İLİŞKİLER 5 Temmuz 2024
14,6b OKUNMA     192 PAYLAŞIM

Çok Seversem Gider Tarzı Kalıplaşmış Düşünceler Ne Kadar Doğru?

4S kuralının hakikatin kendisi olduğunu düşünüyorsanız, bunu değiştirmeye muktedir bir içerik hazırladık.
Forgetting Sarah Marshall (2008)

"çok sevdiğini belli etmek" durumu hakkında

seven s*kilir ve s*ken sevilir sözü ve bunu destekleyen dahice argümanlar eşliğinde özellikle yeni ilişkilerde ilginç bir hangimiz hangimize daha ilgisiz yarışmaları başladı. bu söz ve anlattığı şey de yanlış anlaşılıyor ama ona girmeyeceğim.

asıl mesele şu:

ilişkideki amacınız neden arzulanan taraf olmak, ilişkinin merkezi, tanrısı olmak? bu kadar ilgi budalası olacağınıza zevk budalası olun. hoşlandığınız kişinin gözlerinin içine çılgınca bakın, aynı kulaklığı paylaşarak güzel bir müzik eşliğinde ve güneş altında yürüyün, ona ilgi duyun ve bunu her mimiğinizle haykırın. yüksek sesli kahkahalar atın, öpünce kendinizden geçin. bir şeye ilgi duyabilmek, onda özel bir şeyler bulmak, görmek bir iştir. kolay bir iş değildir ve hayatı yaşanır kılar. bir insanın giysisinin desenlerinden, yürüyüşünden, dondurma yiyişinden, fikirlerinden, heveslerinden, mimiklerinden, kim olduğundan, kim olmadığından etkilenin. bakın gençler birinin paçalarına tutuşup nolur beni bırakma diyeceğiniz tarzda bir ilgiyle bunu karıştırmayın. bu saydığım şeyleri cool'luğunuzu bozmadan ve hatta ilişkideki dominant taraf olarak bile çok rahat yapabilirsiniz. bir kişiye çok ilgi duymak eşittir ben sensiz ölürüm, ben sana muhtacım demek değildir.

çok sevdiğini belli etmek, nefis bir insan ayıklama yöntemidir

"sevgi" anlayışı anormal insanları güneş gibi parlatır. birini sevip; sevgini saklamak, taktiklerle ilişkiyi kasmak kadar zulüm çok az şey var hayatta. benim, sevdiceğimin tavşan suratına bakarken kanım kaynar. ağzını yüzünü öpmek, koala gibi sarılmak, yüzüne yüzüne askıntılık etmek, durup durup iç çeke çeke gülmek, sevgimi söylemek gibi hayattan keyif aldıran, insana insan olduğunu hatırlatan şeylerden taktik uğruna vazgeçmek tek kelime ile aptallık gibi geliyor anlıyor musun abidin?

ben bunları yaparken, karşımdaki içten içe, çarpık zihniyetiyle "nasıl olsa seviyor oooh salla, ne yapsam gitmez" diye yanlış bir algıya kapıldığı ve bunu anladığım an ışık hızıyla soğuyorum. benim sevgim değersiz değil, ben değersiz değilim. çok severim, çok gösteririm. bana hissettiğini göstermeyen insanı da hayatımda istemem, evimin duvarları da beni çok seviyor olabilir, bilemem.

Belli etmek kötü bir şey mi ki?

çok sevecek biriyle karşılaşabilmek başlı başına zor bir şeyken, son derece iyi bir şansın yardımı olmadan o kişiyle karşılaşmamız imkansız olabilirken, onu bir kere bulmuşken niye cimrilik edip de sevgimizi içimizde tutacakmışız ki? üstelik içimizdeki sevginin boyutlarının farkına varabileceğimiz anların yaşam içindeki azlığının da bilincindeysek? zamanında gösterilemeyen sevginin enerjisi içe dönerek yaralayıcı bir hal alabilir kişi için. çok sevmek yaşam gücünün yoğunluğunu gösterir ki, içinde yaşadığımız gibi ölüm toplumlarında harika bir bireysellik işaretidir bu. saklayarak çürütmeye, öldürmeye kurban edilemeyecek kadar değerli bir şey. eros'un güçlerine de nankörlük edersek nasıl yaşayacağız ki?

seni ne kadar çok sevdiğimi sözcükler yerine eylemlerim göstersin ki önce, sevgi sözcüklerinin dile gelişi için yol açılsın...

şimdi yaygın bir kanı vardır: "çok sevdiğimi belli edersem gider"

bu cümleye yanlış bir kanı diyemeyiz ancak bence eksik. insanlar, sevildiklerini gördüklerinde gitmezler. hayata tutunma nedenlerimizden biri sevmek ve sevilmek isteğidir zaten.

insanlar, sevildiği için değil de kendilerine göre "yanlış kişi tarafından" sevildiği için gidiyor. yani sevilmek istiyor ama sen tarafından değil. gerçekten istediği kişi onu sevdiğinde muhtemelen çok farklı bir insana dönüşecektir.

Son söz

"çok sevdiğini belli eden hep kaybeder" şeklinde tespitler yapan, kendince çok sevdiğini ama belli etmediğini düşünen insanların hayatları boyunca gerçekten o çok sevme duygusunu yaşadıklarını hiç sanmıyorum. çünkü sevgi saklanabilen bir şey değildir. insan birini çok sevince istemsizce belli ediyor zaten. bu bilinç dışı bir şey. bundan dolayı sevdiğiniz kişinin ağına düştüğünüzü filan düşünüyorsanız hayatınıza yazık edersiniz. hayat korkarak, planlar yaparak, taktikler uygulayarak yaşanmaz. böyle yaşayanlar hayatı sadece uzaktan seyreder, gerçekten yaşamazlar. çok sevin, aşık olun, tutkuyla yapın her şeyi ama bu demek değildir ki bir insanın esiri olun. mutsuz olduğunuzu hissettiğinizde sevdiğiniz insanları geride bırakabilmeyi de başaracak gücünüz olsun. ergenliği tamamlamış olmak bunu gerektirir. maalesef etrafta 40 yaşına merdiven dayamış ergenler var hala.