Akdeniz'de Bir Görünüp Bir Kaybolan İlginç Ada: Ferdinandea

Akdeniz'de volkanik faaliyetler sonucu Temmuz 1831'de ortaya çıkan, Britanya İmparatorluğu, Fransa ve iki Sicilya krallıklarını birbirine düşürüp sonra tekrar denize gömülen Ferdinandea adasının hikayesi.
Akdeniz'de Bir Görünüp Bir Kaybolan İlginç Ada: Ferdinandea

bundan yaklaşık 200 yıl önce sicilya açıklarında aniden bir ada belirir. çevredeki balıkçılar önce deniz yüzeyinde ölü balık sürülerini fark etmeye başlar, balıklar adeta denizde haşlanmış gibidir, yenilebilir oldukları ancak kükürt koktukları söylenir. birkaç gün sonra, ölümlere sebep olan şeyin denizin ortasında meydana gelen volkan patlaması olduğu anlaşılır. ilerleyen günlerde patlamalar o kadar artar ki yüzeye çıkan kül ve lavlardan en geniş yeri 4.800 metre, en yüksek yeri ise 63 metreden ibaret bir ada meydana gelir.


antik çağlardan beri bir görünüp bir kaybolan adaya ilk önce sicilyalı işgüzar gümrük görevlisi michele fiorin çıkar ve bu yeni toprakları iki sicilya krallığı adına fetheder. uzun zamandır akdeniz'de varlık gösteren ingilizler de boş durmaz, 2 ağustos 1831'de birinci sınıf kraliyet savaş gemisi hms st.vincent'ın kaptanı humphrey fleming senhouse, adayı ingiliz tacı adına ilhak eder ve ona dönemin amirallik birinci lordu sir james graham'ın adını vererek bulduğu ilk yere union jack'i diker.


adanın stratejik öneminin farkına varan iki sicilya'nın hükümdarı, kral ii. ferdinando özel bir egemenlik yasası çıkararak işgal girişiminde bulunur, kendi adına ithafen adaya ferdinandea ismini verir. her ne kadar ispanyollar da ada ile ilgili niyetlerini açıklasa da sahneye son çıkan, patlamayı bir şampanya şişesinin açılmasına benzeten fransızlar olur ve üzerinde hak iddia ederek julia ismini verirler.

avrupa'nın stratejik rotalarından birinin kalbinde ortaya çıkan ada, fransa ve ingiltere'nin adanın mülkiyeti için sicilyalılarla rekabet etmesiyle kısa sürede uluslararası bir anlaşmazlığa dönüşür. ancak anlaşmazlık boşa çıkar çünkü ferdinandea beş ay içinde yüzeyin altına geri döner. böylelikle mülkiyetinin hangi devlete ait olacağı hiçbir zaman belirlenemez.

"l'isola che non c'è" (orada olmayan ada) lakabıyla da anılan ada akdeniz'in kısa ömürlü atlantis'i olur.

en son 1863'teki yeni püskürmeler ile kısa süreliğine yeniden ortaya çıkan adanın kütlesi halen deniz seviyesinden metrelerce aşağıda kalmaya devam etmektedir

egemenlik anlaşmazlıklarının yeniden canlanmasını önlemek için, kasım 2000'de italyan dalgıçlar, denizin altındaki kayalıkların tepesine bir sicilya bayrağı diker, ıı. ferdinando'nun tahta çıkışının 170. yıldönümünde gerçekleştirilen törene, büyük torunu presn carlo ve eşi prenses camilla da katılır, "bu toprak parçası, ferdinandea, bir zamanlar sicilya halkına aitti ve her zaman onlara ait olacak" yazılı mermer bir levha suya indirilir. levha, ironik bir şekilde, 6 ay sonra 12 parçaya bölünür...

yukarıda özetlemeye çalıştığımız yönüyle ferdinandea adası olayı, devletlerarası hukuk ve uluslararası deniz hukuku açısından ilginç bir vakıadır. ada su yüzünde kalsaydı hangi devletin sayılırdı? ya da günümüzde yeni bir kara parçası oluştuğunda egemenliği ilk hangi devlete ait olmalıdır? gibi soruları doğurur.

aslında ortaya çıktığı dönemde, adanın konumu hesaba katıldığında, iki sicilya krallığı'nın taleplerinin meşruluğu tartışmasız görünmektedir. çünkü ada, krallık topraklarından kıyı kasabası sciacca ile yine bir volkanik ada olan pantelleria arasında yer almaktadır. tabi henüz kıta sahanlığı olgusunun henüz dünyada ortaya çıkmadığını da belirtelim. sicilyalılar için talihsizlik, ingiliz denizcilerin yeni oluşan adaya ilk ayak basanlar olduklarını iddia etmesiydi.

ingilizler, adanın terra nullius yani herkesin işgal edebileceği "sahipsiz toprak" olduğunu iddia eder ve kendi bayraklarını dikerler. ferdinandea'dan tam 124 yıl sonra ise benzer bir ilhakı, irlanda ile tartışmalı rockall adasında gerçekleştirirler. kuzey atlantik'te bulunan bu 783 m2'lik "kayalık" imparatorluklarının son toprak genişlemesi olur.

gerçekten de günümüzde birçok ülke insanlığın ortak mirası olarak tanınan antartika ile ilgili benzer tasarruflar gerçekleştirmektedir. üzerinde hiçbir devletin egemenliğinin bulunmaması antlaşmalarla kabul edilmiş antartika, şili'den abd'ye, sscb-rusya'dan yeni zelanda, britanya'dan arjantin, peru, güney afrika'ya kadar birçok ülke tarafından adeta parça pinçik edilmiş, geriye terra nullius olarak sadece marie byrd toprakları bırakılmıştır.

uluslararası hukuk doktrini hâlâ sıklıkla keşif ( expedition ) gibi toprak kazanma, ilhak yöntemlerine atıfta bulunsa da bazı italyan müellifler, ferdinandea'nın yeniden ortaya çıkması durumunda bunun italyan karasuları içinde gerçekleşeceğinden, olması halinde italya'nın hak taleplerinin meşru sayılacağından emindir. ancak 2000 yılında time dergisi'ne demeç veren ingiltere dışişleri ve britanya milletler topluluğu ofisi'nden bir yetkili "ingiliz hükümeti eğer herhangi bir ada ortaya çıkarsa bunu değerlendirecek" der ve ekler "şimdilik dalga yaratmak istemiyoruz" (time magazine, mart 2000).

fenomenin tarihine geçen ilginç bir vukuat da 15 nisan 1986 tarihinde yaşanır. dönemin birleşik devletle başkanı ronald reagan'ın emriyle libya'daki kaddafi rejimine karşı düzenlenen 1986 libya hava harekatı kapsamında gerçekleştirilen el dorado kanyonu operasyonunda, f-111'lerden oluşan görev gücü akdeniz üzerine seyretmekte iken hemen altında karanlık bir gölgeden çıkan gizemli bir bacayla karşılaşır. libya denizaltısından şüphelenen jetler, hedefe saldırır. 

gerçekte ise farkında olmadan ferdinandea'yı bombalamışlardır...