HAYVANLAR 25 Mart 2020
102b OKUNMA     520 PAYLAŞIM

Bazı Erkek Kediler, Neden Başka Kedilerin Yavrularını Öldürür?

Doğanın acımasız tarafları, kendi medeniyeti içinde yaşayan insanoğlunu şaşırtmaya devam ediyor diyebiliriz. Bunun bir örneği de hayvanların egemenlik anlayışı.
iStock

elimizde 1 adet çiftleşmek isteyen erkek var (memeli).
elimizde 1 adet döllenmiş ve bir süre sonra da yavrularını doğurmuş dişi var (memeli).
elimizde 1 adet habitat var, aynı türün dişilerinin ve erkeklerinin birlikte yaşadığı.

erkek memelinin üreme içgüdüsü var. kendi neslini var etmek istiyor. bu yüzden çiftleşmeli ama erkek memeli doğacak yavruların kendine ait olup olmadığından hiçbir zaman emin olamıyor... olamaz da zaten (genetik testleri unutun, onlar devre dışı).

dişi memeli de üremek istiyor, buraya kadar güzel ama erkek memeliden farklı olarak kendisi doğacak yavrularının kendisine ait olduğundan emin zira erkek memeli bir başka dişinin yumurtasını getirip de dişinin rahmine yerleştiremez (modern bilimi unutun, onlar devre dışı). e yumurta olmazsa döllenme de gerçekleşmeyeceği için olası bir gebelik durumunda doğacak yavruların genleri doğumu yapacak olan dişi memelinin genlerine sahip olacaktır. bu bakımdan dişi memelinin kafası rahat. üstüne düşen tek yükümlülük sahip olduğu gelişmişlik düzeyine göre çiftleşebileceği en iyi erkeği seçmek.

şimdi; erkek memeli haklı olarak gücü yetiyorsa rakip kedilerin genlerinin çoğalmasını önlemek ister. bunu da onların yavrularını ortadan kaldırarak yapar. çünkü gelişmiş bir organizma olmak, yaşanılan yerin domine edilmesi ihtiyacının ve diğer baskınlık içgüdülerinin doğmasının bir gereğidir. basitçe; size ait değilse sizden değildir, sizden değilse rakiptir. rakipler elimine edilir.

not: bilerek ve isteyerek kedi memelisinin özelinde yazmadım. bu tüm memeliler için geçerlidir. hatta dna'ya sahip her canlı için geçerlidir. diğer canlılara göre çok daha gelişmiş bir beyine ve zekaya sahip olmamız, içgüdülerimizi terk etmemiz için yeterli gelemez. evrimimiz süresince geliştirdiğimiz ahlak, vicdan, etik, hukuk, sosyal iletişim teknikleri vb tüm moral değer ve kodların hiçbiri içgüdüler üzerinde bir -bariz- baskınlık kuramaz. bunun tek istisnası ilgili türün tamamen yok olmayla (extinction) karşı karşıya kalmasıdır ki tehlike savuşturulduktan hemen sonra tür içindeki dengeler yeniden kurulur ve yok olma tehlikesinden uzaklaştıkça "serbest içgüdü piyasası"na geri dönülür.

medeniyet dediğimiz olgu, var olabilmenin "herkes için" optimum fayda noktasıdır hepsi bu. eğer bunun başka bir yolu olsaydı... öyle olurdu. ki varlığımızı tehdit eden görece tehlikeli herhangi bir mevzuda, medeniyetin ne denli hızlı bir şekilde askıya alındığını anlatmaya ya da göstermeye lüzum yok sanırım.

(bkz: medeniyetin insanlığın makyajı olması)
(bkz: medeniyetin kaçınılmazlığı)
(bkz: optimum denge)

Kediler İçin En Büyük Tehditlerden FIP Hastalığı Nedir?