gayet düzenli bir hayatınız var. hayatınız boyunca hiçbir suça karışmamış, kimseyle münakaşaya bile girmemiş birisiniz. sabah kalktınız, kahvaltınızı ettiniz, işinize gittiniz ve akşamüstü eve doğru çocuğunuzun doğum gününü kutlamak için heyecanlı bir şekilde yola çıktınız.fakat ne olduysa oldu ve hem sizin, hem hayatınızın rotası tamamen değişti ve önce hastaneye, ardından karakola, sonra demir parmaklıklar arkasına gittiniz... 

suçunuz; stop lambaları yanmayan bir traktöre arkadan çarptınız ve sürücüsü öldü. yargı karşısında hiçbir şekilde traktörü görmediğinizi ispat edemiyorsunuz. karşı tarafın yakınları lambaların yandığını ve kaza anında paramparça olduğunu iddia ediyor. uzun bir yargılama süreci başlıyor. kandilli rasathanesinden o saatte havanın karanlık ya da alacakaranlık olup olmadığı, bölge elektrik idaresinden yol aydınlatma lambalarının yanıp yanmadığı, meteorolojiden hava durumuna bağlı görüş koşulları vb gibi bir dünya rapor isteniyor. sonuç; suçlusunuz. dünyadaki tüm trafik kanunlarına göre, bir başka taşıta arkadan vurmak suçtur. ölüme sebebiyet verdiniz. işiniz maalesef zor. direkt olarak cezaevine gönderiliyorsunuz ve hayatınızın akışı bir anda, çok anlamsız bir şekilde ve kahredici olarak değişiyor. çocuğunuzun doğum günü pastası arabanın paspasına düşüp paramparça olmuş bir şekilde kalıyor. 

şunu da belirteyim; buna benzer bir olay yanlış hatırlamıyorsam 2019 ve 2021 yıllarında antalya'nın serik ve afyon'un sandıklı ilçelerinde ilçesinde yaşanmıştır link. bahsettiğim kaza şekli hemen hemen her gün yaşanmaktadır zaten. serik ilçesinde yaşanan kazada traktör sürücüsü sonradan vefat etmiş ve otobüs şoförü cezaevine gönderilmiştir. şoförü yılardır tanırım ve bana ilk söylediği "vallahi billahi lambaları yanmıyordu, bir anda karşıma çıktı ve ben bile ne olduğunu anlayamadım" şeklinde olmuştu. "bir şeye vurdum, ilk olarak çöp bidonu falan sandım, sonra önümde birşey gidiyor ama ne gidiyor anlamadım".. maalesef murat kardeşimiz cezaevine girmekten kurtulamadı.. sandıklı'da olan kazada çok sevdiğim ve tecrübeli olan şoför abimiz maalesef hayatını kaybetti.

şimdi gelelim esas konumuza. bu şekilde yaşanmış bir kazada sizce kamera olsaydı şoför cezaevine gönderilir miydi? 

hız kurallarına uyuyor, farları yanıyor ve alkollü değilse elbette cezaevine girmezdi. murat kardeşimizin kafasını duvarlara vurduğu konu bu olmuştu. keşke araçta kamera olsaydı.. aslında kamera vardı fakat çalışmıyordu ve kaza saatinde gerekli olan kaydı yapmamıştı.

bir araç içi kamera almak belki ekonomik olarak sizi zorlayabilir fakat hayatınızı ciddi anlamda kurtarabilir. "kamerayı aldım, önüme çıkan ve lambaları yanmayan traktöre çarpmam umarım" diye değil; yaya geçidi dışında önünüze atlayan bir yaya, kırmızı yanan trafik lambasında önünüze çıkan bir motorsiklet, rampada aracı kaydırıp size vuran bir başkası, sigorta dolandırıcılığı yapan veya sizden para koparmak için üzerinize doğru yapılan anlamsız manevralar vs birçok konuda hayat kurtarıcıdır. özellikle alacak olduğunuz kamera gece park halinde kayıt yapabilen bir kamera ise, hırsızlık ve aracınızın başına gelebilecek çeşitli olayları kayıt altına alır. öncelikle polis, sonrasında savcılar veya hakimler bu görüntülere bakarak çok ciddi ve farklı kararlar verebilirler. gece alkollü bir sürücü sizin park halindeki aracınıza çarpıp gitse ve civarda herhangi bir kamera yoksa, bunu ispat etmeniz çok zor. kamera olursa çok kolay.

kamera sadece başınıza gelen kötü durumlardan sizi kurtarmak için değil; bazen çok keyifli, neşeli, can sıkıcı ya da haber niteliği taşıyan veya ilginç anıları da kayıt altına alır. karşınıza ayı çıkar, meteor düşer, sizin karışmadığınız farklı kazalar olur ya da enteresan hava durumlarını kayıt eder.

işte bu yüzden alacak olduğunuz kamera çok kaliteli bir kamera olmalı. gece görüşü özelliği olan, arka camdan yine arka tarafı kayıt eden, hızınızı ve konum bilgilerinizi anlık olarak saklayan, sensörlü olup araç park halindeyken aktif hale gelen vs. bir sürü özelliği olan kameralar mevcut. ben birkaç öneride bulunmak istiyorum ve özellikle kendi aracımda kullandığım garmin kameralar gayet başarılı. yine xiaomi ve nextbase gayet kaliteli ve birçok özelliği beraberinde getiriyor. fakat şunu unutmayın; letgo vb yerlerden alacak olduğunuz kameralar inanın hiçbir işe yaramaz. bir kez alın, sağlam alın. unutmayın ki, dandik kameralar yüzünden yanan araçlar var. bataryalarının çok sıcak havalarda patlama riski çok yüksek.

araç kamerası aldığınız zaman montajını kendiniz değil, yetkili kişilere yaptırın. montajı yapan kişiye uygun bir sigorta takmasını mutlaka söyleyin. aracınızın çakmaklığından güç alan bir kameradan asla verim alamazsınız.

bir otomobil tamircisi olarak yazdığım, aracınız hakkında tüm bilgilere ulaşabileceğiniz ve özellikle ikinci el otomobil almayı düşünenlerin keyifle okuyacağı 620 sayfalık kitabıma şuradan ulaşabilirsiniz (bkz: #165049934)

sağlıcakla kalın.

güncelleme: birçok soru gelmiş ve buradan yanıtlamak istiyorum

kendi kullandığım kameranın modeli garmin dash cam x21

ikincisi ise; garantili bir araca sonradan bağlanan donanımın zarar vereceği konusunda. bazı modellerde, iç aydınlatma lambasının olduğu bölüme boş olarak soketli bir kablo gelir. bu kablo fabrikada sigortası takılmış ve gerekli yalıtımları yapılmış bir şekilde sağlam olarak döşenmiştir. amacı ise, örneğin polis aracı olarak kullanılırsa tepe lambası, taksi için tepe lambası veya gps sistemleri ve kamera için kullanılır diye boş olarak orada bırakılmıştır. aracınızın böyle bir donanımı olduğundan emin olun. eğer yok ise genelde iç aydınlatma sisteminden elektrik alınır. ben yinede güvenmiyorum derseniz, çakmaklık seçeneğini düşünebilirsiniz fakat sürekli olarak elinize dolaşıp duracaktır kablosu. bazı kamera modellerinde elektrik kesildiği an kayıt durur. bu sebeple siz fark etmeden çakmaklık soketi yerinden çıkabilir ve kayıt durabilir.

üçüncüsü ise; park halinde kamera aküye zarar verir mi? hayır vermez. sağlıklı bir akünüz var ise on günde park halinde kalsa aracınız aküsü bitmez.