Alet Kullanabilen Hayvanlar

Evet, insanlık olarak aletler konusunda ustayız ancak doğada bizden başka alet kullanabilen birçok hayvan var.
Alet Kullanabilen Hayvanlar


şempanzeler

taşla sert meyveleri kırarlar. bu taşları gerekirse çok uzaklardan taşırlar. ağaç kovuklarında uyuyan galagoları öldürmek için mızrak yapıyorlar. bir deney şempanzesine kafesin içinde yüksek bir yerden muz sarkıtmışlar. bulunduğu kafesin belli başlı yerlerine de kutular ve sopa koymuşlar. şempanze kutuları üst üste koyup üzerine çıkıp sopayla muzu almış. denilene göre şu ana kadar keşfedilmiş 12 aletleri var.


filler

bu örnek sadece asya fillerinde gerçekleşmiş, afrika filleri bunu akıl edememişler. yukarıdaki şempanzeye kafesin üstünden asılan muz gibi bulunduğu alana tepeden bir ağaç dalı sarkıtmışlar. filin hortumuyla uzanamayacağı ancak bir yükseltiye çıkıp hortumuyla alabileceği bir yükseklikteymiş bu ağaç dalı. filin bulunduğu alanın uzak bir köşesine küçük bir kütük koymuşlar. fil ayağıyla ite ite kütüğü ağaç dalının altına getirmiş ve üstüne çıkıp ağaç dalını koparmış.


kapuçinler

bu manyak maymunlara bir test geliştirmişler. bir borunun içine fıstık yerleştirmişler. fıstık maymunun uzanamayacağı bir yerdeymiş. maymun bir sopa bulup fıstığı ittirmiş ve fıstığı öbür uçtan alıp afiyetle yemiş. bu kolay oldu demişler ve bu sefer borunun tam ortasına bir aparat eklemişler. eğer fıstığı yanlış yerden çubukla ittirirse fıstık bu aparatın içine düşüyor ve maymun alamıyor. ikinci denemede deneye katılan maymunların çoğu fıstığı doğru taraftan dürterek fıstığı aparatın içine düşürmeden almayı başarmış.


makaklar

bu maymun türü ise alet olarak kuyruğunu kullanıyor. kuyrukları ile kavrama yeteneği olmadığı için elleriyle kuyruklarını tutup suyun içine daldırıyorlar ve kuyruğunu kapan yengeçleri çekip afiyetle mideye indiriyorlar. doğada avlanma biçimleri bu şekilde.


kargalar

aslında tüm kargalar meşhur ezop masalındaki suya taş atarak suyun seviyesini yükseltip suyu içme bulmacasını kolaylıkla çözebiliyorlar. yeni kaledonya'da yaşayan bir karga türüne ise şöyle bir deney yapmışlar. karganın kafesine bir adet kısa sopa bırakmışlar. kafesin dışına ise bir adet uzun sopa. yine kafesin dışında başka bir yere ise sadece uzun sopa ile erişebilecekleri bir yemek bırakmışlar. karganın önce kısa sopayla uzun sopayı alması ve sonra da uzun sopayla yemeği almasını beklemişler. deneye katılan 7 karganın hepsi bu bulmacayı çözmüş. bu 7 kargadan 3'ü ise hiç deneme yapmadan yazdığım sırayla bu işi ilk seferlerinde becermişler.


timsah

bazı balıkçıl türleri yuva yapmak için sulak alanlardaki kütüklerin üzerine konar ve oradan çalı çırpı toplarlar. bunu bilen timsahlar ise vücutlarını kütük gibi gösterip ağızlarına çalı çırpı yerleştiriyorlar. timsahı kütük sana balıkçıl, timsahın üzerine oturunca da timsah afiyetle mideye indiriyor.


ahtapot

bir ahtapot türünü hindistan cevizi kabuğu toplarken gözlemlemişler. gözleme devam edince ahtapotun hindistan cevizi kabuğunu kendisini yakalamak isteyen avcılara karşı bir sığınak olarak kullandığını görmüşler.


bilim güzel. aslında belki de o kadar zeki değilizdir.

kaynak: frans de waal reisin `hayvanların ne kadar zeki olduğunu anlayacak kadar zeki miyiz` kitabı.

Bonus

şempanzeler, orangutanlar, yeni dünya maymunları (22): 

1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
7. engellemek.
8. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
9. kazmak.
10. çizmek, ovmak.
11. vurmak, çakmak.
12. asmak.
13. silmek.
14. içine sokmak, yoklamak.
15. düşürmek.
16. ulaşmak.
17. emdirerek sıvı taşımak.
18. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
19. vurmak, dövmek.
20. batırmak, saplamak, delmek.
21. simgeleştirmek.
22. kesmek.

bonobo (21):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
7. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
8. kazmak.
9. çizmek, ovmak.
10. vurmak, çakmak.
11. asmak.
12. silmek.
13. içine sokmak, yoklamak.
14. düşürmek.
15. ulaşmak.
16. emdirerek sıvı taşımak.
17. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
18. vurmak, dövmek.
19. batırmak, saplamak, delmek.
20. simgeleştirmek.
21. kesmek.

goriller (20):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
7. engellemek.
8. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
9. kazmak.
10. çizmek, ovmak.
11. vurmak, çakmak.
12. silmek.
13. içine sokmak, yoklamak.
14. düşürmek.
15. ulaşmak.
16. emdirerek sıvı taşımak.
17. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
18. vurmak, dövmek.
19. batırmak, saplamak, delmek.
20. simgeleştirmek.

eski dünya maymunları (19):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
7. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
8. kazmak.
9. çizmek, ovmak.
10. vurmak, çakmak.
11. asmak.
12. silmek.
13. içine sokmak, yoklamak.
14. düşürmek.
15. ulaşmak.
16. emdirerek sıvı taşımak.
17. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
18. vurmak, dövmek.
19. batırmak, saplamak, delmek.

kuşlar (18):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. engellemek.
7. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
8. kazmak.
9. çizmek, ovmak.
10. vurmak, çakmak.
11. silmek.
12. içine sokmak, yoklamak.
13. düşürmek.
14. ulaşmak.
15. emdirerek sıvı taşımak.
16. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
17. vurmak, dövmek.
18. batırmak, saplamak, delmek.

filler (12):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
4. engellemek.
5. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
6. çizmek, ovmak.
7. silmek.
8. içine sokmak, yoklamak.
9. düşürmek.
10. ulaşmak.
11. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.
12. vurmak, dövmek.

etoburlar (10):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.
6. engellemek.
7. çizmek, ovmak.
8. vurmak, çakmak.
9. ulaşmak.
10. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.

kemirgenler (8):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
4. engellemek.
5. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
6. kazmak.
7. ulaşmak.
8. sürüklemek, döndürmek, tekmelemek, tokatlamak, ittirmek.

gibonlar (8):
1. fırlatmak.
2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
3. çizmek, ovmak.
4. asmak.
5. içine sokmak, yoklamak.
6. düşürmek.
7. ulaşmak.
8. emdirerek sıvı taşımak.

böcekler (7):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.
4. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
5. vurmak, çakmak.
6. içine sokmak, yoklamak.
7. düşürmek.

balina ve yunuslar (6):
1. fırlatmak.
2. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.
3. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
4. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.
5. kazmak.
6. silmek.

toynaklılar (4):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
3. kazmak.
4. çizmek, ovmak.

kafadanbacaklılar (4):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. engellemek.
4. kazmak.

kabuklular (3):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
3. engellemek.

prosimiyenler (3):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. gözdağı vermek, el sallamak, sarsmak.
3. destek koyup tırmanmak, denge sağlayıp tırmanmak, köprü oluşturmak, yerini değiştirmek.

örümceğimsiler (3):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. fırlatmak.
3. tuzak kurmak, kandırmak.

karındanbacaklılar (2):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.
2. yüklenmek, kaldıraç kullanmak.

balıklar (2):
1. fırlatmak.
2. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.

timsahlar (1):
1. kontrol etmek ya da taşıma amacıyla sıvı veya nesne kullanmak.

çiftyaşamlılar (1):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.

denizkestaneleri (1):
1. bedene nesne yapıştırmak, tutturmak, örtmek.