HAVACILIK 26 Aralık 2022
33,3b OKUNMA     244 PAYLAŞIM

2014 Kayıp Malezya Uçağı Hakkında İnsanın İçine Şüphe Düşüren Güncel Bilgi ve Teoriler

Malaysia Airlines'ın 8 Mart 2014'te kalkan 370 sefer sayılı uçuşunun nasıl bittiğine dair daha fazla olasılıktan şüphelenmek istiyorsanız doğru yere geldiniz.

8 mart 2014 malezya hava yolları uçak kazası... yeni yayınlanan bir belgeselde uçakla ilgili bazı teorileri konuyu baştan incelemek isteyenler için elimden geldiğince derlemeye çalıştım.

uçakta standart yolcu kabinleri ve yüklü meyve kasalarına ek olarak 225 kilo lityum iyon pilinin bulunduğu ve bu ürünün yangın çıkarma özelliği olan bir materyal olduğu üzerinde durulmuş. termal kamerayla yapılan ölçümlerde olası tetikleyici bir kimyasal reaksiyonda 1000 santigrat dereceye ulaşabilen ısısıyla pillerin varlığı da uçak için bir tehdit oluşturabileceği öngörülmüştür. yanınca çıkan zehirli florin gazının öldürücü etkisiyle yolcuların ölebileceği ve bu sebeple kontrol edilemeyen yangın sebebiyle uçakta bir patlama gerçekleşmiş olabileceği düşünülmüş. benzeri olay 03.09.2010 tarihinde dubai - köln uçuşunda yaşanmış ve düşen uçağın düşüş sebebinin bu piller olduğu belirlenmiştir. dünya genelinde bu pillerin sebep olduğu 160 kayıtlı kaza rapor edilmiştir. olası bir patlama veya çakılmada binlerce parçanın okyanusa yayılacağı ve bir şekilde tespit edilebileceği öngörülebilir.

bu konudaki yazılarda özellikle üstünde durulan ve malezya askeri radarlarının tespit ettiği rota sapması bana göre de akla en yatkın teori gibi geliyor. uçağın rotasından batı’ya andaman denizine doğru yol aldığı tespit ediliyor. uçağın bulunduğu bölgeyi 26 ülkeden oluşan uluslararası arama kurtarma ekipleri yaklaşık 5 milyon kilometre karelik alanı tarıyor fakat sonunda hiçbir şey bulamıyorlar. uçağın transponder’ı kapattıktan sonra askeri radarlar 7 sinyal alarak 5 saate yakın bir uçuş gerçekleştiğini tespit ediyor. araştırmacılar sapmanın gerçekleştiği noktadan itibaren yeni rotanın kuzey veya güney yönlü olup olmadığını ilk araştırmalarda tespit edememişlerdir.

yine başka bir teoride uçağın içinde olabilecek eğitimli bir bilgisayar korsanı teröristin uçağın eğlence sistemi üzerinden bazı ağlara ulaşabileceği; yakıt, rota ve daha karmaşık sistemlerde oynama yapabileceği düşünülmüş fakat neden böyle bir amacı olacağının yolcu profilleri üzerinde yapılan araştırmalardan sağlıklı bir temele oturtulamamıştır.

amerika’nın afganistan ve ırak operasyonlarında aktif olarak kullandığı gizli üssü diego garcia ile ilgili de bir çok teori ortaya atılmıştır. ek’te diego garcia’nın konumunu bırakıyorum:


uçağın sapma gerçekleştikten sonra bu gizli üsse kaçırıldığı veya uçağın pilotunun bu adaya 11 eylül benzeri bir saldırı gerçekleştirmeyi planlayıp uçağın yaklaşamadan düşürülüp, konunun örtbas edildiği gibi bir teori de ortaya atılıyor.

yukarıda bahsedilen batı yönlü sapma sonucu yapılan yeni araştırmalarda uçağın güney yönlü olarak hareket ettiği tespit edilmiş ve kaybolduğu saat olan 01:21’den sonra sabah 09:19’da batı avustralya sahilinin 3200 km açığından veri akışı gerçekleşmiştir. araştırmacılar bu sebeple avustralya ve afrika sahilleri olmak üzere uçağa ait veya ait olabileceğini düşündüğü parçalar üzerinde çalışmalar yapmıştır. uçağın kaybolmasından 16 ay sonra reunion adasında uçağa ait olduğu düşünülen flaperon parçası bulunmuştur. reunion adasının konumunu ve bulunan parçayı ekte sunuyorum.

reunion adası


flaperon parçası


bu çıkarımlara ek olarak araştırmacılar tarafından açık denizde güneye doğru rota çizdiği düşünülen ve batı avustralya sahillerinin 3200 km açıklarında veri akışı gerçekleşen uçakla ilgili en mantıklı teori bu gözüküyor. uçağın bir çakılma veya patlamayla suya düştüğü öngörülmeyip, flaperon parçasının arka kenarının aşınmasının suya inmeye çalışırken sürtünmeden gerçekleştiğini düşünüyorlar. yine fikir vermesi açısından flaperon parçasını buraya bırakıyorum.


uçak bir bütün halde denize inmeye çalışırken, oluşan sürtünmeyle ekteki parçanın zarar görerek bütün halinde okyanusa gömüldüğü varsayılıyor. peki uçak neden güneye rota çizdi, avustralya’nın 3200 km batısında ne işi vardı, kim indirmeye çalıştı bu konu halen büyük bir muamma. tüm bunların gerçekleşmesi için kokpitte bir insanın olması ve tüm bunları yapması gerekiyor.

işin özü 21. yüzyılın en gizemli uçuş olayında bilinmezlikler halen sürüyor ve adına binlerce komplo teorileri yazılıp, çiziliyor. gerçek olan ise, kanla yazılan havacılık tarihine 227 yolcu ve 12 mürettebat bir istatistik olarak yazılıyor. geride kalan ailelerin acıları, yaşananlar ve bilinmezlikler uzun yıllar silinmeyecek gibi görünüyor. yukarıda bazı teorileri paylaştım ve subjektif fikirlerde sundum. gerçek bambaşka da olabilir ama teknoloji çağı dediğimiz bir çağda bir boeing-777 halen sır olarak kalıyor ve 2014’ten beri tüm dünya bu sırrı çözmek için uğraşıyor.