TEKNOLOJİ 7 Ocak 2025
11,3b OKUNMA     36 PAYLAŞIM

Büyük Hayaller ile Büyük Hatalar Arasında Sıkışıp Kalmış Bir Anlayış: Sovyet Mühendisliği

Bazen imkansızı zorlayan, bazen de mantığa aykırı çözümlerle sonuçlanan bir anlayışa sahipti Sovyet mühendisliği.

gözünü uzaya diken bir milletin, yerdeki çukurları bazen göremediği bir dönemden bahsediyoruz. aslında sovyetlerin mühendislikteki en büyük başarılarından biri uzay yarışıydı. 1957'de sputnik-1 ile tarihteki ilk yapay uydunun yörüngeye oturtulması, ardından yuri gagarin’in uzaya çıkan ilk insan olması. bunlar sadece mühendislik başarısı değil, aynı zamanda teknolojik gücün de dünyaya bir ilanıydı. 

Mir

daha sonra gelen mir uzay istasyonu, bugünkü uluslararası uzay istasyonu'nun ilham kaynağı oldu. yani, "sadece sovyetler yaptı!" denilemese de, merdivenlerin çıkılmasında etkileri büyük oldu. askerî alandaki yenilikler de kayda değerdi. özellikle t-34 tankı, ikinci dünya savaşı sırasında büyük bir stratejik üstünlük sağladı. yüksek manevra kabiliyeti, dayanıklılığı ve üretim kolaylığıyla savaşın seyrini değiştiren mühendislik harikalarından biri oldu. bunun yanında ak-47, yani meşhur kalaşnikof, hâlâ dünyanın en çok kullanılan tüfeklerinden biri.


ama gelgelelim, aslında sovyet mühendisliği her zaman o kadar da parlak değildi. enerji üretimi konusunda devasa projeler yaparken, çernobil gibi bir faciayı da yaşadılar ve yaşattılar. çernobil kazası; plansızlık, güvenlik önlemlerinin eksikliği ve mühendislik hatalarının bir sonucu olarak patladı. bu olay sadece sovyetler için değil, dünya için de büyük bir felaketti. "elimizdekiyle yaparız, onlar yaptıysa biz de yapabiliriz!" mantığının ne kadar tehlikeli olabileceğini gösterdi. bir diğer sıkıntı da günlük hayatta kullanılan ürünlerdeki kaliteydi.


sovyetler mühendislik alanında genellikle "yapalım da nasıl yaparsak yapalım, fark etmez" mantığıyla hareket etmiştir. sivil hayata sundukları teknolojiler, genelde askerî başarıların gölgesinde kalırdı, soğuk savaş sırasında mühendislerden askerî başarılar ve teknolojiler bekliyorlardı. üretilen tüketim mallarında dayanıklılık ile işlevsellik arasındaki denge genelde pek kurulamazdı.

* mesela lada denince akla gelen şey sağlamlık olsa da, bu arabalar konfor ve performans açısından sınıfta kalıyordu. yakıt verimliliği düşüktü, süspansiyon sistemleri ilkel, iç dizaynı ise oldukça basitti. yani lada sizi bir noktadan diğerine başarıyla götürürdü ama bunu büyük bir zahmetle yapardı.


* televizyon, radyo ve buzdolapları gibi ev aletleri, genelde dayanıklı malzemelerden üretilirdi ama sık sık arıza yaparlardı. ayrıca tasarımları modası geçmiş, hantaldı. çalışsa bile kullanımı zorlaştıran teknik problemlerle doluydu.

* sovyet mühendisleri pamuk üretimini artırmak için aral gölü'nü besleyen nehirlerin yönünü değiştirebilecek kadar gözü kara olmak zorunda olabiliyorlardı, "olmak zorunda" dedim çünkü dediğim gibi bir mühendisin çıkıp "saçmalamayın, göl kurur!" diyebilme lüksü pek yoktu, peki sonuç? aral gölü neredeyse tamamen kurudu, çevresi çorak bir araziye dönüştü. bu durum, ekosistemi mahvetti ve çevrede yaşayan halkın yaşam kalitesini düşürdü.


sovyet mühendisliğinin karşılaştığı en büyük problemlerden biri, işlerine sürekli olarak politik müdahaleler yapılmasıydı. bir mühendisin "bu tasarım olmaz, riskli!" deme lüksü yoktu. projeler mutlaka sovyet prestijine hizmet etmeliydi, bu yüzden planlamadan önce mühendislere emirler verilirdi. yani tüm projelerde tam anlamıyla "çalışsın, yeter!" anlayışı hâkimdi. tanklar, uçaklar ve silahlar hızlı üretilirdi ama aynı hızda bozulur ya da verimliliğini kaybederdi.

büyük hayaller ve büyük hatalar arasında sıkışıp kalmış bir anlayışa sahipti.