British Shorthair Kedinin Özellikleri Nelerdir?
bu cins, kendi içinde pek çok ortak ve diğer cinslerden de bir o kadar farklı huylara sahiptir.
öncelikle bir kedinin shorthair olması, onun tüy dökmediği anlamına gelmez. oldukça fazla tüy dökerler. normal zamanda iki günde bir, tüy dökme mevsimlerinde günde bir defa evi süpürmeniz gerekebilir. sokaktan sahiplendiğim diğer kedim, bu tombulun çeyreği kadar tüy döküyor mesela.
kucak kedisi değildirler. sürekli peşinizde dolanırlar, mutfaktan salona oradan başka bir odaya oradan tuvalete gitseniz de sürekli götünüzün dibindedirler. siz klozette otururken, karşınızda oturup gözünüzün içine bakarlar. ancak tüm bunlara rağmen çok nadir kucakta otururlar.
genelde dibinizdedirler. koltukta otururken, yanınızda iki karış ötede oturur. siz ona yaklaştığınızda kalkar yine iki karış ötede oturur.
küçükken de, büyüyünce de diğer kedilerle karşılaştırdığınızda çok hareketli bir kedi değildir. diğer kedilere nazaran, sırt üstü uyuma huyları daha fazladır.
karakterleri diğer kedilerden biraz daha uzaktır. lazer pointer ile ya da bir oyuncak ile başka bir kediyi 10 dakika koştururken, bunlar çok daha hızlı sıkılırlar.
eğer ilk ve tek kediniz bir british shorthair ise, başka bir kediyi daha alana kadar kedileri tanıdığınızı zannetmeyin. diğer kedilerin yaptığı saçma, komik, eğlenceli şeyleri pek yapmazlar. sakin ve durgundurlar.
diğer kedilerde erkek dişi arasında hissedilir bir agresiflik farkı varken, bunların erkekleri de dişiler gibi munistirler.
sağlıklı ve dayanıklı bir cinstir, 8-9 yaşlarında ve sonrasında her cins kedide olduğu gibi böbrek rahatsızlığı için tetikte olmak gerekir.
eğer kilolu iseler ki tombul olmayan british görmedim, eklem problemleri yaşarlar.
sizin onu istediğiniz zaman sevmenize pek müsaade etmeseler de, kendileri gelip sizi istedikleri gibi severler. sabahları uyandığınızda bir yarım saat sevişme seansı yaşarsınız.
karakter olarak kediden çok, olgun ve bilge bir insana benzetirim hep. duygularınızı, hastalığınızı, yorgunluğunuzu sezer. gözyaşı döktüğünüzde, o mesafeli hayvan patisi ile yanağınızı okşayabilir, hastayken karnınıza, göğsünüze oturabilir.
her kedinin farklı karakteri vardır ama ırkların baskın özelliklerini taşırlar, bahsedildiği gibi soğuk bir ingiliz olduğu için temastan hoşlanmaz, o küçücük burnuna, yuvarlak gözlerine, yumuşacık tüylerine aldanıp doya doya severim düşüncesi hevesinizi kursağınızda bırakabilir.
fakat şöyle bir durum söz konusu, evde uzun süre yalnız kaldıktan sonra kapıda karşılar, bir süre kendini döne döne sevdirir, sırf kendisi için yapar bunu, çünkü mutluluk belirtisi olarak sürekli mır mır yapar.
bu arada hiçbir asabi tavrı yoktur, ısırmak çizmek falan genetiğine işlenmemiş. oyuncudur kendi kendine bir sürü uğraş bulur, bir de benimkinde şöyle bir gariplik var: geceleri birlikte uyuyoruz, öyle koyun koyuna değil ha, ayak ucumu tercih ediyor, yine mesafeli ama gecenin bir vakti örneğin 3-4 civarı uyanıp kendini sevdirmek için, oyun oynamak için beni de uyandırıyor. elimi yalandan ısırmalar, kafasını elime sürtmeler, yatağın etrafında dolanmalar falan... uyandım diyelim sanki ben halisünasyon görmüşüm, sanki bunları yapan kendisi değilmiş gibi suratıma ukala ukala bakıyor.