Anne Olduktan Sonra Beyinde Gerçekleşen İlginç Değişiklikler
doğum yapmadan kısa bir süre önce 256 mb'a düşen hafızamın bir şekilde toparlanacağını düşünürken doğumdan sonra zileli deli cemal gibi evde gezinmeye başladım. piyangodan para çıksa yanardım çünkü alışverişlerde para üstünü bile hesaplayamıyordum. kelimeleri karıştırmak da cabası. aman efendim "beni maruz görün"ler, "aşağıya çıktım"lar, "prizi fişten çek"ler... böyle durumlarda çevreme "aha bak yalnız değilim falanca da böyle oluyormuş." demeye yeltenirim genelde. annemlere, arkadaşlara falan sordum "yoo normaldik biz." yanıtını alınca her zamanki gibi biraz araştırma yaptım. karşıma çıkan sonuçlar hem içime su serpti hem de düşündürdü. güldürürken düşündürdü he.
1. doğumdan sonra beyin azıcık büyüyor
beynimizdeki gri madde az da olsa büyüyormuş vay anasını sayın seyirciler. annelik yaparken otomatik pilotta yürüttüğümüz birçok şey biliyorsunuz oksitosin, prolaktin ve östrojen sayesinde. kafamızın bir miktar iyiliği de bu büyüme sayesinde. bir de büyümenin bebeği besleme gibi işlerde bize yardımcı olduğunu iddia ediyorlar.
kaynak: https://www.livescience.com/…-motherhood-brain.html
2. okb eğilimi
eminim yeni annelerin hepsinde bu manyaklık bir miktar var. obsesif davranışlara meyletme yani, mesela bendeki yüzlerce olandan bir tanesini söyleyeyim: bebeğin başının ve boynunun hep korunaklı olmasını, sarsılmamasını ve sallanmamasını kontrol etmek. bu genellikle okuduğumuz şeylerden anlamlı bir çerçeve oluşturmamızla alakalıymış. sarsılmış bebek sendromu diye bir sendrom okumuştum ama böyle normal değil makaleler halinde. o bende sekel kaldı.
bu durum da son derece normalmiş, aşağıda yapılan çalışmada 461 kadından 329'u ilk 6 ay mutlaka takacak bir şeyler buluyormuş.
kaynak: https://www.medicalnewstoday.com/…ticles/257316.php
3. stresle başa çıkabilme
beyinde amigdala denilen duygu jeneratörü bölge de, kayahan'ın yazdığı şarkı sözleri gibi sürekli stres, bir kalıba sığamamışlık, sabahlar uzak bu sevda tuzak bana halleri içinde yaşamayı öğreniyor anne olunca. küçük ve tamamen bağımlı bir canlının sorumluluğu olumlu bir travma yaratıyor. anne böylece çok uzun yıllar boyunca bu sorumluluğun stresiyle yaşamayı kaldırabiliyor.
kaynak: https://www.huffingtonpost.com/…-stru_n_801438.html
4. sevgi bombardımanı
doğumdan hemen sonra annenin beyninde dopamin ağı biraz daha hassas işliyor. aşırı sevgi yani. baya fazla sevgi. aşktan öte bir şey. manyakça bir sevdalanmak. gurban olduğum guzuuuumm yollarına ölürüm senin anasının ay parçası ammaaan da agucuk gucucuuuuuuuuuaaaaaummah
kaynak: https://www.theatlantic.com/…comes-a-mother/384179/
5. koku hassasiyeti
ah tam şarap tadımı yapılacak dönemdeydim ama işte çocuk benden besleniyor şimdi güccücük bedene şardone yüklenmenin alemi yok. analar çocuklarının her türlü kokusunu alabiliyormuş. buna da prolaktin hormonunun neden olduğu düşünülüyor. kalabalıklarda yavrunu ayırt etmeye yarayan ilkel bir sezgi.
kaynak: http://healthland.time.com/…aby-smell-so-delicious/
6. görsel uzamsal hafızanın gelişimi
"sonunda herhangi bir hafıza gelişiyor" diyenler? beynimizin hippokampus denen hafıza bölümü (bu arada "at ayağı"na benzediği için hippokampus demişler buna) lohusalıkla beraber 3-d ayrıntılı işlemeye başlıyor. evet telefon numaranızı unutabiliyorsunuz ama gözünüz kapalı bebeğinizin altını değiştirebiliyorsunuz ya da bebek çantasındaki materyallere hiç görmeden erişebiliyorsunuz.
kaynak: https://www.independent.co.uk/…-claim-10274861.html
7. alzheimer'a yakalanma riskinin artışı, onunla başa çıkma gücünün ortaya çıkışı
işte bu en ilginci. annelikle beraber özellikle östrojen hormonunun sebep olduğu nörolojik değişiklikler, beynimizde bir çeşit deformasyona neden oluyor. bu durum bizi alzheimer'a biraz daha yatkın bir hale getiriyor. ama iyi haber de var. bir şekilde gelişen ve değişen beynimizin bu hastalıkla mücadele etmeye yönelik süper bir potansiyelinin de olacağına yönelik araştırmalar devam ediyor.