90'ların Sonu, 2000'lerin Başının Unutulmaz Radyo Programı: Muzo'yla Yastık Sohbetleri
radyo d zamanındaki o muhteşem yayınlarını, tam da ergenlik dönemlerimde keşfetmiştim ve senerlerce de vazgeçememiştim. zaten tüm dinleyenlerinin de katılacağı gibi, en güzel dönemleri o zamanlardaydı. daha yayınına kendisinin tuşla yaptığı "biiip" sansürü bile konmamıştı.
program gece 00:00-02:00 arasıydı ve o iki saatin nasıl geçtiğini anlamazdım..özellikle yayın sonunda çaldığı şarkılar muhteşemdi.. (bkz: sezen aksu, zuhal olcay, leman sam, yeni türkü, barış manço vs) ve tabii aklımdan çıkmayan kalan efsanevi bir sürü diyaloga imzasını atmıştı.
iki kez telefonla katıldığım, iki kez de izmir’de gösterisine gittiği program.
sony walkman’im ve sadece 6 numaralı peograma kayıtlı 104 radyo d akla getirir.
ortaokul ya da lise yıllarımdayım. annem muzo’yu dinliyorum, at gibi kişniyorum gülmekten ve sabah okula kalkamıyorum diye yasaklamıştı yatarken walkman’ı. ilk icadımı o zaman yaptım.
yastık kılıfının altından kulaklıkları geçirip, tam kafamı yasladığımda denk gelecek şekilde koydum. kılıfın altına da walkman’ı. sesini o kadar hassas ayarladım ki, yastığa başını uygun pozisyonda koymadan radyonun sesini duyamazsınız. bu azmi lise yıllarımda gösterseydim bambaşka hayatım olurdu belki*
dışarıya çıkacağım akşamlar, anneme teybe kaydettirirdim programı. defalarca dinlediğim programları var. dalai lama’nın mutluluk sanatı kitabını da ondan duyup, keyifle okumuştum.
terbiyesizliğin aslında eğer iyi niyetliysen terbiyesizce bir şey olmadığını, arkadaşşarkısını, benden önceki neslin aşklarını, ilişkilerini, şarklarını hep muzo’dan öğrendim ergenliğimde.
sana gönül borcum çok muzaffer güsar.
çok güzel günler, çok değerli ufuklar açtırdın bana o iki oda bir salon evin küçük odasında.
eyvallah.
2000 yılında radyo d'de iken yunan bir hostes kadın bağlandı yayına, olimpik hava yollarında çalışıyormuş, 3 gün istanbulda 4 gün atinada yaşıyorum vs. diyordu. muhabbetin bir yerinde muzo , sizin bir adada çıplaklar kampı varmış, nasıldır, nerededir, gelebilir miyiz? vs. diye soruyordu. kadın türkleri küçümser bir hava ile var ama sizi almazlar falan diye laf sokmuştu. muzo safa yatarak , bizde nereye yakın bu ada diye sorunca, kadın bodrum-turgutreisin karşısı falan demişti. muzo da doksana çakarak, o kadar da uzak değilmiş, ben bodrum'dan oraya benimkini uzatırım, hepinize yeter diyerek kadını yollamıştı. seneler geçti hala unutmadım yarım yarım yarılmıştım.
(bkz: walkman)
(bkz: battaniye)
(bkz: radyo dinlerken uyuyakalmak)
(bkz: uyandığında kulaklıktan gelen ses)
lisedeyken geceleri yatakta uyumaya çalışırken dinlerdim.tabi kahkaha atmaktan uyuyabilene aşk olsun.annem korkarmış o zamanlar, bu kız uykuda kahkaha atıyor doktora mı götürsek diye. eğlenceliydi çok, ah bir de o bipler olmasa.