SİNEMA 31 Ekim 2017
22,7b OKUNMA     893 PAYLAŞIM

Bazen Güldüren Bazense Hayal Kırıklığı Yaşatan Komedi Filmlerin Dayandırıldığı Mizah Kuramı

Belli noktalar üzerinden seyirciyi yakalamaya çalışan komedi filmleri aslında mizah kuramına dayandırılarak planlı bir şekilde hazırlanıyor. Sözlük yazarı "jasbafcestayla", bu kuramın üç maddesini açıklıyor.


mizah kuramı temelde üç kurama dayanır. ben en çok rahatlama kuramı üzerinde duracağım.

üstünlük kuramı

bu kurama göre mizahı, başına gülünç bir şey gelen karakterden üstün olduğumuzu düşünerek ve bundan keyif alarak ortaya koyarız. örneğin kemal sunal filmleri. bu filmlerde ana karakter halktan ama hep biraz safça bir adamdır, başına gelen olaylara güleriz çünkü biz onun gibi saf değilizdir. yani bu karakterden üstün olduğumuzu düşünerek güleriz. üstünlük kuramına göre mizah bu üstünlük hissinden oluştuğu için kendimizi iyi hissetme aracıdır.

uyuşmazlık kuramı

bu kurama göre mizah, beklenmedik, şaşırtıcı, süregelen olayla uyumlu olmayan bir durumla karakterizedir. örneğin kedi videoları. videoda iki kedi yan yana uzanır, bu normal bir sahnedir. ancak ilerleyen saniyelerde kedilerden biri diğerine sinirli bir bakış atıp koltuktan itmesi insan davranışlarına benzeyen beklenmedik bir tepkidir ve bizde gülme davranışını ortaya çıkarır.

rahatlama kuramı

gelelim zurnanın zırt dediği yere. rahatlama kuramına göre ne zaman ortamda bir gerginlik olursa organizma rahatlamak için orada mizah üretir. yani mizah, bir gerginlikten kurtulma ve rahatlama aracıdır.

huysuz viyanalı freud dedeyi anmamak olmaz burada. freud efendi der ki insanların açıktan ortaya koyamadığı ama içten içe arzuladığı saldırganlık ve cinsellik fenomenleri mizah sayesinde örtülü bir şekilde açığa çıkar. insanlar içinde tuttuğu cinsel ve saldırgan arzuları açığa çıkarmak için mizahı kullanır diyoruz yani. en çok gülünen esprilerin - özellikle erkekler arasında ki erkekler cinsellik ve saldırganlığa daha yönelimli - belaltı espriler olduğunu görünce bu konuda freud'a hak vermeden duramıyoruz.

bilinçaltı kavramına inanmayan biri olarak bunların "bilinçaltı" ndan kaynaklandığını düşünmesem de mizahın insanların rahatlama aracı olduğunu görmezden gelemeyiz. yaşamımın en kötü olaylarında beynim hep ister istemez espri üretmiştir. en acı olaylarda bile belki ağlanacak halimize gülüyoruz durumunu yaşıyorduk ama gerçekten psikolojik olarak rahatlamış oluyorduk.

velhasıl kelam en azından benim için mizahın en işlevsel yönü rahatlamaktır. mizaha en yakın olduğum, en iç içe olduğum zaman muhtemelen moralimin en çökkün olduğu zamanın sonudur. mizahın başladığı yerde psikolojik toparlanma başlar.