakıyorduk. fakat o, sırf nba'e gitmiş olmak için gitmek istemediğini ve süre garantisi olmazsa gitmesinin bir anlamı olmadığını söyleyerek takımda kalmaya karar veriyordu. shane de takımda kaldığına göre back-to-back yolu açılmış demekti biz efes taraftarları için.

21-22 sezonu ile birlikte şu artık çok net bir şekilde ortaydı; shane pandemi sezonunda zirveyi görmüştü ve o seviyeye tekrar çıkması artık pek mümkün görünmüyordu. fakat vasa, özellikle hücumda gittikçe üstüne koymaya devam ediyordu. bu arada ikilinin saha içi uyumu hala şahaneydi. mvp olacağı sezon pandemiden dolayı iptal edildikten sonra shane asla geri adım atmadı. bir sonraki sezon vasa mvp ödülünü kazandığında da onu ilk kutlayan kişi shane oldu. tek odak noktaları şampiyonluk kazanmak olan, birbirlerini geliştirmekten keyif alan iki yıldız oyuncuyu takımımda izlemek benim için paha biçilemezdi. bu oyuncularla birlikte efes bir kez daha koraç zaferi döneminde olduğu gibi bir kültür inşa ediyordu. vasa 21-22 sezonunu 18.2 sayı ortalaması ile tamamladı ve euroleague sayı kralı oldu. bu gelişime hayran olmamak mümkün değil. o sezon efes bu sefer vasa'nın memleketinde, belgrad'da bir kez daha final four oynamaya hak kazandı. vasa yarı final maçında efes'i olympiakos'a karşı attığı son saniye üçlüğü ile finale taşıdı. kendisi o anı 'kariyerinin belki de en iyi' anı olarak tanımladı.

İşte o anlar


final maçında da müthiş bir oyun ortaya koydu ve üst üste ikinci kez final four mvp'si olarak efes'i bir kez daha şampiyonluğa taşıdı. o sezonun ardından da yine emindik ki vasa bir sonraki sezon nba'de olacaktı. hatta efes kulübü de buna emin olmuş olacak ki takıma bir başka süperstar will clyburn'u getirdiler. fakat vasa nba'de yine istediği kontratı ve şartları bulamadı, ve takımda kaldı. büyük üçlü ile girilen 22-23 sezonunda tek hedef three-peat yapmaktı ve bence hepimiz bunun olma olasılığının çok yüksek olduğunu düşünüyorduk. fakat shane sezonun önemli bir kısmında sakatlığından dolayı oynayamadı, vasa bu sürede will ile çok uyumlu bir çizgi çizemedi. belki de kafası nba'de kaldığı için odaklanamadı bilemiyorum fakat sezon efes için parlak geçmedi. son iki sezonun şampiyonu olan takım play-off'ları dahi göremeden euroleague sezonunu bitirdi. vasa yine bireysel olarak iyi rakamlar ortaya koydu ve sezonu 16 sayı, 5.3 asist ve 3.2 ribaund ortalamarıyla bitirdi. ve büyük bir hayalkırıklığı ile bitmek üzere olan sezonu efes türkiye ligi şampiyonu olarak tamamlayarak bir teselli buldu. vasa türkiye ligi play-off'larında fenerbahçe'ye karşı oynanan ilk iki maçı saymazsak eğer, yine çok iyi bir performans ortaya koydu ve finaller mvp'si oldu.

efes'in bu tarihi 5 yıllık döneminin kuşkusuz en önemli iki oyuncusundan birisi vasa micic oldu

ikisi euroleague'de olmak üzere üç kere finaller mvp'si seçildi. 7 sayı ortalamasında 18 sayıya kadar yükseldi ve tartışmasız olarak şu anda avrupa'nın en elit oyuncularından birisi. tekrar etmek isterim ki bunların hepsi gözlerimizin önünde oldu, büyük bir gelişime tanıklık ettik. bu süreçte muhtemelen bir iki istisna dışında efes'in hiçbir maçını kaçırmamışımdır ve gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki tüm bu süreç, yazıda özetlendiği gibi mükemmel geçmedi. çok fazla iniş çıkış yaşandı. özellikle simon sonrası dönemde vasa topu çok daha fazla domine etmeye başladı ve takım akıcılıktan git gide uzaklaştı. bunun tek sorumlusu vasa değildi fakat oyununu çok fazla izolasyona bağlaması da bu süreçte takıma çok yardımcı olmadı. lakin şu da bir gerçek ki kendisi çok çok yetenekli ve çalışkan bir yıldız, ve winner karakteri olan bir oyuncu. eğer efes normal sezonda biraz daha ciddi olup kendisini play-off'lara atabilseydi bence yine şampiyonluğun ciddi bir adayı olabilirdi. çünkü bu oyuncular kazanan oyuncular ve play-off seviyesinde farklı bir karaktere dönüşüyorlar. türkiye ligi play-off'ları buna güzel bir örnek oldu bence. tüm sezon uyumu tartışılan shane-vasa-will üçlüsü özellikle fenerbahçe serisinde şahane bir uyum yakaladı ve kazanma içgüdülerini kullanarak takımı bir üst seviyeye taşıdı. vasa önümüzdeki sezon nba'e gitmeye karar verdiği için, kendisi için çok mutluyum. çünkü o seviyede kendisini denemek istiyorsa eğer denemeli. başarılı olur olmaz onu zaman gösterir fakat karakteri ve yetenekleri bu şansı bence sonuna kadar hak ediyor.

son olarak

vasa umarım kendisi için en doğru kararı almıştır ve gönlünden geçen yerde basketbol oynamaya devam edecektir. bu çalışkanlıkla ve adanmışlıkla, sağlıklı kaldığı sürece başarısız olma şansı yok. şu bir gerçek ki, o efes'in tarihindeki en büyük birkaç oyuncusundan biri ve forması bir gün salonun tavanında yerini alacak. şimdiye kadar yaşattığı her şey için de binlerce kez teşekkür ederim.