EKONOMİ 19 Kasım 2019
78,9b OKUNMA     750 PAYLAŞIM

Almanya'daki Gurbetçilerimizin Türkiye'ye Neden Dönmek İstemediğini Açıklayan Bir Analiz

İki ülkedeki vergi farkına dair çalışan-işsiz, evli-bekar ayrımlarına göre yapılan bu analiz, gurbetçilerin neden Türkiye'ye dönmek istemediğini de açıklıyor.
iStock

almanya ile türkiye karşılaştırılır iken en çok değerlendirilen konulardan biri de vergi oluyor. bunun için temel birkaç karşılaştırma yapayım;

almanya’da bekar ve 3000 euro brüt maaş alan biri olduğunuzu düşünün. bu durumda alacağınız net maaş yaklaşık 2000 euro olacaktır. bu rakam yaşanılan eyalete göre 50 euro azalabilir de artabilir de. türkiye'de bekar ve ay 3000 tl brüt maaş alan biri ise aydan aya değişmekle beraber yaklaşık ortalama 2250 tl net maaş alacaktır.

almanya’da evli 3000 euro brüt maaş alan biri için ise net rakam yaklaşık 2200 euro olacaktır. türkiye’de evli 3000 tl brüt maaş alan biri için ise yaklaşık 2300 tl net maaş alacaktır.

yani kısaca bu durumda tablo şu şekilde olur

almanya (bekar) -> 3000 brüt -> 2000 net
türkiye (bekar) -> 3000 brüt -> 2250 net

almanya (evli) -> 3000 brüt -> 2200 net
türkiye (evli) -> 3000 brüt -> 2300 net

bu durumda almanya’da evli olmak bir avantajken türkiye’de evli veya bekar olunmasının çok ciddi bir avantajı bulunmamakta. almanya evli ve çocukluya güzel. diğer taraftan da ciddi bir vergi uçurumu yok iki ülke arasında. sadece almanya'da brüt alıp vergisi göstere göstere kesildiğinden daha çok göze batıyor. türkiye'de vergi işini çalışan yerine işveren hallediyor. birçok kişi ödediği vergiyi bilmiyor, peşine de koşmuyor, karşılığını da beklemiyor.

ama bu rakamları karşılaştırırken bir de ödenen vergi ve sigortanın niteliğine bakmak gerekir. yani bu ödenen vergi ne şekilde kişiye geri dönüyor. işte bu nokta da almaya'nın büyük avantajları öne çıkıyor ve iste o zaman anlıyorsunuz bu gurbetçiler bu kadar ağlamalarına rağmen neden türkiye’ye geri dönmüyorlar...

örneğin, çocuk parası örneğini incelersek

almanya’da her aile çocuk başına devletten aylık 210 euro para alır. ve bu parayı zengin fakir herkes otomatik olarak çocuğu doğduktan sonra almaya başlar. bu para çocuk 18 yaşına gelinceye kadar ödenir ve bir çocuk 18 yaşına geldiğinde toplam, devlet tarafından o çocuk için 45.360 euro ödenmiş olur. tabi daha fazla çocuk varsa da ne kadar çocuk olursa olsun bu rakam her çocuk için ayrı ayrı ödenmiş olur. türkiye de ise bir kavram karmaşası var, çocuk parası diye ödenen para doğum yardımı ve ilk çocuk için “tek sefere mahsus” 300 tl olarak ödenir. diğer çocuklar için giderek artar.

yani kısaca almanya’da yasayan 3 çocuklu bir ailede 3000 euro alan bir kişi 11 yılda maaşından kesilen parayı sırf çocukları için geri alır. yani 11 yıl brüt maaş almış, maaşından hiç para kesilmemiş gibi olur.


şimdi ikinci büyük konuya gelelim, yani sağlık sigortasına

almanya’da isteyen özel sağlık sigortası yapabilmekle beraber devlet tarafından herkes için yapılan sigortayı kullanan daha çoktur. çünkü özel sağlık sigortası ile devlet sigortasının pek bir farkı yoktur. neyi kapsar bu sigorta? tüm özel ve devlet hastanelerine cüzdanını yanına almadan gidebilir, tüm eczanelerde temel ilaçlarını ücretsiz alabilirsin. yaşlanınca evde veya özel bir kurumda bakım hizmeti alabilir. doğum gibi durumlarda da tüm masraflar, hatta bebeğin ilk birkaç günlük bez, kıyafet gibi ihtiyaçları ücretsiz karşılanır. yani doğuma giden anne babanın da yanına cüzdanını alması gerekmez. hatta anne zor bir hamilelik geçirir ve veya doğum sonrası toparlanmakta zorlanırsa sigorta ücretsiz o anneye bir ebe gönderir, bebek bakımından basit hijyen konularına anneye yardımcı olur. ve doğumdan sonra anne 1 yıl boyunca çalışmaz ve maaşını alır. baba için ise bu izin 2 ay.

türkiye'de ise özel hastanelerin fiyatları zaten çok uçuk. özellikle doğum gibi durumlarda devlet hastanelerinin tercih edilmeme nedeni konusunda pek bilgim yok. ama yaşlı bakım hizmeti gibi hizmetlerin de türkiye'de yapıldığını biliyorum ama içeriği hakkında çok bir bildiğim yok.

almanya’nın sağlık konusunda en büyük problemi ise özel veya devlet fark etmez; randevu almanın çok zor olması, hizmetin çok yavaş olması. bazen soğuk algınlığı için doktora gitmek isteseniz haftalar sonrasına randevu veriliyor olması. bu almanya için büyük bir problem. ama ölüyorum bitiyorum, çalışamıyorum denilirse randevu almadan gidilebilir birçok yere.

bir diğer önemli konu ise işsizlik

almanya’da işsiz kalırsanız iş kurumuna başvurmanız şartı ile en son aldığınız net maaşın %60'ını almaya devam edersiniz. örneğin 3000 euro brüt alan bir kişi işten kovuldu ve 1 yıl boyunca aylık 1200 euro almaya devam eder. bu sırada iş bulması konusunda devletten desteklenir ve iş görüşmelerine yönlendirilir. türkiye'de ise aynı kişi 1050 tl alıyor. ama ne kadar süre bu maaşı alacağı ise daha önceden çalıştığı süreye göre belirleniyor. yaklaşık olarak 3 yıl çalışan biri 1 yıl maaş alabiliyor.

tabi bunlar en önemli konular, tabi bir de almanya ve türkiye'de de geçimini zor karşılayanlar için çeşitli destekler mevcut.


şimdi tipik bir almancı aile tablosu çizelim

3 çocuklu evin babası bir yerde işçi olarak çalışıyor olsun ve 3000 euro brüt maaş alsın. eline 2000 euro net maaş geçer. 630 euro da çocuk parası alır bunun üstüne. yani toplam 2630 euro, evin kasasına girer.

harcamalarına gelir isek: çocukları 1 yaşından üniversite eğitimlerinin sonuna kadar ücretsiz eğitim alır ve bunun için bir şey ödemezler. eyaletten eyalete farklı olmakla beraber belki 6 yaşına kadar çocuklar için aylık 150 euro çocuk yuvası bakıcı parası öder ama bu rakamı da sene sonunda vergi iadesi olarak geri alır, yani aslında cebinden çıkmaz.

ortalama bir ev için 800 euro kira ödeyecektir bu almancı aile. tabi işe gitmek için toplu taşıma kullanacaktır ama aylık 50 euro olan toplu taşıma bileti parasını sene sonunda vergi iadesi olarak geri alacaktır. bu vergi iade kısmını almancı aileler pek dillendirmezler. ama birçok konuda harcadıkları parayı sene sonunda vergi dairesinden geri alırlar. hatta birçoğu evin bir odasını bazen home office için kullanıyorum der, o oda için 300 euro gibi bir vergi iadesi alabilirler, genelde beyaz yaka çalışanlar bunu yapar. ama bizim aile babası mavi yaka olduğu icin bu gibi ıvır zıvırı hesaba katmayalım. yani kısaca şimdiye kadar bu ailenin cebinden çıkan para 800 euro oldu.

almanya’da ortalama bir aile için eve 50 euro elektrik, ortalama 100 euro ısıtma, 50 euro da çöp, su vs. derken 200 euro da ekstradan çıkar. telefonu, interneti vs. denilince de 250 euro da öyle gitti diyelim. yani harcanan 1050 euro oldu.

şimdi bu 5 kişilik ailenin aylık market harcaması yaklaşık olarak 400 euro olacaktır. yani kilosu 5 eurodan yaklaşık 80 kilo kıyma alacak kadar bir bedel. aynı aile türkiye'de yaşasaydı aynı miktardaki kıymayı almak, kilosu 35 tl olan kıyma için cebinden 2800 tl gibi bir rakam çıkacaktı. yani kısaca almanya’da 400 euro’nun karşılığı türkiye'de 2800 tl gibi bir şey oluyor. yani türkiye'de 2800 tl'ye ne alıyorsanız marketten onu aldığını düşünün bu ailenin de. şimdi bu ailenin harcaması 1450 tl oldu.


bu tek başına çalışan, karısının çalışmadığı bu babanın harcayabileceği hala 1200 eurosu daha var. biraz da giyim için harcasınlar. almanya’da giyim konusunu türkiye ile karşılaştırmak zor çünkü türkiye'de semt pazarları gayet uygun olabiliyor. ama şunu dürüstlükle ifade edebilirim ki orta, veya orta-alt seviyedeki 5 kişilik bir almancı ailesinin giyim için harcayacağı aylık rakam aylık 400 euro gibi olur. yani 1850 gibi bir rakam harcadılar, ve ellerinde 800 euro gibi bir sayı kaldı.

artık bu 800 euro’yu kişisel zevkleri için harcamaları zamanı. ailelerine 10.000 euro bedeli karşılığında 2014 model bir temiz bir volkswagen golf aldılar. aylık 300 euro taksit ödüyorlar onun için. 100 euro da vergisi, kaskosu, senelik bakimi için gidiyor. içine bir 100 euroluk benzin attılar ve artık ayda 1000 km yol gezebilirler. köprü-otoban ücreti yok, bunun için ekstra hesap yapmaları gerekmez, zaten bu köprü ve otobanı yapmak için devlet, maaşından vergi kesmemiş miydi, niye bir de para ödesin değil mi? hatta belki de türkiye’ye de arabayla giderler. yani bu araba ayda 500 euro yedi ve ellerinde hala 300 euro daha var.

bu 300 euro’yu da kenara koysunlar, çünkü sene sonunda tatile çıkacaklar aydan aya biriktirdikleri ve sene sonunda 3600 euro olan paraları ile. büyük ihtimalle de türkiye'de memleketlerine bir iki hafta uğrayıp antalya’da 5 yıldızlı bir otelde harcayacaklar o parayı.

bu tipik orta sınıf ailede sadece bir kişinin çalıştığı, 3 çocuklu almancı bir ailenin bütçesi. bu standardı yakalamak için, yani ortalama bir ev, golf marka ortalama bir araba, 3 çocuk ve masrafları için türkiye'de, üniversite mezunu, beyaz yakalı bir karı-kocanın çalışarak bu standardı yakalayıp yakalayamadığını bir durup düşünün derim.

işte bu nedenle almancı ailenin babası almanya’da biz sürünüyoruz dese de o rahatını bırakıp türkiye’ye dönemiyor, en fazla “emekli olunca döneriz vatana” diyor. ama emekli olunca da dönmeyecek aslında, “çoluk çocuk hep almanya'da, nasıl dönelim” diyecek ve yine dönmeyecek. ama belki bir yazlık alır türkiye'de, yazdan yaza uğrarlar.

Okurken Aslında Yaşamadığınızı Fark Ettirecek Bir Almanya-Türkiye Alım Gücü Kıyaslaması

Orada Olan Birinden: Almanya'da Göçmen Bir Türk Olarak Yaşamanın Güncel Zorlukları