İLİŞKİLER 28 Mart 2023
36,8b OKUNMA     326 PAYLAŞIM

Bazı Erkeklerin Evliliğe Neden Mesafeli Yaklaştığını Kanıtlayan 2 Kötü İlişki Örneği

Evlilik sahnesinden 2 üzücü örneği paylaşıyoruz.
iStock

çok sevdiğim bir akrabam var: adam dünyanın en sessiz, en sakin insanı

eşi çalışmıyor. evin tüm yükü bu adamın omuzlarında. sabah 8'de kalkıp işine gider, akşam gelir çocuklarla oyun oynar. hayatını ailesine adamış anlayacağınız. bu adamın işi ve ailesi dışında zaman ayırdığı tek şey var. tuttuğu takımın futbol ve basketbol maçlarını izliyor haftada 2 gün. o da toplasan 5 saati geçmiyor.

peki değerli arkadaşlar, bu adamın eşi bu 5 saat süresince ne yapıyor dersiniz? evet doğru tahmin ettiniz. tam 5 saat boyunca aralıklarla gelip gidip söyleniyor. "off yaa yine başladı şu salak şey", "bıktım artık izleme şunu", "işin gücün maç izlemek zaten", "bırak maçı çocuğun karnını doyur", "maçı bırak biraz çocukla oyna" gibi sözlerle maç boyunca söyleniyor kadın. kendi de bu arada bir bölümü 4 saat süren dizilerinden izliyor diğer televizyonda.

diyemiyorsun tabii "rahat bırak adamı da haftada 4-5 saat kendine ayırsın" diye. sürekli söylenen ve laf sokan bir kadınla evli olmaktan korktuğu için erkekler evlilikten korkuyor. yoksa kimse huzur veren, mutluluk saçan bir insanla birlikte olmaktan endişe etmez.


durun bir başka örnek vereyim, bu da başka bir arkadaşımın hikayesi

bir arkadaşım kendi iş yerinden bir kızla tanıştı. bir yıldan biraz fazla birlikte oldular,. bu süre boyunca festivalden festivale koştular. gezmedikleri müze, izlemedikleri opera ve bale gösterisi kalmadı. şarap tadımları, bira workshopları falan rutinleri olmuştu. anlayacağınız seküler çift olmanın bütün farzlarını yerine getirdiler. birbirlerini iyice tanıdılar ve sonunda da evlendiler. zaten dışarıdan bakınca bunlar orta anadolulu değil de isveçli iki çift sanırdınız. ikisi de sarışın, renkli gözlü falan hatta.

arkadaşım potansiyeli epey yüksek, işinde başarılı olma ihtimali çok fazla olan bir kişi. nitekim geçtiğimiz yıl isviçre'de yer alan bir bankadan iş teklifi aldı. teklifi aldığında arkadaşla birlikteydik. adam inanamadı. çocuğa mevcut işinden aldığı paranın yaklaşık 10 katını teklif ettiler. isviçre şartlarında bile ortalamanın 2 katı para kazanacaktı. yıllık 30 gün izin ve haftada 3 gün evden çalışma da cabası. mutluluktan yerinde oturamadı. "hayatımız kurtuldu abi" demişti.

evet, çok fazla uzatmayayım. bu arkadaşım eşini ikna edemediği için bu teklifi birkaç aylık kavga ve gürültüden sonra reddetti. söylediğine göre arkadaşımın eşi ailesinden uzakta olmak istemiyormuş. bırak başka ülkeyi, başka şehire bile taşınmazmış. bu kırmızı çizgisiymiş. arkadaş yalvardı yakardı ama ikna edemedi kadını. bu arada bu arkadaşım haftanın 5 günü sabah 6'da kalkıp işe gidiyor akşam da 7'de evde oluyor. bildiğin çile çekiyor yani. eşi pandemiden sonra evden çalışmaya geçti. arkadaş yeni işinde sahip olacağı şartları ve rahatlığı da kadına anlattı ama kadın nuh dedi peygamber demedi.

yani evlilik öncesinde 60'lı yıllardaki hippiler gibi yaşayan kız evlendikten sonra bir anda kültürel değişim yaşadı. dondurma kabını atmaya kıyamayan anadolu kadını oldu çıktı. arkadaşla geçen konuştuğumuzda eşini artık tanıyamadığını söyledi.

uzun lafın kısası erkeklerin evlilikten korkmasının sebebi budur dostlar

öyle bir kumar ki bu ya dünyanın en mutlu insanı oluyorsun ya en mutsuzu. bilinmezlik korkutuyor erkekleri. kadınların yanında yine iyi kötü bir devlet duruyor. destek görebilecekleri onlarca sivil toplum örgütü var. her şeyimi kaybederim, çocuklarımı bile eski eşim istemezse göremem çekincesi erkekleri hiç evlenmemeye ve baba olma düşüncesini aklına bile sokmamaya itiyor.