8 Padişah, 1 Başbakan Gören Çılgın Kanal Projesi: Karadeniz - Sakarya Nehri - Marmara

Tarihimizin ilk çılgın projesi Kanal İstanbul değil; Karadeniz'i, Sakarya Nehri ve Marmara'ya bağlayan ve tam olarak 8 padişah ve 1 başbakan gören bu kanal projesi.
8 Padişah, 1 Başbakan Gören Çılgın Kanal Projesi: Karadeniz - Sakarya Nehri - Marmara
Osmanlı'nın Yitik Projeleri belgeseli

16-19. yüzyıl ortasına kadar 8 padişah devrinde toplam 11 çalışma yarıda bırakılmıştır bu kanalla ilgili. marmara denizi'ni sapanca gölü ve sakarya nehri üzerinden karadeniz'e bağlayacak bir kanal, içe yönelik ve yerel ihtiyaçları karşılanmasını amaçlayan bir proje idi bu. kanal güzergahı üzerindeki büyük arazi sahipleri bu projeleri her seferinde durdurmayı başarıyorlar.

1. girişim: 1536

izmit körfezi ile sapanca'nın bir kanalla birleştirilmesi fikri ilk olarak kanuni sultan süleyman döneminde ortaya çıkıyor. mimar sinan ve mühendis kerez nikola görevlendirilmiş, azımsanmayacak bir mesafe kazılsa da 1536'da çıkan savaşlar sebebiyle ilk girişim yarıda bırakılmıştır.

2. girişim: 1582

sultan 3. murat devrinde sadrazam koca sinan paşa tarafından iki girişimde bulunuluyor. ilki sakarya nehri'nin sapanca gölü'ne ve gölün de izmit körfezi'ne akıtılması için incelemelerde bulunmak üzere mimarbaşı sinan ve suyolcularbaşı davud ağa 25 ağustos 1582'de göreve çağırılmıştır. `:başbakanlık osmanlı arşivleri, mühimme defteri 48/188`
fakat keşif görevinin sonuçlarına arşivlerde rastlanılmamıştır.

3. girişim: 1591 

kanalın asıl amacı istanbul halkının temel içecek ve yakacak ihtiyaçlarını karşılamak idi. satılan fahiş fiyatlardaki odunları kanal vasıtasıyla uyguna taşıyacak halkın temel yakacak maddesini daha uyguna sunacaklardı. "milleti yaşat ki devlet yaşasın" mottosuna uygun bir proje olarak düşünülüyor aslında. keza aynı şekilde sakarya nehri havzasındaki tarımsal ürünleri ve her çeşit tahılı kanal yoluyla istanbul'a uygun fiyata naklederek halkın uygun fiyatla ürün almasını sağlamak amaçlanıyordu. 

dönemin padişahı sultan murat, izmit sancakbeyine 21 ocak 1591 tarihli emrinde; sakarya nehri'nin sapanca gölü'ne ve gölün de izmit önünde deniz kavuşturulmasının elzem olduğunu, bu iş için ölçüm ve keşif çalışmalarının yapılması için mimar, mühendis ve kalifiye personelin geleceğini, gelen ekibe her türlü yardım ve kolaylığın sağlanmasını emrediyordu.
yapılan keşif incelemelerinde 30.000 amelenin toplanması gerektiği belirlenmiş, 15 mart 1591'de anadolu'daki vali ve beylerbeylerine emirler gönderilmiş, tımar ve zeamet sahiplerine her 5000 akçede 1 ırgat göndermeleri bildirilmiş, ırgat göndermeyenlerden eşdeğer bir vergi alınacağı belirtilmiştir.

halkın içecek ve iaşesinin yanı sıra sapanca gölü yakınlarında bir tersane inşa edilmesi planlanmış, burada kadırga adı verilen gemilerin inşa edilebileceğine dair raporlar dönemin padişahına rapor olarak sunulmuştur.  devlet kademelerindeki iç çekişmelerden dolayı kanal projesi tekrar askıya alınmıştır.

4. girişim: 1654

sultan 4. mehmet döneminin sadrazamına rastlıyoruz bu sefer. köprülü ailesinden köprülü mehmet paşa kanalı tekrar gündeme getirmiştir. 1564'de hindioğlu isimli bir mühendis bölgeye keşif yapma amaçlı gönderilmiş, mühendis kanal inşaatının bölgedeki köy ve çiftliklerle hayvanların otladığı meralara büyük zararlar verebileceğini söyleyerek divan-ı hümayun'u bu işten yine vazgeçirecekti.

5. girişim: 1754

1. mahmut devrinde yine gündeme geliyor proje. fakat bu sefer daha dar kapsamlı. istanbul ile yakından ilgilenen dönem padişahı, istanbul'a dışarıdan göçü yasaklamış, istanbul sakinlerinin yiyecek, içecek, ısınma gibi temel ihtiyaçlarını yeterli ve ucuza sağlamayı amaçlamıştır. bu sebeple izmit-sapanca bölgesinden her çeşit yiyecek, tahıl ve odunun başkente ucuza nakledebilmesi olasılığıyla kanala sıcak bakıyordu padişah. fakat bölgenin ayan ve ileri gelenlerinin vizyonsuzluğu, şahsi menfaat ve çıkarlardan dolayı proje yine askıya alınacaktı.


6. girişim: 1759

3. mustafa zamanında iki kademeli bir proje olarak ortaya çıkan kanal projesi, başlangıçta sapanca gölü ile izmit körfezi'nin birleştirilmesi düşünülmüş. şayet gölün suyu izmit körfezi'ne akıtılamazsa, sakarya nehri'nin sapanca gölü ile birleştirilmesine geçilecekti. 16 haziran 1759'da sultan, kocaeli mutasarrıfı seyyid mustafa paşa'ya bir emir yollar. yapılacak kanal ile istanbul'a kereste naklinin yapılacağını, istanbul ahalisinin temel gıda ihtiyaçlarının ucuza mal edilerek refah seviyesinin arttırılmak istendiği, bunun için gerekli çalışmaların yapılması gerektiği ve yapılan çalışma neticesinde bir rapor oluşturulması emredilmiştir.*
keşif yapmak üzere istanbul'dan sadrazam kethüdası suphizade abdullah efendi önderliğinde oluşturulan ekipte; reisülküttab abdullah abdi efendi, cebecibaşı mustafa ağa, mühendis ve müderris giritli ahmet efendinin başını çektiği bir heyet gönderilmişti. kanalın inşasına başlanılmış mevsim koşullarıyla sekteye uğrayan proje yine güzergahtaki emlak sahiplerinin bahaneleriyle sekteye uğraşmış, rafa kaldırılmıştı.

7. girişim: 1813

önceki altı girişimden en ciddisi olarak ele alabileceğimiz bu girişim 2. mahmud zamanında gerçekleşmiştir. kanalın ekonomik olarak taşıdığı öneme dikkat çeken kocaeli ve bursa sancakları mutasarrıfı olan hacı aziz ahmet paşa, nehir civarındaki her türlü mahsulün kolaylıkla marmara denizi'ne naklinin mümkün olacağı ve istanbul'da bol ve ucuz olarak satılabileceğini padişaha arz edip, projenin sorumluluğunu üstlenmiştir. 

aziz paşa sunduğu raporda önceki girişimlerin olumsuz olmasının sebebini, yaptığı araştırma neticesinde daha önceki görevli memurların aldığı rüşvetten kaynaklı olduğunu belirtmiştir.
fakat 1814 yılı ocak ayı başlarında aziz paşa'nın vefatıyla proje tekrar askıya alınmış, iş sahipsiz kalmıştı ve kazıya başlanılmadan proje rafa kaldırılmıştı.

8. girişim: 1845

sultan abdülmecid döneminde iki defa gündeme gelmiştir. 2 haziran 1845'te kanal için keşif ve incelemede bulunması için mirliva abdi paşa ile kolağası faik efendi ve ramiz efendi'nin memur edildiği bilinmektedir. ancak bu girişim, kanalın tahmini masraflarını belirlemekten öteye geçememiştir.

9. girişim: 1857

yine sultan abdülmecid dönemine denk gelen bu teşebbüs, 13 nisan 1857 yılında kaptan-ı derya damat mehmet ali paşa ve serasker hasan rıza paşa tarafından gündeme getiriliyor. göl ile nehir arasında bir bağlantı kurularak bölgede ziraat ve ticaretin artacağına dair bir rapor hazırlanıp padişaha sunulsa da projenin devamı gelmemiş ve sönüp gitmiştir.

10. girişim: 1864

osmanlı döneminin son girişimidir. 1863'te sultan abdülaziz zamanında yapılmıştır. 11 temmuz 1964'te girişimci bir bürokrat olan ahmet vefik paşa tarafından padişaha verilmek üzere bir rapor hazırlanır. istanbul tarafından ahmet vefik paşa'nın yanında görevlendirilen mühendis riter, yaptığı keşif ve incelemelerden sonra menfaati bozulan mülk sahiplerinin şikayetleri üzerine ekim 1864'te müfettişlik görevinden azledilmiştir ve osmanlı döneminde bir daha böyle bir proje ortaya getirilmeyecekti.

11. girişim: 1999

cumhuriyet tarihinde ilk defa 1999'da bülent ecevit hükümeti zamanında tekrar gözlerini açan bir proje. başbakanlık ile müşterek çalışma yürüten sakarya valiliği itü inşaat fakültesi hidrolik anabilim dalı başkanı prof. dr. necati ağıralioğlu ve bir grup biliminsanı, 99'da bir fizibilite raporu hazırlıyorlar. projenin önceki girişimlerden en önemli farkı, açılacak kanalın bir tatlı su kaynağı olan sapanca gölü'nden geçmeyecek olmasıydı. ancak ülkemizin başına gelen en hüzünlü, en kötü doğal afete denk gelmişti. 17 ağustos 1999... bu nedenle tekrar raflara kalkan bir proje.

marmara-karadeniz bağlantısı olacak bu proje, tam 8 padişah ve 1 başbakan görmüştür

osmanlı devleti bünyesinde 10, türkiye cumhuriyeti bünyesinde 1 defa olmak üzere tam 11 defa gündeme gelen bu proje her defasında bir sorunla karşılaşmış ve rafa kaldırılmıştı. bu kadar fazla girişime rağmen başarısız olmasını ise şöyle değerlendirebiliriz aslında:

- işi sahiplenen gayretli girişimci devlet memurları çoğunlukla yalnız kalmıştır. padişah destek verir gibi görünse de muhaliflerin yönlendirilmesiyle desteğini çekmiş ve proje sorumluları yalnızlığa itilmiştir.

- kanal bölgesindeki ayan, eşraf ve halk projeyi tam olarak idrak edememiş; kanalın çiftlik ve arazilere zarar vereceği, şahsi menfaatlerine halel getireceğini düşünerek muhalefet etmişlerdir.

- kanalın açılmasıyla bölgeye dışarıdan geleceklerle nüfusun artacağı endişesi kanal çalışmasını sekteye uğrayan minimal etkenlerin başını çekiyor.