YEME İÇME 20 Ağustos 2021
19b OKUNMA     453 PAYLAŞIM

Çocuk Kabul Etmeyen Restoranların Sayısı Artmalı mı?

Vedat Milor'un Twitter'da başlattığı anket, ufak çaplı bir gündeme dönüşmüş durumda. Biz de Ekşi Sözlük yazarlarının farklı yorumlarını derleyerek fikir alış verişine objektif bir katkıda bulunmak istedik.
iStock

bu fikri yanlış bulanların görüşleri

"çocuk kabul etmeyen restoranlar artmalı mı?", çok bencilce bir düşünce. çocuğu olan insanlarda pekala gidip istediği yerde oturmalı, gezmeli. zaten problemli bir çocuksa kalabalık ortamlarda durmama gibi bir huyu varsa ebeveyn ona göre bir yol izliyordur diye düşünüyorum.

çocuklar kedi ve köpek gibi evde bırakıp dışarı çıkabileceğiniz evcil hayvanlar değil. her çocuk sahibi aile bakıcı tutacak maddiyata sahip olmayabilir, olsa bile çocuğunu bir başkasına emanet etmek istemiyor olabilir. durum böyle olduğunda ebeveynler alışverişe, yemeğe, tatile ve arkadaş buluşmalarına giderken çocuğunu beraberinde götürmek durmunda kalıyor. yani bu sizin rahatınızı kaçırmak için kasıtlı yapılan bir aksiyon değil.

bugün çocuk sahibi olmayışınız hayatınız boyunca çocuk sahibi olmayacağınız anlamına gelmiyor. şimdi çocukları kabul etmeyen işletmeler talep ediyorsunuz ama bir gün çocuğunuz olduğunda sike sike sosyal ortamlara girip çıkacaksınız, zorundasınız çünkü hayatınız devam edecek. mal gibi evde oturamazsınız. zaten karşınızda çocuğunuz olduğu için sizden rahatsız olan bir kitle görmek istemezsiniz.

birçok yerde çocuklu ailelere denk geliyorum. çocuklara söz geçiremiyorlar, çocuklar koşturuyor, bebekler ağlıyor, dakikalarca susmuyorlar. bu insanların çocuklarına “gittiğimiz yerde iki dk g*tünün üzerine oturma, çevredeki herkesi rahatsız et” dediğini düşünüyor olamazsınız değil mi?

çocuklar çok uzun süredir okullarını göremiyorlar ve sosyalleşemiyorlar. bu nedenle davranışlarının normal olmaması gayet doğal, ebeveynler de 7/24 çocuklarla iç içe olmaktan çok bunaldılar. dünyanın okulları en çok kapalı tutan ülkelerinden birinde yaşamak size olduğu kadar çocuklara da ciddi zorluklar getiriyor.

siz restorandan çıkınca çocuklardan kurtuluyor ve eski sosyal hayatınıza yakın hayatınıza dönüyorsunuz. çocuklar ise bir buçuk senedir yaşadıkları cendereye dönüyor. peki siz çocukların davranışını eleştirirken çocukların kendi ortamlarında olması için yapmanız gerekenleri yaptınız mı? okullar açılınca siz yetişkinlerin hayatına bu kadar girmeyecekler merak etmeyin. siz çocuklar okula gitsin diye aşınızı olup maskenizi sürekli takıp sosyal mesafenize dikkat ediyor musunuz? yeteri kadar izole oluyor musunuz?

evet ise okulların açılması için baskı yapın, hayır ise çocuk kabul etmeyen restoranlar artmalı mı anketine değil katılım, bu konu hakkında görüş bildirme hakkınız dahi olduğunu düşünmüyorum.

okullar normale dönünce onlar da sizin “tatlı” hayatınıza daha az girecekler. anormal davranışlar olmalı katlanın vs gibi bir düşüncem yok ancak karşı taraf için de gerçekten ciddi zorluklar olduğunu bilmelisiniz. daha sonra çocuklu/çocuksuz yer olsun diye tartışmak daha anlamlı olur.

bu restoranlar artmalı diyenlerin görüşleri

çocuk kabul etmeyen restoranlar artırılmalıdır. boşa duyar kasmaya gerek yok, bir ilçede tek bir restoran var ve buraya çocuk alınmıyorsa, çocuklu insanların isyan etme hakkı var ancak şehirlerde böyle bir durum olmadığından, herkes herkese saygı göstersin ve bu saçma konu artık kapansın. ebeveynlerin bu durumda yaptıkları; "vegan restoranda köfte yiycaaaam banane banane" demeye benziyor.

not: çocuklu saygıdeğer insanların bir sorunu da şu: çok sevdikleri evlatlarını herkes de sevmek zorundaymış gibi inanıyorlar, çocuksuz hayata devam etmek isteyenleri de kendilerine ve çocuklarına hakaret olarak algılıyorlar, bayağı patetik bir durum var ortada. evladınızı sevin, ona güzel bir gelecek vermeye çalışın, herkese sevdirmek ve kabul ettirmek için harcadığınız efor bayağı gereksiz.

evet artmalıdır ve neden artması gerektiğini de, problemin kaynağının aslında çocuklar olmadığını da ilgili ankete yanıt veren çocuklu insanların zihin yapısından çok net görebilirsiniz.

bu mekanlar artmalı diyen hemen hemen hiç kimse bunu çocuklardan nefret ettiği için istemiyor. özellikle son 10-15 senede ülkede yaşanan lümpenlik dalgasından ebeveynlikte nasibini almış. herkesin çocuğu prens, prenses, hepsinin çocuğu çok zeki bilmem ne... bir kısım gerçekten bilinçli anne babayı tenzih ederim fakat neredeyse ekseriyeti tamamen hür iradeleri ile yaptıkları çocuğu büyütme işinin tüm toplumun ortak görevi olduğunu düşünüyorlar. fakat, bunu talep ederken de çocuğa aile içinde verilmesi gereken eğitimin ve terbiyenin de zerresini vermiyorlar. sizin çok sevdiğiniz ve hatta tüm yaramazlıklarını zeka göstergesi olarak gördüğünüz, çok özel sandığınız çocuğunuz ben ve başkaları için avm'de, parkta, restoranda çığlıkları ile sürekli insanların kafasına tecavüz eden binlerce veletten sadece birisi. dolaysıyla size çekilebilir gelen ve hatta şirin bulduğunuz bu durumlar bana ve başkalarına ne sevimli ne de çekilebilir geliyor.

ekleme: illa yaftalayacaksanız çocuk düşmanı olarak değil, gönül rahatlığıyla gamsız ve şerefsiz ebeveyn düşmanı olarak yaftalayabilirsiniz.

iki küçük çocuğu olan bir baba olarak evet artmalı taraftarıyım. çocuk bu sonuçta yetişkin gibi uzun süre oturup sohbet edemeyecek kadar küçük yaştalar. ailece yemeğe çıkacağım zamanlarda çocuk oyun alanı olan mekanları tercih etmeye çalışıyorum ki hem bizim kafamız rahat olsun hem de sakince yemek yiyip muhabbet eden insanlar rahatsız olmasın. bencil olmayın. çocuklarınızı da dünyada tek onlar varmış gibi yetiştirmeyin. bir öğretmen olarak kendi çocuğunu dünyada tekmiş gibi anlatan velilerden nefret ediyorum. kabul edin artık armut dibine düşer belki bazen az da olsa uzağa. haydi kalın sağlıcakla.

final notu

biri engelli iki çocuğum var. engelli oğlum restoranda huzursuzluk çıkarabiliyor ama bu onu restorana götürmemize engel olmamalı ya da ondan rahatsız olanların tacizine neden olmamalı. diğer yandan stresli hayatımızda eşim ve ben baş başa sakin bir akşam yemeği yemek de istiyoruz ve çocukları bakıcıya bırakıyoruz. iki tip restoran da olmalı. birinin olması diğerine engel değil, ayırımcılık hiç değil. insanların ikisine de ihtiyacı var.