Absürt Komedi ve Kara Mizahın İyi Bir Örneği Olan Gibi Dizisinden Replikler

Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi'nin senaristliğini üstlendiği, Exxen'de yayınlanan Gibi dizisi, kendine has mizahıyla sağlam bir izleyici kitlesine ulaşmış durumda. 2. sezonu devam eden diziden akılda kalan replikleri Ekşi Sözlük yazarları sıralamışlar.
Absürt Komedi ve Kara Mizahın İyi Bir Örneği Olan Gibi Dizisinden Replikler
Exxen

- ne oldu, ne düşünüyorsun?

- bi şey düşünmüyorum.

- nasıl lan, illa bi şey düşünüyosundur.

- ya ilkkan, birisine ne düşünüyosun diye sormak çok saçma yaa. ayrıca nezaketsiz de bir şey abi. kusura bakma ama bence öyle yani.

- allah allah, niye abi?

- abi birincisi, bu çok kişisel bir şey. ikincisi, bunu anlatması çok zor. üçüncüsü, hiçbir zaman insanın kafasında böyle yekpare, kristal top gibi parlayan tek bir düşünce olmuyor. yani sen şimdi sorup da bok edene kadar benim aklımın bir köşesinde aint no sunshine when she's gone şarkısı çalıyodu birazcık. bu akşam ne yiyeceğiz, acaba sandviç mi yiyeceğiz makarna mı yapsak; sulu yemek yemiyoruz, yememiz lazım düşünceleri... onun haricinde benim eski ev sahibimi biliyosun, o ev sahibiyle kafamda hayali bir tartışma yaşıyodum, yani hatta kazanmak da üzereydim o tartışmayı. o yüzden ne düşünüyosun diye sorduğun zaman bu çok saçma oluyor ve içinden çıkılamaz bir hal alıyor. bildiğin vakit kaybı oluyor. bilmiyorum ki ne düşünüyorum. ne düşünüyosun diye düşünüyorum, ne düşündüğümü düşünüyor oluyorum o sırada işin içinden çıkamıyoruz sonra.

"kardeşim ben senin yılgın bir hoşgörüyle beni benimsemene mi kaldım?"

"sağlıklı insanın biraz da sevilmemesi gerekiyor, çünkü sevilmediği zamanlar insanın adeta antrenman zamanlarıdır."

"meryem yengem, meryem yengemin oğulları oğuzhan, malik, metin enişte, mithat, ali, orhan yenge (adını orhan koymuşlar bi yanlışlık yok yani öyle benimsenmiş), talat amcamlar, talat amcamların dört tane çocuğu var birinin adı tümer'di diğerlerini unuttum ama, zekai baba (zekai biz ona zekai baba deriz ama bi kanbağı yok aramızda zamanında tahir dayılara evlatlık verilmiş), ondan sonra bülent, serdar, ceren, safiye halam, onun ablası bahriye halam, ondan sonra deniz, ekrem, ekrem'in mahalleden üç arkadaşı var mustafa, samet, engin, jibi dede (jibi dede zaten şengül teyzenin eski kocası), ziynet abla, ziynet ablanın sevgilisi varol bey, metin (bu metin başka metin ama metin enişteyle karıştırma ayrıca bi metin o), süleyman abinin kiracısı ali, ekrem dayılar, ekrem dayımın ortakları hüseyin, faruk, bi de niyazi abimler, anayasal düzeni bozmak ve suç amaçlı çete kurmak suçlamasıyla göz altına alınmışlar."

"ilkkan bizim senle sırt sırta verip de s*kemeyeceğimiz insan yok, ben buna inanıyorum kardeşim."

"erdem atletik diye ben niye köfteci açmak zorundayım."

+ şey de olabilir... çocukluğumdan beri haksızlığa asla dayanamam.

- evet, biliyorum. yani ben zaten bir tek seni tanıyorum ilkkan, haksızlığa dayanamayan. biz ersoy'la çok dayanıklıyız haksızlığa. ben acayip yani. al beni karşına, saatlerce dayanayım sana, haksızlığına.

yılmaz: dayak yemiş ya. dayak..

ilkkan: abi ben de güldüm ama yani çok sinir bozucu bir şey değil mi abi, mustafa abi dövüyormuş çocuğu.

yılmaz: mustafa abi beni dövdü dese anlarım. hani bi kere dövdü, ben de çektim kapıyı çıktım olur. dövüyodu ne demek lan. bu bi süreç yani. bi süre dayak yedin demek ki sen.

ilkkan: kim bilir ne zamandır devam ediyodu ya.

yılmaz: bunu demek ki yani biz... biz de dövsek. bi süre dövebiliriz yani bunu.

"sadece 10 liramın olması hiç param olmamasından daha çok yakıyor canımı. lütfen kurtar beni bu 10 liradan."

"bir gün önce babannesi yenen hiç kimse ertesi gün kahvaltıcıya gitti diye kafası dağılmaz, bu bir. ikincisi, bizler sorunlarımızdan kahvaltı yaparak kaçan insanlar da değiliz."

"bak bu tek başına yeter ilkkan. karanlık, kadim, kötücül bir güç uyanır da bize zarar verirse diye gofret aldık!"

"ümran abla ne desen haklısın, hiç hesapta olmayan bi kölelik durumu çıktı."

1. suskun kahinin gözyaşları
2. karşıt kaderlerin kıvrak dokunuşu
3. bu rumbanın bamboya o kadar etkisi olduğunu sanmıyorum ya
4. kanatlı kontun müşvik öpücüğü
5. boyutsal istilanın kötücül pelerini
6. sessizlik larvalarının muhafızı
7. kutsanmış ateşin dikenleri
8. yüksek elf konseyinin tılsımları ceketi
9. dördüncü seviye yıkıcı prensesin umulmadık parşömenleri
10. yedi erdem ışığının cübbesi
11. ateş toplarının mızrakları
12. sessiz laboratuvarın hırzısı
13. suskun prensin öpücüğü
14. yılgın kalplerin korkak büyücüsü
15. ihtişamlı dingilin tiz yakarışları

+ asansörü niye kullanmıyoruz?
- onlar sahibeler için.
+ oğlum artık köle değilsin, siviliz, asansörden çıksak ya.

yılmaz: 39 yaşında mısın oğlum sen?
ilkkan: öyleymiş abi
yılmaz: hiç mi anlamadın oğlum, insan bilir ne yaşadığını ya

***

yılmaz: ilkkan sen gönlünden geldiğince yumurta mı haşladın çocuğa?
ilkkan: haşladım abi ne var işte, protein çok önemli sporcular için.
yılmaz: bravo. peki benim merak ettiğim şey şu, 14. yumurtaya geldiğinde seni ne durdurdu, niye devam etmedin haşlamaya?

"yürümek öyle çok da matah bir şey değil ozan. işte al bak, ilkkan abin yürüyo. ne yaptı? yürüye yürüye gitti köle oldu."

ilkkan:  abi, tanrıyı güldürmek istiyorsan ona planlarından bahset.

yılmaz: ilkkan bak yemin ediyorum şimdi mezarlığın orta yerinde seni yatırıp s*kerim ha, vallahi bak canıma tak etti. her şeye bir lafın var. bi sus. açık mezar var, atarım seni içine.

ilkkan: ne yapıyorsun ya? hayatın acı gerçeklerini dile getiriyorum

yılmaz: lan yaşadığımız yetmiyor, bir de senden dinliyoruz hayatın acı gerçeklerini!

"allahın dinlenme tesisinde bu ne sembolizm ya böyle."