her şey büyük dondurma şirketlerinin türkiye'de işi büyütme kararına varmasıyla oldu. artık şirketler kutu dondurma gibi çeşitli dondurmalar üretecekti. türk halkı dondurmayı severdi, onlara göre büyük karlar sağlabilirdi. fakat işler beklenildiği gibi gitmemeye başladı. başta kutu dondurmalar olmak üzere çeşitli dondurma türleri satılamıyor, halk mahalledeki dondurmacılardan dondurma satın alıyordu. reklam kampanyaları da sonuç vermemişti. bir şeyler yapılmalıydı. düğmeye basıldı ve dondurma şirketleri medyaya oynadı. televizyon ekranlarında mahalle dondurmaları kötülenmeye, hastalıklı ve sağlıksız olarak gösterilmeye başlamıştı. 

öyle ki çocuklarınızı koruyun mesajları kadın programlarında sık sık verilmekte, ana haber bültenlerinde dondurmacı basılmaları da rutin hale gelmeye başlamıştı. dondurmacılara saçma sapan sebeplerden astronomik rakamlar ceza olarak kesilmekte, süt şirketleri de artık dondurmacılara uçuk fiyattan süt satmaktaydı. tabi ki de bir çok dondurmacı battı veya başka işlere yöneldi. mahalle dondurmalarından da soğuyan halk artık market dondurmalarını tercih etti. halbuki mahalle dondurmaları çok daha sağlıklıydı. zaten çabuk tüketildiği için koruyucu maddeler kullanılmazdı, içerdiği kalsiyum gibi maddeler açısından da çok zengindi. şu anki yediğimiz market dondurmaları şekerli süt tozundan yapılır. içerisinde bir çok katkı maddesi ve çağın vebası olarak adlandırılan glukoz şurubu bulunur. ki bunlar dondurma bile değildir, gıda bakanlığınca dondurma kategorisine girmezler bu yüzden de ambalajlarında dondurma yazmaz.

medya sayesinde bir millet yüzyıllardır tükettiği dondurmasından olmuş, bu sektörde çalışanlar işsiz kalmış, bununla da kalmayıp çocuklarımızı ve kendimizi zehirlemişiz, zehirlemekteyiz. tabi kazanan yine büyük şirketler oldu..