EKONOMİ 11 Mayıs 2021
54,7b OKUNMA     630 PAYLAŞIM

Bir Ülkenin Kendi Para Birimini Kaldırıp Yerine Yabancı Para Birimi Koyması: Dolarizasyon

Dolarizasyon nedir? Bazı ülkeler neden kendi para birimini kullanmaya devam etmek varken dolarizasyona başvurur? Açıklayalım.
iStock

nedir?

resmi olarak para birimi değiştirilmemiş olsa da, ülke içinde paranın fonksiyonlarının (değer ölçüsü, değişim aracı, servet birikimi) bir kısmının yabancı bir para birimi kullanılarak yerine getirilmesinin yaygınlaşmasına, yani "yabancı para ikamesine" de (currency substitution) yaygın olarak dolarizasyon denir.

bankalardaki mevduatın %60 civarındaki kısmının döviz cinsinden olduğu, ev fiyatlarının hatta kiralarının dolar cinsinden açıklandığı 1990'lı yıllarda türkiye'de de yaygın bir dolarizasyonun hakim olduğu söylenebilir.

bir ülke gerizekalı mı ki bambaşka bir ülkenin parasını kullansın?

aslında o ülkeler salak değil, amaç doların saygınlığından yararlanmak. yani faizleri amerikan düzeyine çekme çabası. bambaşka açıdan bakarsak da, evet o ülkeler gerizekalı. nedeni ise şu; resmi dolarizasyona geçince ülkeler para politikalarından feragat etmiş oluyorlar. yani şöyle açıklayayım, diyelim ki x ülkesi dolar kullanıyor. bir gün haberleri bir açtınız ki x ülkesinin cumhurbaşkanı başbakana anayasa fırlatmış, ertesi gün bütün piyasalar tepetaklak. şimdi o ülkenin yapması gereken hiperenflasyonu bile göze alıp para basmak ve finansal düzeni kurtarmak, ama o da nesi? sen para basamıyorsun ki, parayı abd basıyor. fed'e yalvarıyorsun, yakarıyorsun ama adam para basmıyor, neden bassın ki? seni kurtarmak için kendisi mi enflasyona hedef olsun? bu sorunsal içerisinde ülke ayvayı yer, s*ki yine halk tutar.

merkez bankası?

bunun en büyük sıkıntısını uygulamayı yapan devletin merkez bankası yaşar. bu sistem yüzünden merkez bankası asli görevi olan fiyat istikrarını koruyamaz, dahası banknot basmadığı veya az bastığı için en büyük geliri olan senyoraj gelirlerinden mahrum kalır.

dolarizasyon, ardından emlak krizini getirir

önce dolar şişer... dolar şiştikçe halk panik halinde dolar alır. dolar daha da şişer. halk panikle daha çok dolar alır. tl iyice değer kaybeder ama şu işe bakın ki, koşa koşa dolar alan herkes aslında tl işe maaş almaktadır, tl ile para kazanmaktadır. tl değer kaybettikçe halkın alım gücü düşer. alım gücü düştükçe daha az alışveriş yaparlar. az alışveriş yaptıkça ekonomi küçülür, işletmeler müşteri bulamaz olur, iflas ederler, iflaslarla beraber işsizlik başlar. işsiz kalan, para bulamayan halk ya borca batar. sonunda da gayrimenkullerini satışa çıkarırlar. bir anda piyasada gayrimenkul arzı fazlası oluşur... yani ev/arsa fiyatları düşer, düşer, düşer... ama alan kimse olmaz, çünkü millette para yok. ev fiyatları iyice düşer. inşaat firmaları iflas eder. ev fiyatları daha da düşer.

artık öyle bir dengeye gelir ki piyasa, ekonomiden çıkan işletmeler ve diğer aktörlerden arta kalan pazarda hayatta kalanlar yavaş yavaş para kazanmaya başlar (küllerinden doğmak) ve para kazandıkça emlak satın almaya başlarlar... emlak fiyatları yeniden yükselmeye başlar. işte emlak fiyatları yeniden yükselişe geçince, kriz bitmiş demektir.

yalnız bu söylediğim süreç 10 sene kadar sürer. sonra 10 sene de emlak fiyatların balon gibi şişmesi sürer ve sonra yine aynı süreç yaşanır.

hadi geçmiş olsun.

detaylandıralım

önemli olan ülke vatandaşlarının ülkenin kendi para birimi yerine başka bir ülke ya da bölgenin para birimini tercih etmesidir. bu sebeple içinde "dolar" geçtiği için birçokları tarafından ülke para biriminden vazgeçilip sadece abd dolarının tercih edildiği yönünde yanlış bir algıya sahiptir. çin, yuan yerine ülke para birimini japon yeni olarak belirlerse bunun adı yine dolarizasyondur. fakat burada yanlış anlaşılabilecek bir konuya da açıklık getirmek gerekir. örneğin; yunanistan 2002 yılında drahmi'den euro'ya geçtiğinde dolarizasyondan söz edemeyiz. dolarizasyonda ülke para birimine olan güvenin azalmasından kaynaklı hanehalkının yabancı para tasarruflarını artırması durumu söz konusudur. bir ülkenin ekonomik bir bölge ile antlaşma yapıp kendi ulusal para biriminden vazgeçmesini dolarizasyon olarak adlandıramayız. ülke vatandaşlarının yabancı paralar ile tasarruf ve yatırım yapmaya meyilli olması gerekir.

dolarizasyonun iki türü vardır: kısmi dolarizasyon ve tam dolarizasyon.

ekvator, tam dolarizasyon uygulayan ülkelere örnek gösterilebilir. ülke para birimi abd dolarıdır.

kısmî dolarizasyon ise bir ülkenin bankacılık sistemindeki ülke parasının, ülke parası ve yabancı para toplamına bölünmesi ile bulunur. yabancı paraya altın da dahildir. bu oran %40'ın üzerinde ise o ülkede kısmî dolarizasyonun varlığından söz edilebilir. bu aynı zamanda o ülke için bir tehlike sinyalidir. ülke dış ekonomik gelişmelere bağımlı hâle gelir. kırılgan bir yapıda ekonomik varlığını sürdürür.

ülkemizden örnek verecek olursak

türkiye bankalar birliği verilerine göre bankaların mart 2020 toplam mevduat hacmi 2.68 trilyon tl iken bu tutarın yaklaşık 1.31 trilyonu türk parası, 1.37 trilyonu ise yabancı paradır. yp/toplam mevduat rasyosun %51 olduğu görülebilir. buradan da anlaşılacağı üzere şu an kısmî dolarizasyonun olduğu bir ekonomiye sahibiz. oranın %60'ların üzerine çıkması hâlinde türk parasına olan güven %40'ların altına düşecektir.

dolarizasyonu önlemek için para ve maliye politikaları uyumlu olmalıdır. hatırlarsınız 24 mayıs 2020 tarihinde döviz satışlarında bsmv oranı %0.2'den %1'e çıkartılmıştı. mart 2020'de yp/toplam mevduat oranının %51 olduğu göz önünde bulundurulursa bsmv oranının artırılması yerinde bir karardı. fakat yeterli değildi. oranın %1'den %8, 1 yıla kadar vadeli mevduatlar için yabancı para zorunlu karşılık oranlarının ise %22'den %42'ye çıkartılması para ve maliye politikalarının etkinliğini artıracaktır. diğer bir ifade ile tasarruf/ticari yabancı para mevduatının şok etkisiyle azaltılması, bankaların yabancı para cinsinden kredi toplamının baskılanması dolarizasyona karşı alınabilecek en etkili iki önlem olacaktır.