TARİH 28 Temmuz 2021
133b OKUNMA     1965 PAYLAŞIM

1923'te 1 Amerikan Doları, Nasıl Adım Adım 4.2 Trilyon Alman Markına Denk Geldi?

Almanya'nın I. Dünya Savaşı'nın ardından yaşadığı hiperenflasyon döneminin bilgilendirici bir özeti.
Bugün Venezuela'da görmeye alışık olduğumuz manzaraları o günün Almanya'sı yaşıyordu.

türkiye'de enflasyon, türkiye ekonomi tarihinde sürekli yapısal problemlerden birisidir. yakın dönem tarihimizde 1971'den başlayarak 34 yıl süren çift haneli verilerin görüldüğü enflasyonist bir süreç yaşandı. 2000'li yıllarda kısmen düşse de, 2018 yılından itibaren döviz kuru ve fiyat pahalılığı nedeniyle enflasyon yeniden ciddi problemlerden biri haline geldi.

tuik'in açıkladığı resmi verilere göre yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 17,53, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 42,89 oldu. böylece türkiye dünyadaki en yüksek enflasyonlu 10 ülke arasına girdi.

hiperenflasyon, enflasyonun yılda yüzde 200 sınırını aştığı anlardaki halidir. paranın değerinin yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir ve en önemli nedeni 'aşırı parasal genişlemedir. hiperenflasyon döneminde kişiler kendilerini enflasyonun etkisinden korumak için yabancı para tutmaya başlarlar. döviz talebi çok fazla artar ve dövizin değeri artar, kurlar yükselir. ekonomiye duyulan güven azalır. ekonomik istikrarsızlıklar nedeniyle ticaret durma noktasına gelir.

1923 yılında almanya’ da yaşanan hiperenflasyon bu duruma çok iyi bir örnektir

almanya birinci dünya savaşı sonrasında büyük bir savaş tazminatı ve dış borç yüküyle başbaşa kalmıştı. hükümet borç ödemeleri ve döviz alımı için mark basmaya başladı. basiretsiz siyasetçilerin de etkisiyle ekonomisi iyice kötüleşen almanya, 1922 sonlarında tazminat taksitlerini zamanında ödeyemeyince, fransız ve belçika birlikleri ocak 1923'te almanya'nın ana sanayi bölgesi olan ruhr vadisini işgal ettiler. (bkz: ruhr sorunu)

alman hükümetinin tepkisi, ruhr'da pasif direniş politikasını emretmek oldu ve işçilere hiçbir şey yapmamaları söylendi. bu politika pratikte işgali protesto etmek için bir genel grev anlamına gelse de, grevdeki işçilere yine de mali destek verilmesi gerekiyordu. hükümet bu işçilere daha fazla para basarak ödeme yaptı. almanya kısa süre sonra paraya boğuldu ve hiperenflasyon daha da şiddetlendi.

1923 yılının ekim ayında almanya'da enflasyon ayda yüzde 29.500'e kadar çıkmıştı ve fiyatlar her üç-dört günde bir ikiye katlanıyordu. para basımında dur durak bilinmemesi üzerine para daha da değer kaybetti. 19 kasım 1923'te 1 amerikan doları, 4,2 trilyon alman markı oldu.


ocak 1922'de 1 mark'a satın alınabilen ekmeğin fiyatı, 10 ay sonra kasım 1923'te 192 milyon mark'a yükseldi. insanlar alışveriş yapabilmek için paralarını el arabasıyla taşımaya başladılar, ancak dükkanlara ulaşamadan paraların değeri yine düşüyordu. çoğu yerde alışverişte takas usulüne dönülmüştü.

almanya'da bu döneme ilişkin bazı hikayeler hâlâ anlatılır

mesela maaşını eve götüren bir adamın çantası çalınmış, ama hırsız çanta kilidini kırana kadar paranın değeri kalmayınca içindeki parayı çöpe boşaltıp çantayı götürmüştü. ya da bir adam bir çift kundura almak için köyden şehire inene kadar elindeki para ancak dönüş bileti almasına yetmişti.

el arabalarıyla para taşıyarak alışverişe gidenler


para desteleri ile sokaklarda kule yapan çocuklar


parklardan para süpüren çöpçüler


kısacası alman markı, işlevini tamamıyla kaybetmişti

hiperenflasyon almanya ekonomisinin çökmesine neden oldu. yatırımları enflasyonda eriyen orta sınıfın çok büyük bir kısmı fakirleşti. işsizlik arttı, ücretler yere çakıldı ve bu korkunç fakirleşmenin sonucunda geniş kitleler hızla radikalleşmeye başladı.

üçüncü reich (bkz: drittes reich) ile alman imparatorluğunun, dünya liderliği ve aleme nizam getireceği vaadiyle ortaya çıkan adolf hitler ve nasyonal sosyalist alman işçi partisi'nin oy oranları patlama yaptı. 1923 hiperenflasyonundan sonra yaşanan büyük ekonomik krizden sonra alman ekonomisinin dibe vurması sonucunda adolf hitler ve naziler %18 olan oy oranlarını önce %37, sonra %43'e çıkardı ve iktidara geldiler.

naziler, 1933 seçimlerinden önce büyük almanya'nın kaderinin bölücü partilerin insafına bırakılamayacağını ve kendi taraftarı olmayanların bertaraf edileceğini söyleyerek kullanılan tüm karşı oyları geçersiz saydılar ve %92 oyla nazilerin zaferinin ilan edilmesinin ardından demokrasi ve seçimleri kaldırılıp tek adam rejimine geçtiler. adolf hitler'in iktidarı tek başına ele geçirmesinden sonra tüm gazete, radyo programı, tiyatro ve filmlerin halkı aydınlatma ve propaganda bakanlığının onayı olmadan yayınlanması yasaklanmış, muhalif ideolojiye ait tüm kitaplar yakılıp yok edilerek tüm okullarda yeni bir nasyonel sosyalist tarih anlayışı öğretilmeye başlanmıştır: