Bilinmeyen Tüm Ayrıntılarıyla: İkinci Viyana Kuşatması Neden Başarısız Oldu?
osmanlı'nın viyana önlerinde ordularından çok daha fazla şeyi kaybettiği kuşatmadır ikinci viyana kuşatması.
yenilginin bazı sebepleri şunlardır:
- avusturya'nın olası bir türk kuşatmasına karşı viyana kalesini kuşatmadan 10 sene önce tahkim ve tamir etmesi. öyle ki viyana o tarihte avrupa'nın en kuvvetli kalesiydi. bastiyon ve ravelin sayısı olarak en güçlü kaleydi. ayrıca yiyecek, içecek, cephane, barut vs. gibi kuşatmada savunmacıları hayatta tutacak herşey kale depolarında bekliyordu. ii. leopold'ün kuşatmada az sayıda askeri şehir savunması için bırakmasının sebebi de budur. az sayıda askerle minimum erzak harcayıp olabilecek en uzun süre dayanmak ana stratejiydi. savaşın sonundan da anlaşılacağı gibi, ii. leopold bütün umutlarını avrupadan gelecek yardıma bağlamıştı.
- osmanlı ordusu genellikle hafif sahra topları, orta boylu şahi topları ve az sayıda ağır top olarakta baldöken topları ile kuşatmaya başlar. viyana savunucularının elinde ise osmanlı ordusunda ki top sayısından daha fazla top vardır. öyle ki, savunucular tünel kazılıp içeri girilmesine karşı kanalizasyon içine dahi top yerleştirirler.
- merzifonlu kara mustafa paşa, viyana şehrinin osmanlı idaresine geçtiğinde rahat savunulması ve kullanılması için şehri saldırılarla yıkmaktan kaçınıp, kendiliğinden teslim olmasını beklemişti.
- viyana önlerine gelene kadar osmanlı ordusu pek çok ganimet ele geçirmişti. yağmalanan köylerden kasabalardan ve bazı şehirlerden çok büyük zenginlikler osmanlın askerlerinin eline geçmişti. öyle ki bir köle akçelerle el değiştirirdi. bu ganimet zenginliği askerlerde savaşmak için bir şevk bırakmamıştı. genel düşünce evlerine dönüp ganimetlerini harcayabilmekti.
- merzifonlu kara mustafa paşa viyana şehrinin yağmalanmadan ele geçirilmesini isteyip olası bir yağmayı engellemek için de çok kesin emirler veriyordu. bu da askerlerin saldırıları ve savaşma istekleri üzerinde gözle görülür bir eksiklik yaratıyordu.
- osmanlı karargahı içinde bir anlaşmazlık ve çekememezlik vardı. tavsiye almaya yatkın olmayan merzifonlu kara mustafa paşa, pek çok veziri ve komutanı kendisine küstürmüştü. bu da son savaşın (kahlenberg) yapıldığı zamanda yenilgiye kadar gidecek husumetin başlangıcıydı.
- kırım hanı, kral sobieski'nin köprüyü geçmesini izlemiş, onlara saldırması gerekirken hiçbir şey yapmadan izleyip, en sonunda osmanlı karargahına geri gelip leh kralının ordusuyla geldiğini bildirmişti. kırım ordusu köprüden geçmekte olan ve oldukça zor durumda olan leh ordusuna saldırsaydı, kahlenberg savaşının kaybedilmesi çok zordu.
- orduya erzak getiren yollar belgrad'a kadar uzanıyordu. bu levazım kolları, hem çok uzun hemde çok tehlikeli yollardan geçtiği için saldırıya uğraması artık alışıldık bir hal almıştı. viyana önlerinde ise erzak ve cephane kıtlığı vardı. bunlar askerin moralini bozuyordu ve savaşma isteği tükenmeye yüz tutmuştu. ne de olsa ordular midelerinin üzerinde yürür.
- istanbul'dan yola çıkan ordunun sadece 70.000 kişilik olan kısmı savaşçı güç olarak viyana kalesi önündeydi. ordunun geri kalan kısmı ise uzun iaşe yollarını korumakla ya da civar köy ve şehirlere akınlar yapmak ile meşguldü. bu kadar geniş alana dağılan ordular son savaşın yapılacağı gün meydanda bile değildi, bazıları yenilgini haberini birkaç gün sonra alabildi.
bu sebepler ve bunların bağlı olduğu (ve benim unuttuğum) diğer alt sebeplerden dolayı kuşatma osmanlı açısından tam bir hayal kırıklığıdır...