1960'larda Peşi Sıra Başyapıt Niteliğinde Albümler Yapan Caz Piyanisti: Andrew Hill
besteci, aranjör, grup lideri ve piyanist andrew hill, caz piyanosunun gittikçe bireyselleştiği 1960'larda dikkat çeker
blue note'un "cesur" dönemi olan 60'larda art arda neredeyse her biri başyapıt olan bir dizi albüm kaydetmiştir. bu albümlerden "point of departure" 60'lı yılların en önemli albümlerden birisidir.
cecil taylor'ın onun çalışından etkilendiği gibi, serbest çalmayan müzisyenlerden de etkilenmiştir. özellikle birlikte çaldığı joe henderson, bobby hutcherson, eric dolphy gibi sideman'ler, hill'in müziğini dolaylı olarak şekillendirdiğini söylemek pek de yanlış olmaz. andrew hill, özgür cazın türsel tınısını geleneksel formları kullanarak duyurur. bu yönüyle aynı eric dolphy ve bir bakıma charles mingus gibi (her ne kadar bu iki isim arasında parallelikler kurmak zor olsa da), hiçbir kategoriye yerleştirilmesi mümkün olmayanlar arasındadır. modern piyano bestelerinde ve doğaçlamalarında, karayipler'e, afrika'ya ait öğelere rastlamak mümkün. hill şöyler der: "avant-garde olanı dikkatle dinle; böylece afrika ritimlerini duyabilirsin... cazın köklerini dinlemiş olursun".
andrew hill, chicago illinois'da doğar (birçok caz tarihçisinin belirttiği gibi haiti'de değil). piyanist earl hines'ın teşvikiyle 13 yaşında piyanoya başlar. 1952'ye kadar çağdaş besteci paul hindemith ile çalışır. 10'lu yaşlarda rhythm and blues gruplarında çalar, daha sonra charlie parker ve miles davis’in gruplarında konserler verir. 1961 yılında şarkıcı dinah washington'a eşlikçi olarak çaldıktan sonra new york'a yerleşir ve orada şarkıcı johnny hartman ve al hibbler ile çalışır. bir süreliğine new york'tan ayrılıp los angeles'a yerleşerek rahsaan roland kirk'ün quartetinde yer alır.
andrew hill, 1963 ile 1970 arasında lider olarak kaydettiği blue note albümleriyle hatırlanır
bu albümlerde birçok hard bop müzisyeni yer alır: davulcu joe chambers, kontrbasçı richard davis, alto saksofoncu, basklarnetçi ve flütist eric dolphy, vibrafoncu bobby hutcherson, saksofoncu joe henderson, trompetçi woody shaw, davulcu elvin jones, davulcu tony williams ve saksofoncu john gilmore. bu isimlerin çoğu, 1960'larda blue note'un ‘avant-garde’ döneminde çekirdek kadrosunu oluşturur. andrew hill aynı zamanda, joe henderson, bobby hutcherson ve hank mobley'nin albümlerinde sideman olarak çalar. hill'in sıra dışı kompozisyonları, bobby hutcherson'ın klasikleşmiş olan "dialogue" albümünde de yer alır.
hill’in müziği ne tam bebop, ne hard bop, ne de avant-garde'tır... müziğini herhangi bir tek kategoriye sokmak anlamsızdır. hill’in hedefi sanki yeni şeyleri anlaşılır bir dilde söylemektir. akor dizilerine yeni yaklaşımlar sunmayı ve armonik açıdan yeni dokular yaratmayı amaç edinmiştir sanki. etkilendiği piyanistler arasında thelonious monk, bud powell ve art tatum'u sayabiliriz. andrew hill 1963'te verdiği bir söyleşide monk'a olan hayranlığını şöyle dile getirir: "monk benim için ravel ve debussy gibidir, çalışına kişiliğini yansıtmıştır... ki müzikte önemli olan kişiliktir".
hill, kromatik, modal ve özgür doğaçlamaya ait öğeleri harmanlayarak eşsiz bir dil yaratmıştır
bazen avant-garde olarak kategorize edilse de örneğin cecil taylor'un özgür atonal müziğiyle ve uzun doğaçlamalarıyla pek alakası yoktur. çağdaşları joe henderson, wayne shorter ve eric dolphy gibi özgür caz için fazla gelenekseldi ve geleneksel çalan diğerlerine göre fazla avant-garde'dı. kariyeri boyunca, hem besteci hem enstrümantalist olarak hedefi geleneklere ve forma bağlı kalarak yenilikler oluşturmaktı. hill çok titiz ve kontrollü bir orkestra lideriydi ama grubun keşfedilmemiş alanlara girmesine olanak tanıyordu. kompozisyonları ritmik ve armonik açıdan oldukça çetrefilliydi. doğaçlarken son derece kromatik cümleler kurardı ama bu kromatizm bebop'tan uzaktı. eşliğinde ardışık aralıklarla dolu yoğun akorlar çalardı ama buna tezat olarak cümlelemesi legato ve akıcıydı. sık sık düzenli vuruşun üzerine rubato çalar, ve yer yer tartımı değiştirirdi.
1963 yılında yayınlanan "black fire" adlı albümünde "pumpkin" adlı parçanın iki ayrı versiyonu vardır. her ikisinde birbirine çok benzeyen fikirleri değişik kombinasyonlarla çalmayı denediğini fark ederiz. doğaçlarken de son derece kontrollüdür, hatta birçok fikri çalmadan önce tasarladığı söylenir. bu albümde joe henderson'un köşeli, "araştıran" soloları, hill'in yaklaşımını tamamlar niteliktedir.
1964 tarihli "point of departure" 60'lı yılların en iyi albümlerinden biridir
bu albümde, hill'in düzenleme ve kompozisyon becerileri çarpıcı bir biçimde gelişme göstermiştir. "new monastery" ve "refuge" adlı parçalarda fikirlerini monk'un yaklaşımları üzerine inşa ettiğini görürüz. monk gibi, 4/4'lük hissiyatından çıkıp üçlemeler çalar ve 4/4 hissiyatına beklenmedik bir yerde geri döner. bunu "flight" adlı parçada da yapar. tartımda hemen kulağa çarpmayan değişiklikler yapar, vurguların yerlerini öyle kurnazca değiştirir ki dinleyici 4/4'lük ölçüde ilk vuruşun hangisi olduğunu bulmakta zorlanır. bazen de hill ana vuruşları hissettirirken, tony williams'ın istediğini özgürce çalmasını ister.
andrew hill’in sololarında herhangi bir bop klişesine rastlayamazsınız
voicing'leri (akoru seslendirme şekli) de aynı özgünlüktedir, diğer hard bop piyanistlerin tercih ettiği akorlardan çok messiaen gibi bestecilerin armonilerini andırır. eşliği ise ilginç bir şekilde önceden tasarlanmış gibidir, monk'un kısa staccato darbelerinin aksine akorları uzun uzun tınlamasını tercih eder. albümün dördüncü parçası "flight" hareketli ve kıpır kıpırdır. son parça "dedication" da bi önceki parçaya zıttır. piyano solosunun altına yazılmış saksofon ve flüt partileri önce bir kontrpuan yaratır ama sonra solonun sonuna kadar susar. temaların altına yazdığı kontrmelodiler doğaçlanmış gibidir.
"point of departure"la aynı yıl kaydedilen "andrew!!!" de hill'in "le serpent qui danse" ("dans eden yılan") adlı parçada dolambaçlı, belirsiz ve dişli cümleleri kulağa çarpar. ve her zaman olduğu gibi eşliği başka hiçbir piyanistte rastlanmayan cinstendir. 1965 yılında kaydedilen "pax" albümünde "roots n' herbs"da neredeyse çalınması imkansız ritimler vardır. ve eşliklerde akor seçimi nefeslilerin arkasında yanlış akorlar çaldığı izlenimi uyandırır.
1968'de kaydedilen "dance with death" de "point of departure" gibi bir başyapıt niteliğindedir. aynı ismi taşıyan parça bir voodoo dansını akla getirir. ilk başta mccoy tyner'dan izler taşıyan solosu bambaşka bir yöne gider. "fish 'n rice" modal bir ezgidir aynı zamanda kuzey afrika hatta levanten melodilerini çağrıştıran bir blues tonalitesi vardır. diğer parçalar "yellow violet" ve "partitions" 60'ların ortalarında yaptığı müziklere yakın bir anlayışla bestelenmiş parçalardır. "partitions" üzerine doğaçlanması en zor parçalardan biridir, öyle ki coltrane'in "giant steps"i bile basit kalır.
1960'larda amerika'nın siyah müziği avrupa'nın etkisinden kurtuldukça, cazın afrika kökleri belirginleşmektedir. bu özellikle ikinci chicago okulu'nda ortaya çıkar. bu durum sadece andrew hill'de değil, muhal richard abrams, don pullen, geri allen gibi müzisyenlerde etkileyici bir açıklıkta görülmektedir.
albüm önerileri
• black fire (blue note; 1963)
• smoke stack (blue note; 1963)
• judgement! (blue note; 1964)
• *point of departure (blue note; 1964)
• *andrew!!! (blue note; 1964)
• pax (blue note; 1965)
• compulsion (blue note; 1965)
• change (blue note; 1966)
• *dance with death (blue note; 1968)