Ahlat Ağacı Filmindeki Kumcu Sahnesinde Gözüken Kitapların Verdiği Örtük Mesaj

Nuri Bilge Ceylan'ın bu sahnedeki kitapları öylesine yerleştirdiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

ahlat ağacı'ndaki kumcu sahnesinde sadece birkaç saniye görünen kitaplıkta sosyolojik bir analiz saklı


kitaplıktaki kitapların büyük kısmını birkaç arkadaşın da yardımıyla tespit ettim

önce bu kitapları sayayım, sonra buradan aneliz çıkaracağım.


üst raf soldan sağa

1- temel britannica 12 ila 20 ciltleri hürriyet yayınları ana yayıncılık (90'lar)

2- atlaslı coğrafya ansiklopedisi -tam set- arkın yayınevi (80'ler)

3- tek ciltlik bir ansiklopedi

4- üç-dört ciltlik bir ansiklopedi seti

alt raf soldan sağa

1- modern bilimler ansiklopedisi -tam set- başkan yayınları (70'ler)

2- adı okunmayan kitap

3- yenice değerleri sempozyumu (2008), onsekiz mart üniversitesi

4- türkçe ibadet (cemal kutay)

5- yüreğim seni çok sevdi (canan tan)

6- herkese lazım olan iman, (kemahlı feyzullah) hakikat yayınevi (ihlas yayınları)

7- arap israil uyuşmazlığı, (berna süer, ayşe ömür atmaca)

8- atatürk ilkeleri (basım bilgilerini bulamadım)

9- şu çılgın türkler (turgut özakman)

10- kafamda bir tuhaflık (orhan pamuk)

11- olasılıksız (adam fawer)

12- osmanlı gibi bir ismi var. logosu da doğan kitap'a benziyor ama bulamadım. kitap sırtındaki fon-nesne kontrastı sıfıra yakın olduğu için okunmuyor ama bu kitabı bilen biri tanır da yeşillendirirse sevinirim.

13- nutuk (m. kemal atatürk). alfa yayınlarının basımı.

14- sırt tasarımı say yayınları'nınkine benzeyen bir kitap

15- silahlara veda (e. hemingway) (kitap baş aşağı konmuş)

beş kitap daha. bir de devrik duran kitap ya da fotoğraf albümü...

kumcunun kitap koleksiyonunda tema'dan eser yok. böyle bir kitaplığa sahip olan hiç kimsenin "şu tür kitaplardan hoşlanırım" deme hakkı yoktur.

peki bu kitapların ortak yönü nedir? dersek genel hatlarıyla

a) kuponla bedavaya edinilmiş (ansiklopediler)

b) yayımcısının ücretsiz dağıtttığı (sempozyum kitabı, ihlas yayınevi kitabı)

c) çocuklara ders kitabı olarak mecburen ya da hevesle alınan (atatürk ilkeleri, coğrafya atlası, belki nutuk)

d) aşırı popüler olduğu için elden ele gezen, kolayca ödünç alınıp geri verilmeyen (şu çılgın türkler, yüreğim seni çok sevdi, orhan pamuk vs) kitaplar olduklarını görüyoruz.

birkaç istisna var: arap israil uyuşmazlığı kitabı orada ne arıyor ya da ernest hemingway'in silahlara vedası oraya nasıl girmiş? tahminimce nuri bilge ceylan yukarıda saydığım kitapların ön planda olmasını 2 saniyelik sahne için yeterli görmüştür. hiçbir ruh hastasının oturup bunları tespit etmeyeceğini düşündüğü için raftaki boşlukları başka bir yerden doldurmuştur. filmdeki sahafın koleksiyonundan yardım alınmış olabilir:


bu istisnaları saymazsak nuri bilge ceylan, "anadolu irfanı"nın gözünde kitabın nasıl bir nesne olduğunu güzel ve doğru özetlemiş: "kitap iyidir ama para vermeye değmez"

askerlikten de biliyorum. bir dergi ya da kitap gören uzun dönem arkadaşlar hiç çekinmeden sanki kolektif mülkiyetmiş gibi alır, bakar, beğenirse alır götürür başka yerde bırakırdı. kitaplar anadolu'da çakmaklarla aynı mülkiyet rejimine tabidir. kendisi ömründe bir kitaba dergiye 3 lira vermediği gibi kitabın ya da derginin sahibi malına sahip çıkmak isterse onu ayıplar, açgözlü muamelesi yapar. fakat beğendiğini alır götürür.

uzatmayalım

bizim halkta kitap biraz alimlik biraz da monşerlik, entellik alametidir. kitap sadece kitaptır. sever ya da sevmez ama pek kimse kitabı türlerine göre ayırmaz. kitabı okumak özellikle öğrenciler, çocuklar için iyidir, yetişkinler için ise, eğer para kazandırmıyorsa biraz gösteriştir. zaten kumcu o kitaplığı biraz da müşterilerine ve rakiplerine gösteriş için oraya koymuştur.

neden (atıyorum) fransa'da rastgele bir apartmandan bile yüzlerce kitap çıkarken, abd filmlerinde ortalama ailelerin salonlarında arka planda sıra sıra kitaplar diziliyken bizde durum böyledir diye biraz daha derinine inilebilir. çok çok özetlemek gerekirse: okuryazarlığın arkasında burjuva devrimlerine dayalı bir aydınlanmacılık olması batı'da bunu tabana yaymıştır. bizde ise burjuva devrimine değil vizyoner devlet adamlarına dayalı bir aydınlanmacılık olduğu için kitapseverlik takdir edilse de doğru düzgün sermayesi ve sermayedarı olmayan halk için kitap hep bir lüks olarak görülmüştür, bedava olduğu kadarıyla sahiplenilmiştir.