hiç düşündünüz mü, "beynimizin varoluş sebebi nedir?" diye. ne de olsa "beyinsiz" pek çok canlı var ve hepsi yaşamlarını sürdürebiliyor. biz ve diğer beyin sahipleri, bu organa niçin ihtiyaç duyuyoruz? evrim, neden beyin gibi karmakarışık bir yapıyı ortaya çıkardı dersiniz? "düşünmek, algılamak, hissetmek için" değil mi?

değil. değilmiş, daha doğrusu. aslına bakarsanız evrimsel süreçte beynin ortaya çıkış hikayesi hiçbir ulvi yön taşımıyor. eğer anlamsızlığa dair kaygılarınız varsa beynin gerçek amacını öğrenmek bu konuda sizi daha beter bir ruh haline itebilir, şimdiden uyarayım. şahsen bunu öğrenmek, benim için tam bir "acı gerçek"ti.

sinirbilimci daniel wolpert diyor ki beynimizin gerçek varoluş sebebi yalnızca ve yalnızca uyumlu ve karmaşık hareketleri sağlamaktır.

wolpert, kısaca "hareket etmeye gerek yoksa beyne de gerek yok" görüşünde. bitkileri örnek veriyor, bitkilerin hareket etmedikleri için beyne ihtiyaç duymadıklarından söz ediyor.

daha ilginç bir örnek olarak "sea squirt" adlı deniz canlısını gösteriyor. bu hayvan, yavruyken sinir sistemine sahip. yüzüyor. sonra bir kayaya kalıcı olarak yerleşiyor. artık hareket etmesi gerekmediği için kayaya yerleşir yerleşmez yaptığı ilk iş beynini ve sinir sistemini "yiyecek olarak tüketmek" oluyor.

robotların çeşitli algoritmalar sayesinde tahminlerde bulunabildiğini ama asıl zorluğun bir robotu bir insan gibi hareket ettirmekte yattığını belirten wolpert'e göre elini hareket ettiren en iyi robotlar bile hala karanlık çağda.

çocukluğumuza dair çoğu anıyı unutmamızı, onların hayatımızın geri kalanındaki hareketleri etkilememesine bağlıyor. beynimizin, sadece hareketlerimizi etkileyecek şeyleri sakladığını belirtiyor.

bu iddiaları, ortaya atan kişiden detaylıca dinlemek için şu videoyu izleyebilirsiniz.