TARİH 13 Haziran 2018
75b OKUNMA     773 PAYLAŞIM

300 Bin Kişiyi Katledip, Kurbanlarından Bazılarını Yiyen Yamyam Diktatör: İdi Amin

1971-1979 yılları arasında Uganda Devlet Başkanlığı görevini üstlenen İdi Amin Dada Oumee, 2003 yılında öldüğünde arkasında yüz binlerce ölü ve yerinden yurdundan ettiği milyonlarca insan bıraktı.

idi amin; 300 bin kişiyi katletmiş (kimilerini yemiş), özellikle hinduları uganda'dan sürmüş, mossad desteğiyle darbe yaptığı ve sonrasında israil ve ingiltere tarafından desteklendiği ileri sürülen yamyam diktatör. en çok isim yapmış kafatasçılardan bir tanesi.

idi amin; ingiliz kuvvetlerinde görev yapmış, oradan bir ingiliz yatkınlığı olan, sonraları halk adamı havasındaki oboteyi darbeyle devirip, "halk beni istiyor, beni göreve seçti" diye diye uganda başkanı olan bir adam.

zamanında şirin gözüktüğü için bu gelişme pek bir rahatsızlık yaratmıyor. zaten arkasında ingilizler ve israil'in parası var. (israil'in zamane kolonicilere özenerek bir dizi "yatırım" yaptığı bir zamana denk gelmiş arkadaş) fakat iktidara geldikten kısa süre sonra gerçek yüzünü göstererek rakiplerini tek tek alt etmiş. bunun için de şahane bir yol bulmuş, silahla yakalanan ugandalıların idamını öngören bir kanun geçirerek. bu sayede istediğinin eline silah tutuşturup idam ettirebilmiş.

bir polis ve terör devleti kurmasını tahmin edileceği gibi milliyetçilik naralarıyla örtbas etmiş. kısa süre içinde ülkedeki yabancıları hedef almış popüler destek için. israillilere terk etmeleri için 1 hafta süre tanımış ve bu da israille arasının bozulmasının başlangıcı olmuş. daha sonra, ülkedeki özel sektörün çoğunu elinde bulunduran ingiliz vatandaşı hint asıllı uganda doğumlulara 3 ay süre vermiş gayrimenkullerini bırakıp ülkeyi terk etmeleri için. (wikipedia diyor ki idi amin bu hareketi rüyasında gördüğünü ve vahiy olarak geldiğini açıklamış)


tabii millet kendi ülkesindeki işlerin başına geçince çok sevinmiş ama vasıflı işçiler ve yöneticiler çok yetersiz kaldığı için bir halt çalışmamaya başlamış. bizim güneydoğu'da, birinci dünya savaşı sırasında, demiryollarında çalışan ermenileri kovup (daha doğrusu alman demiryolu şirketine nota verip), sonra işler bozulunca işçilerin bir kısmının geri alınmasını hatırlatıyor bu olay. ama bunlar asyalıları geri çağırmamışlar, halkı da eğitememişler, işler de pek düzelmemiş ve halihazırda kötüleşmiş olan ekonomi çökmüş. tabii günah keçisi olarak birçok insan öldürülmüş.

idi amin beyimiz bu sıralarda kendi halkını öldürmek, kenya'yı falan işgal etmek için yeni silahlara ihtiyaç duymuş ve ingiltere'ye yollanmış plansız programsız. havaalanında buna "niye geldiniz" diye sorunca, "kraliçenizi ziyaret etmek istedim" demiş ama tabii kraliçenin bundan haberi yok. şansına o da o sırada londra'daymış, uyduruk bir görüşme ayarlanmış alelacele. böyle saçma hareketlerle kendine egzantrik bir hava verdikten sonra, asıl amacı olan silah görüşmeleri için dışişleri bakanlığına yollanmış ve ingiltere inanılmaz biçimde adama silah satmayı reddetmiş. bunun üzerine libya'ya, fkö'ya (filistin kurtuluş örgütü), suudi arabistan'a falan dönmüş idi amin ve tabii iç politikada da buna paralel olarak müslüman kardeşliği edebiyatı yapmaya başlamış bol bol.

sonra bir gün fkö'nün rehin aldığı israillilerle dolu bir uçağın inmesine izin verip, onlara konuşlanmaları için bir yer sağlıyor ve böylece başlarda çok ekmeğini yediği o şirin diktatör imajını artık kesin bir şekilde yok ediyor. israil özel kuvvetleri bir operasyonla adamı hacamat edip, neredeyse tüm rehineleri kurtarıyorlar ve bu idi aminin prestijini çok zedeliyor. o da her zamanki gibi hırsını daha çok insan öldürerek almış. zaten bu aralar artık iyice paranoyaklaşmış. ingilizler büyükelçiliklerini kapatınca, onları yendiğini açıklayıp kendine "ingiliz imparatorluğunun fatihi" gibi bir unvan vermiş. hemen arından sizin gibi "ulan ufak at da civcivler yeşin" diye gülen bir sürü insanı inşaatlara çektirmiş.

en sonunda gerçekten askerlikle alakalı bir şey yapıp tanzanya'ya saldırıyor ama tanzanya, bundan iyice bıkmış olan ugandalıların da yardımıyla, ülkeye girip idi amin'i koltuğundan ediyor. ama bu mutlu son falan değil. idi amin suudi arabistan'a, rahat bir sürgün hayatına kaçıyor ve kendisinden hiçbir zaman, öldürdüğü 300 ila 500 bin insanla geri bıraktığı koca bir ülkenin hesabı sorulamıyor. 2003 yılında ise cidde'de ölüyor.

Bu içerik de ilginizi çekebilir