İŞ HAYATI 28 Haziran 2018
29b OKUNMA     687 PAYLAŞIM

Amerika Gibi Büyük Bir Ülkede İş Başvuruları ve İşe Alımlar Farklı Şehirlerden Nasıl Yönetiliyor?

Amerika oldukça büyük bir ülke. Haliyle iş için şehir değişikliği yapmak veya başka şehirdeki bir işe başvurmak bizim bildiğimiz gibi olmuyor. Merak edenler için konuyu Sözlük yazarı "diesel1907" özetliyor.
iStock


başvurulan şirket büyük bir şirketse mutlaka kendi sitelerinde "careers" diye bir sayfa olacaktır, günümüzde ufak şirketlerin bile sitelerinde bu mevcut. genelde iş başvuruları buraya yapılıyor veya ilgili kişiyi tanıyorsanız ona direk resume/cv yollayabiliyorsunuz. daha önce bahsettiğim gibi amerikan resume/cv'leri avrupa'dakilerden (ve türkiye'dekilerden) farklıdır. kariyeriniz ne kadar başarılarla dolu olursa olsun kısa resume her zaman iyidir. buradaki resumelere "hobilerim" "boş zamanlarda yaptıklarım" "dinlediğim müzik türü" gibi bilgiler yazılmaz ve başvurduğunuz iş mankenlik değilse genelde fotoğraf konulmaz. cover letter yazma konusu da çokça soruluyor. cover letter yazmak zorunlu değildir ama bir işe başvuran 10 kişiden 9'u yazmış ve 1 tanesi yazmamışsa o bir kişi göze batabilir. yine bir işe başvuran 10 kişiden 9'u yazmamış, biri yazmışsa millet "vay be bu eleman uğraşıp bir de cover letter yazmış" deyip insanların gözüne girme konusunda iyi bir adım atmış olabilir. bu yüzden risk almamak ve şansı en yüksek tutmak için cover letter yazmak iyidir.

şimdi sizin bulunduğunuz şehirden ta 1500 km uzaktaki şirkete başvurunuzu yaptınız ve bekliyorsunuz. ne olacak? 

amerika'da şirketler genelde eleman alımı konusunda yavaş davranırlar. mesela çoğu şirkette eleman alımı için ilan verildikten sonra o pozisyon için bütçe ayrılması gerekir ve insan kaynakları bu konuda yavaş olduğu için başvurular başladıktan sonra 2-3 haftalık bekleme süresi olur. zaten mantıken eleman arayan bir şirket zaten meşgul demektir ve işlerini yetiştirmekte zorlanıyor demektir. bu durumda zaten bu kişilerin resume'lere bakıp eleme yapacak fazla vakti de yoktur.

günümüzde büyük şirketlerin çoğu resumeleri elemek için bir program kullanıyor. genelde program iş ilanındaki ve iş tanımındaki kelimelerle sizin resumedeki kelimeleri karşılaştırıyor ve ortak bulduğu kelime/terim başına size puan verip sizi sıralıyor. bu yüzden bir işe başvuran 30 kişi varsa bunların 20 tanesinin resume'sine hiç kimse bakmadan bilgisayar tarafından eleniyor. bir kişinin resume'sine belli başlı kelimeleri kullanmaması onun donanımsız olduğunu mu gösterir? hayır. zaten bu uygulama insan kaynaklarındaki en saçma uygulamalardan biridir. bu yüzden iş tanımına veya ilanına bakıp oradaki "buzz" kelimelerinden (team player, self-motivated, responsible gibi şeyler olacaktır) 5-6 tanesini seçip resumenize serpiştirmeniz iyi olacaktır.

işe başvurdunuz ve resumeniz ilk elemeyi geçti diyelim

genelde ikinci ve üçüncü eleme turları da oluyor ve geriye son 3 kişi kalıyor. şirketler genelde son kalan 3 kişiyi görüşmeye çağırıyor. eğer burada bahsedilen şirket yeni kurulan bir start-up ise "ben çok uzaktayım, oraya gelmem mümkün değil, görüşmeyi skype üzerinden yapabilir miyiz?" diye soruyorsunuz ve genelde "evet" diyorlar. eğer şirket orta boyda veya büyükse sizi insan kaynaklarından arıyorlar ve "17 kasım sizin için uygun mu?" dedikten sonra "evet" derseniz e-mail adresinize uçak biletinizi ve otel rezervasyonunuzu yolluyorlar. bazıları kiralık araba ve restoranlarda kullanılabilecek hediye kuponu da veriyor. sonra belirlenen o gün gelince yeni şirketinizin şehrine uçuyorsunuz.

çoğu zaman işe alınırken 2-3 farklı görüşme yapılır ve aynı şehirde yaşayanlara 2-3 farklı tarihte gelip bu görüşmeleri yaparlar. siz başka şehirde yaşadığınız için yapılacak tüm görüşmeleri ve (varsa) alınacak tüm sınavları o gün alacaksınız. genelde görüşmeden bir gece önce sizi uçuracaklar ve otele yerleştirecekler. ertesi sabah 8-9 gibi de görüşmeleriniz başlayacak. bundan bir önceki çalıştığım şirkette iş görüşmesi 9 saat sürüyordu. yani 8 saatlik iş günü boyunca görüşmeler, sunumlar, sınavlardan geçen kişi 1 saatliğine öğle yemeğine çıkartılıyordu. genelde bu tür görüşmelerde yorgun düşmek normaldir ve şirketler bu konuda deneyimli olduğu için interview'in sonlarına doğru yorgun gözükmenize veya bitkin olmanıza bakıp sizi elemezler. sonlara doğru genelde daha az yorucu aktiviteler konur. şu anda çalıştığım şirkette adamlar (daha doğrusu kadınlar) beni ülkenin bir ucundan uçurup buraya getirdikten sonra 2-3 saatlik bir görüşme yapıp serbest bırakmıştı.

uzunca günün sonunda akşam yemeğinizi yedirip ilk uçakla sizi eve yollarlar ve 2 hafta içinde sizi arayacağız derler. bundan sonra heyecanla ve biraz da korkuyla bekleme gelir. eğer işe almayacaklarsa genelde sizi aramazlar ve hiçbir şey söylemezler. bir ihtimal sizi arayıp "başvurduğunuz pozisyona uygun görmedik ama şirketimize size daha uygun başka bir pozisyon var, bunu düşünür müsünüz?" diye de sorabilirler ama bu sadece microsoft, ibm, ford, apple gibi devasa şirketlerde olur. işe alındıysanız sizi müstakbel patronunuz arar ve "size iş teklifi etmeyi düşünüyoruz, yıllık x dolar maaş, x dolar da bonus olarak düşünüyoruz, uygun mudur?" diye sorar. eğer uygunsa "evet" dersiniz, değilse pazarlık edersiniz. bazı şirketler (ufak şirketler) bu konuda duygusal davranır ve pazarlığa açık değildir ama büyük şirketler size belli bir pazarlık oranı bırakırlar.

bu resmi teklif değildir, resmi teklif yazılı olarak gelecektir. siz telefonda "teklifi kabul etmeye hazırım" dediğinizde resmi teklif yazılı olarak e-mailinize veya ev adresinize gelir. siz telefonda teklifi kabul etmeye hazır değilseniz size 1-2 hafta daha süre verirler ve sonra yazılı teklifi yollarlar (veya siz reddettiyseniz yollamazlar). teklifi kabul ettikten sonra sicilinizi ve birçok bilginizi kontrol ederler, referanslarınızı ararlar (çoğu insan referansların en başta arandığını düşünür ama referanslar en sonda, siz teklifi kabul edince aranır), resumede verdiğiniz bilgilerin doğru olup olmadığını araştırırlar (örneğin 2006-2009 arasında microsoft'ta çalışmıştım derseniz microsoft'u arayıp sorarlar), bazı şirketler ve bazı pozisyonlarda kredi skorunuza bile bakarlar. bu süreç 2 ile 4 hafta arası sürer.

diyelim ki siz teklifi kabul ettiniz ama bu şirkette çalışmak için taşınmanız gerekiyor

taşınmak epeyce masraflı bir işlemdir, özellikle de abd gibi devasa yüzölçüme sahip bir ülkede. örneğin california'dan new york'a taşınıyorsanız ve 3 oda bir salon eviniz varsa, sırf taşınma şirketi 15 bin dolar civarı bir para tutacaktır. sonra yaşadığınız şehirdeki mevcut evinizi satarken yapacağınız masraflar (örneğin closing costs, emlakçı komisyonu gibi) var ve başka masraflar da var. bazı şirketler (küçük şirketler) bu konuda pek bir taviz vermez ve "işine gelmiyorsa taşınma" derler. bazıları 2-3 bin dolar verip "al bu parayı taşınma masraflarında kullanırsın" derler. büyük şirketler de (yukarda bahsettiğim ford, ibm, microsoft ayarında şirketler) size "hiç endişe etme dostum, tüm masrafların bizden" deyip geri ödemesi olmayan 30-40 bin dolarlık taşınma paketi sunarlar.

kendimden iki örnek vereyim

master/doktora yaptığım yer michigan'dı ve oradan ilk isim için teksas'a taşınacaktım. o zamanlar öğrenciydim ve fazla eşyam veya satacak bir evim yoktu. arabama sığan eşyaları yanıma aldım, gerisini çöpe attım. taşınma masrafım 1,000 dolar civarıydı ve şirket bunu karşıladı. zaten daha fazla olsa karşılamazlardı. şu anda yeni başladığım işte olaylar biraz daha farklı yürüdü. artık kendime ait bir evim ve çok miktarda eşyam vardı ve taşınmak epeyce masraflı olacaktı. sağolsun şirketim tüm masrafları karşıladı ve taşınırken normalde 40 bin dolara yakın harcama yapmam gerekirken (buna evi satarkenki masraflar ve emlakçı komisyonları, yeni taşındığım yerde ev alırken yapılacak olan masraflar ve emlakçı komisyonları dahil) tek kuruş harcamadım. bu da şirketten şirkete değişen bir şey. sonuçta siz bir şirkette çalışırken başka bir şirket size yıllık 20 bin dolar maaş artışı öneriyorsa ve siz taşınırken 40 bin dolar masraf yapıyorsanız zaten o parayı çıkartmanız bile 2 yıl sürecektir. genelde büyük şirketler (abd'de büyük şirket tanımı diğer ülkelerden farklı olabilir) bunu bilirler ve mümkün olduğunca taşınırkenki yükünüzü çekmek isterler. bazı şirketler direkt sizin evinizi satın alıp size iyice rahatlık verebiliyorlar ama bunun için belli şartların oluşması gerekiyor. yine arabanızı, ev hayvanlarınızı...vs. taşımak için ayrıca bütçe veren şirketler de var.

şu ana kadar hep zaten amerika'da yaşayıp x eyaletinden y eyaletine taşınan kişilerden bahsettim. peki türkiye'de veya avrupa'da yaşayıp abd'de iş bulanların durumu ne olacak? 

genelde küçük şirketler yurt dışından gelenlerle uğraşmak istemiyorlar çünkü taşınma masrafının yanında bir de vize masrafları ve sponsorlukları var. büyük şirketlerde bu konuda bir kota oluyor ve o kotayı doldurmadıkları sürece yurt dışından eleman alımına iyi gözle bakabiliyorlar. genelde buradaki şirketler microsoft, apple, ibm ayarındaki devasa şirketlerdir. yurt dışından abd'de iş bulmak (özellikle vize yoksa) çok daha komplike ama bunu gerçekleştiren çok insan var.

Bu içerik de ilginizi çekebilir