90'ların Terk Edilmiş Fabrikalarda Elektronik Müzik Eşliğinde Partileme Kültürü: Rave

Rave culture (rave kültürü), 1990'larda oldukça popüler olan bir partileme tarzıydı. İnceliyoruz.
90'ların Terk Edilmiş Fabrikalarda Elektronik Müzik Eşliğinde Partileme Kültürü: Rave

Nedir?

rave bir çeşit dans ve müzik kültürü. bu tarz partilere girerken bardağınızın altına extacy yapıştırıldığı anlatılırdı ben küçükken. yani evet, uyuşturucu olmadan da eğlenilebilir belki ama, saatlerce hatta günlerce dans etmekten bahsediyoruz. vücudunuzda ne alkol ne uyuşturucu, nasıl olacak agalar bu iş? 

rave sosyal bir kaynaşma aktivitesi değildir. hiç yaşadınız mı bilmiyorum, dans ederken etrafı kesik kesik görme diye bir şey vardır. ışık öyle güzel ayarlanmıştır ki sanki sürekli gözünüzü açıp kapıyormuşsunuz gibi olur. kırmızı, mavi ışıklar kesik kesik etrafınızı aydınlatırken mideniz içinizde dönüyormuş gibi olur ama kusma hissi gibi olanından değil, güzelinden böyle, iyi hissettiren cinsten yani. bir noktadan sonra müziğe kendinizi bırakır ve kaybolmaya başlarsınız. işte bunu onlarca hatta yüzlerce insanla aynı anda yapınca sadece izleyerek bile haz alacağınız bir olaya dönüşür. adına da rave denir.

rave, avrupa'da başladı ve avrupa'da hollanda bir aralar rave merkeziydi

thunderdome'lar, mayday hardcore rave partilerinin milyona varan katılımları oldu. eski uçak hangarları, eski fabrikalar bilumum rave mekanlarıydı. daha sonraları bulunmadığım ama anladığım kadarıyla o eski çocuk müziğiymiş gibi duran çakmayana da çakan hardcorelar, happy hardcore çalan rave partileri pek yapılmaz oldu, partilerin olayı house oldu trance oldu, b*k oldu...

Nasıl düzenleniyordu?

rave, illegal olduğu için haftalar öncesinden mekan tespiti partinin düzenleyicileri tarafından yapılır. özellikle terk edilmiş, kullanılmayan ve şehir merkezinden uzaktaki binalar tercih edilir ki amaç olası polis baskınını savuşturmaktır. partiye genellikle cuma günü start verilir ve pazartesi sabahına dek hiç durmadan devam eder. bazen parti perşembe günü başlayıp akışına göre daha uzun soluklu da olabilir. uzun soluklu olmasında bir diğer etken zaman ve mekan mefhumunun karanlık nedeniyle yitmesi ve dış dünya ile bağın ister istemez, parti süresince kopmasıdır. parti boyunca birçok dj farklı platformlarda, partiye getirdikleri kendi setleriyle ile sahne alır. ağırlıklı olarak drum&bass ve kısmen house tarzı müzik günler boyunca çalınır. partinin esrikleştirici en güçlü unsuru ayak tabanlarını hissetmeyecek kadar cok dans etmektir. öte yandan her türlü hallelujah etkisi gösterecek kimyevi maddenin temini mekanda kolayca gerçekleşir. rave partinin özü günler süren, ücretsiz, anarşist bir parti olmasıdır. son olarak rave partilerin londra'da kemikleşmiş bir orta-alt beyaz ingiliz ve zenci kitlesi vardır ve bunların hemen hemen hepsi birbirini tanır.

rave partileri, ecstasy b*kunun popülaritesini tavana vurduran partilerdir

doktorların dediklerine göre ecstasy, saatler süren uyarıcı etkisine sahip bir ilaç olduğundan dolayı, dans pistlerindeki insanlar kudurma sınırlarını zorlayabilmektelerdir. ecstasy vücut ısısını da etkilemekte ve özellikle sıcak bir ortamda uzun süreli dans ile birleşince, kişinin aşırı sıcaklık sonucu aşırı su kaybından (dehidrasyon) nalları dikmesine sebep olabilmektedir. ayrıca "bu tür partilerle kullanılan" ve önceden bahsi geçmiş "emzük, lolipop, çikolata, gaz maskesi, bonibon - şekerden imal kolye" gibi envanterler yine ecstasy'nin sebep olduğu diş gıcırdaması, kas gerilmesi gibi durumların etkisini bir nebze azaltmak için kullanılan malzemelerdir. görüntü olarak ilk başta komik gelseler de, aslında hapçılığın emareleridir.
bu partilerde su kaybına karşılık tüketilsin deyü su, sporcu içeceği, zıkkım suyu vs de satılır fakat uçuk fiyatlarla satılır.

müziğin günlerce hiç susmaması...

esriyen bedenlerin saatler ve günler geçtikçe kendilerinden daha da fazla geçmeleri. hele ki deneyim ıssız bir doğa köşesinde ve psytrance temelli olarak gerçekleşiyorsa tüm tabiatın da bu delice coşkuya ayak uydurması. madde kullanımının had safhada olmasına rağmen kimsenin pozitif titreşimleri bozacak bir girişimde bulunmaması, tüm kabilenin yek vücut halinde takılması. yüzlerce delinin tepindiği toprak dans pistinin zamanla bir hamur kıvamına gelmesi. ayaklara bulaşan çamurun üzerinde birikmiş "yaşanmışlığın" insanı uçar gibi hissettirmesi. pistten yükselen enerjinin göğü delercesine yukarıya doğru fışkırması, kozmik aurayla iç içe dolanması. kayaların ve ağaçların arasında beyaz tavşanı kovalamak. blacklight ile sıvanmış gülümseyen suratlar, rengarenk fosforlu giysiler, takılar, oyuncaklar... freak out seviyesine ulaşıp gaia ile sevişen bedenler. dolunay, göğe bırakılan gece fenerleri. kutlama, zafer sarhoşluğu. ay'ı selamlama, geceye merhaba! her köşede yakılan kocaman alevlerin yaladığı is kokulu insanlar. dönen ateşler, parıldayan meşaleler, poiler. göğü pudra şekeri misali dolduran yıldızlar. gündoğumu, şafakla beraber gölün üzerinden kalkan sis bulutları. sabah güneşinin aydınlattığı çiy sıvanmış çimlerde yuvarlanan deliler.

herkes gülümsüyor, gülümsüyor, gülümsüyor. bu deneyimi kutluyor ve kutsuyor yüreğinde, bedeninde. bunun realite ile hiç bir ilgisi yok. bu tamamen bir yol, ruhani. müziğin birleştirdiği insanların yolu. atalarımızın yolu. modernizme inat, en güzel paylaşımların ve deneyimlerin hayata geçirildiği, kadim bir yol. kabile.

Örnek video - 1992