TARİH 16 Kasım 2021
44,4b OKUNMA     470 PAYLAŞIM

Binlerce Yahudinin Katledilmesine Neden Olan Yalanlardan Biri: Kan İftirası

Tarihte uzunca bir süre boyunca, on binlerce Yahudinin katledilmesine neden olan bir iftira kan iftirası (blood libel).

kan iftirası (blood libel) musevilere atılan bir iftiradır, iftiradan ziyade bir nefret söylemidir. iftiranın içeriği şöyledir;

musevilerin, hamursuz bayramı'nın arifesinde sokakta sahipsiz bir hristiyan çocuk görürlerse kaçırdığı, kaçırdıkları bu çocuğu katlederek kanını çıkarıp, bu kanı yaptıkları ekmek ile yoğurdukları yönündedir. avrupa'da bu iftira yüzünden binlerce musevi katledilmiştir.

ne var ki museviler osmanlı'ya sığındıklarında da papalık, bu kan iftirası konusunda boş durmamış, osmanlı'daki müslümanları yahudilere karşı kışkırtmak için bu nefret söylemini, bu iftirayı osmanlı coğrafyasına da yaymışlardı. osmanlı'da bu kan iftirası birkaç kez denenmiş, lakin özellikle kanuni sultan süleyman döneminde bu provokasyon girişimleri sonuçsuz kalmıştı. kanuni sultan süleyman'ın saray hekimi moşe hamon, sultan'ı bu iftiranın asılsız bir nefret söylemi olduğuna ikna etmişti. 

kanuni döneminde amasya'da bir kan iftirası provokasyonu yaşanmıştır. öyle ki, amasya'da bir ermeni çocuk hamursuz bayramı öncesi kaybolmuş, kaybolan çocuğun yahudiler tarafından kaçırılarak katledildiği yönünde bir iftira ortaya atılmıştı. bu iftira neticesinde amasya'da bir haham yakılarak öldürülmüş, yahudilere ait evler basılmış, talan edilmişti. lakin daha sonra kayıp olan ermeni çocuk salimen bulunmuş, ama bu iftira neticesinde pek çok musevi'nin darp edilmesi, sinagog yakılması ve bir hahamın katledilmesi engellenememişti.

işte bundan dolayı kanuni bir ferman yayınlamış, bundan böyle bu tip durumlarda yaşanacak fevri davranışların önüne geçilmesi için bu davalara bizzat kendisinin bakacağını bildirmiştir. neticede, avrupa'da yüzlerce yıl yahudilerin katline sebep olan bu iftira, osmanlı coğrafyasında itibar görmemiş, yahudi vatandaşlarımız bu tip iftira ve nefret söylemlerinden uzak, güven içinde varlıklarını sürdürebilmişlerdir.