Az Kişi Tarafından Bilinen Şaheser Diziler
It's Always Sunny in Philadelphia
IMDb
canım sıkıldı ve uzun zamandır başlamak isteyip de bir türlü başaramadığım şu diziyi izleyeyim dedim.
allah cezamı versin, bu zamana kadar biri keşke kafama silah dayasaymış da izleseymişim !
1. ve 2. sezonu aralıksız, soluksuz ve her bir saniyesi kahkahalarla dolu izledim.
ya hu o ne saçma karakterler, onlar nasıl muhabbetler öyle !? hepi topu 5 karakter var ve bunun dışına neredeyse çıkılmıyor, ancak o kadar değişik ve saçma sapan muhabbetleri olan karakterler ki bunlar ayaklarımı yerlere vurarak güldüm. saatler ilerleyince gece milleti rahatsız etmeyeyim dedim ve ağzımı burnumu kapatarak güldüm, akabinde garip sesler çıkardığımı farkettim.*
her bir karakter muazzam ama şu charlie nedir ya... sen nasıl gerizekalı, mal ve çılgın bir adamsın, sen nasıl bir ruh hastasısın.*
Carnivale
IMDb
hbonun akil almaz bir kararla iptal ettigi; televizyona gelmis gecmis en yaratici en orijinal dizilerden biriydi carnivale. yaraticisi daniel knauf taa '90li yillarin basinda sekillendirmeye basladigi bu buyulu dunyayin hikayesini "3 ayri ucleme" olarak gormusken, yayinlanan ilk 2 sezonu bu uclemenin ilk parcasi olarak dusunulmesi gerektigini hemen her yerde soylemisti. ki soylediklerinin ne kadar dogru oldugu, dumur edici bir sonla biten 2. sezon finali ile kanitlanir. oysa bu bolumun yayinlanmasiyla tatile giren carnivale'nin, basta hayranlari olmak uzere hemen herkes 3. sezon icin geri donmesini beklerken hbo yoneticilerinden en yetkilisi "dizi dogal omrunu tamamladi, ve hikaye coık guzel bir sekilde anlatildi" gibi en hafif tabiriyle abuk bir gerekceyle karnavalın şehirden ayrılacağını duyurdu. oysa gercegi zaten herkes biliyordu: dizi televizyonun en pahali yapimlarindan biriydi, odemeli kanal olsa bile hbo icin ratingleri dusuktu ve carnivale icin yayinlanmaya basladigi 2003 yilindan beri dogru duzgun bir kampanya calismasi hic ama hic yapilmamisti.
carnivale'in iptali, aslinda hbo icin de sonun baslangici denebilir. ratingleri bu diziden daha dusuk olan the wirein yeni sezonda geri donecek olmasi kimsede bir heyecan uyandirmiyor, tuhaf bir sekilde carnivale'in kardesi(abi de olabilir?)olarak gorulen deadwood pek parlak ilerlemiyor, six feet under bu yil 5. sezonu ile veda ediyor, sopranosun yeni bolumleri ise 2006'da baslayacak. bu gunlerde yeni yayin donemine baslayan hbo'nun yeni dizilerinden lisa kudrowun basrolde oldugu bir sitcom(the comeback) icin tam bir fiyasko denmekte. diger yapimlar ise reality-sitcom tadinda, daha cok dogaclamaya dayanan komediler. bugune kadar yaptigi her drama bir efsane olan hbo, anlasilan bu yil tum umitlerini eylul ayinda baslayacak 100 milyon dolarlik dizisi romea baglamis durumda. e bu nokta da insanin aklina su soru geliyor: maliyetinden her dem sikayet edilen carnivale'i, ondan 2 kat daha pahali bir dizi icin mi iptal ettiniz?
carnivale geceleri gizlice los isikta okunan bir kitap gibi bagimlilik yapan, heyecan uyandiran, hayalgucunu tetikleyen yasak bir kitap gibiydi. ve biri kitabin en heyecanli yerinde elektrikleri kesti.
Black Books
IMDb
gecenin bir körü bir arkadaşımla yaptığım ufak çaplı ingilizce kelime ezberleme çabasının ardından "şöyle bir bakalım sıkılırsak yatarız" diye açtığımız ama sonradan birinci sezonu bir solukta bitirdiğimiz, özellikle 3. ve 4. bölümlerini izlerken gülmekten öldüğümüz absürd komedi dizisi. bol miktarda sigara, şarap, gürültü, patırtı,eveleme,geveleme hatta develeme,jenerikte tom waits...
cnbc'nin atlamaması gereken bir dizi.
fran: do you know nothing about modern culture, bernard? beckham, posh, pokemon...
bernard: pacman. it's pronounced pacman.
Freaks and Geeks
IMDb
my so called life cizgisinde olan, karamsar ama umutsuz olmayan bir gozle lise ye, ama daha onemlisi lisede herkesin gormezden geldigi insanlara ve onlarin dunyalarina bakan, dreamworks tarafindan yapilmis, yegana guzel dizi. dizisin en carpici ozelligi: genelde cogu genclik dizisi gibi "lise de bir guzel, bir eglenceli ki, sorma, siniftaki tum kizlar model gibi erkeklerse ta$, bi de bunun uzerine hepsi de cok iyi kalpli, ne zaman yardima ihtiyacim olsa kosarak geliyorlar" gibi kli$elerle insanlari kandirip, goz boyamaya calismamasidir. cunku gercek dunya bole i$lememektedir, dolsiyla bu dizide o tarz bir kurguya yer verilmez. nitekim dizinin slogani olan : everything you remember from high school... that you choose to forget.( lise hakkinda hatirlayip ama unutmayi sectiginiz hersey), dizinin icindeki rahatsiz edici lise hayatinin gercekciligini cok guzel olarak ozetliyor.
bu diziden su anla$ilir ki, gerek amerika olsun gerek turkiye, gerekse japonya; lise hayati tum dunyada aynidir. akilli olan insanlar "inek" damgasi yer ve asagalanir, guzel ama aptal kizlar' i herkes sever, zaten bunlar okulun en popileri olurlar, ice kapali, akilli ama model gibi gozukmeyen, makyajsiz kizla herkes dalga gecer, spor da basarili olan tembel erkekler her zaman kizlarin gozdesidir, ve bu cocuklar acimazsizca kendinden fiziksel olarak gucsuz olanlarla dalga gecer, asagilarlar, ve tabii ki tum bu olaylar olurken hocalarin ruhu bile duymaz.
freaks and geeks 80 lerdeki lise hayatini anlatmaktadir ki bu da sunu gosterir son 20 yilda lise hayati hic degismemistir, degismeyecektir. halen insanlar sabahin bir korunde mutsuz bir sekilde liseye gidip, koridorlarinda hayalet gibi dolasirken, insanlarin sahip olduklari ozellikleri takdir edecekleri, a$alanmayacaklari, ezilmeyecekleri, kisacasi lise hayatinin bitecegi gunu iple cekmektedirler.
Firefly
IMDb
14 bolumden olusan insani kendisine hayran birakan muazzam yapim. bu diziyi izlemeyenler lutfen saga sola dizi izliyorum demesinler. su aralar oynayan butun dizilere fark atacak bir kalitede olan bir dizidir firefly. her bolum tek tek izlenip incelenmelidir. hic bir dizide insan denen varligin bu kadar iyi irdelendigini gormemistim. keza bu isi yonetmen 2500 yillarinda gecen bir dizide yapmistir. o kadar yeni teknolojinin arasinda insan ancak bu kadar etkili bir bicimde anlatilabilir. kisi bu diziyi izlerken, odak noktasi o sasali bilimkurgu efektlerinden cok insanlar arasindaki iliskilere kayacaktir. muazzam bir dizi izlemek isteyen sahislara siddetle tavsiye edilir.
Community
IMDb
3 senedir "ha başladım, ha başlayacağım" diye izlemeyi erteleyip durduğum diziydi, bu sabah itibariyle 5. sezonunu da bitirip 6. sezonunu beklemeye başlamış bulunmaktayım.
tesadüf, tam da bugün 6. sezonun yayın tarihi açıklandı. aylardır, yeni sezonun ne zaman başlayacağını bilmeden, bekleyenler olduğunu düşünüce hile yapmış gibi de hissediyorum biraz.
keşke fxx filan gibi, reyting savaşına daha uzak bir kanalda yayınlanıyor olsaydı...
izlemeyi düşünüp de kararsız olanlar kesin izlesinler. zaten komediyle arkadaş önerisi olmadan community'den haberdar olacak kadar ilgiliyseniz diziyi beğenmeme gibi bir ihtimaliniz yok. eğer rastgele izleyip de beğenmemişseniz, muhtemelen ya kötü çeviri kurbanısınızdır ya da en sevdiğiniz komedi dizisi the big bang theory filandır. (tbbt'yi ben de severim ama kalibre farkı o kadar büyük ki...)
The Lost Room
IMDb
dün akşamüstü başlayıp gece bitirdiğim muhteşem dizi, herkes gibi keşke devamı çekilse diyorum ama 3 sene geçmiş, zor be artık.. 10 numaralı odanın anahtarının (the key) replikasını yaptırmayı düşünüyorum ayrıca, daha güzel bir anahtarlık düşünülemez.
Homicide: Life on the Street
IMDb
sey gibi bir dizi, boyle oz'un teknik kadroyu komple almislar, ellerine david simon'un kitabi verip alin bunu cekin demisler gibi.
elbette bir the wire degil, ama gene de tasaklarini yere biraktigi anda 5.7 siddetinde depreme sebebiyet verebilecek bir dizi.
The IT Crowd
IMDb
on numara dizi.
bir dizi için "on numara" lafını kolay kolay kullanmam. karşımda kullanan olursa onu dayak manyağı yaparım. zira bana göre en güzel dizi, henüz yapılmamış olandır. zaten bir diziye "on numara" payesini biçmek kolay değil. güven özveri tecrübe ister böyle bir şey. fakaaaaat söz konusu dizi the it crowd olunca akan sular duruyor. beni bu kadar güldüren bir komedi dizisi zihnimin sarsak database'inden çıkmıyor. çocukluğumda uzaylı zekiye izlemişliğim, uzaylı zekiye'nin dandik tavırlarıyla insanları madara etmesine gülmüşlüğüm var ama, yo dostum yo, ben deli değilim. çocuktum o zamanlar.
dizinin 4 sezonunu bir solukta seyrettiğim doğru. hatta en kısa sürede diziye baştan başlamak, katıla katıla güldüğüm sahnelerden kolaj yapmak var aklımda.
ah bir de şu dizinin her bir sezonunu 6 bölümle kısıtlamasalar ne güzel olacaktı.
Oz
IMDb
televizyon tarihinin en sağlam dizilerinden biri. senaryosu, karakterlerin derinliği ve çeşitliliği, 1 saatlik süresi, gerçekçiliği ve realizmiyle çığır açmıştır. bu yüzden olsa gerek 99'da çıkmasına rağmen hâlen yeni başlayanların ağzı açık bir şekilde izlemesine sebep oluyor. neyse diziyi çok övmeye gerek yok zaten bir bölümünü izlemek yeterli.
diziyle ilgili birkaç bilgi de ben ekleyeyim. oz'daki chucky pancamo'yu oynayan chuck zito ve poet'i oynayan craig grant gerçek hayatta hüküm giymiş oyunculardır ve poet dizide okuduğu şiirleri kendisi yazmıştır.
dizide kullanılan prag, tits, pod gibi argo tabirler senaristler tarafından uydurulmuştur. tom fontana sokak argosunu bilen oyunculardan gerçek argo tabirleri öğrenmiş olsa da sonraki senelerde tabirler değiştiğinde diziyi eskimiş göstereceğini düşünerek kullanmamıştır.
son sözüm de kareem said, ryan o'reily ve chris keller'a çok kral adamlarsınız lan! kareem said cemaat kursa katılırım, ryan ve cyril'ın hapse girmeden önceki hayatlarını konu eden bir film çekilse izlerim, chris keller gelse... yok lan o kadar da değil.