SİNEMA 7 Ağustos 2017
175b OKUNMA     1271 PAYLAŞIM

Cumali Ceber Gibi Bir Filmin Ortaya Çıktığı Günümüz Şartlarına Nasıl Gelindi?

Başrolünde Halil Söyletmez'in yer aldığı Cumali Ceber, geçtiğimiz cuma günü vizyona girdi ve beraberinde bir tartışma silsilesi yarattı. Sözlük yazarı "catatay", bu filmin şapkadan çıkmadığını, arkasında belli bir sürecin yattığını net bir şekilde anlatmış.

sinema ile ilgileniyorum az çok. jean-luc godard veya yeni dalgacı agnes varda izleyip yorum yazmayı, yorum yapmayı severim. alegori, metafor ile de aram fena sayılmaz. başka sinema takip ederim. her neyse sosyolojik genel perspektif ile değerlendirmeye çalışacağım.

post-modern bir gülme eylemi olarak hap gibi vine videoları ortaya türedi.

bu aslında mcdonalds tüketmekten, günde 5 dakika ayırarak fit bir vücuda sahip olma programlarından farksız. veya 4 saatte ingilizce vs vs. demek istediğim hız. basit ve sığ olması da bu hıza içkin zaten. biz ne kadar ilginç ve basit olanı yakalarsak esasen başarının da öyle geleceğine inanırız. hatta ekşi sözlükte bile en çok favorilenen, beğenilen entryler arasında minnacık, akıl dolu bknz entryleridir. beğenilen uzun şeyler de o kadar ilginç ve bilgi doludur ki ancak o yüzden beğenilmiştir gibi.


bu sığ ve ucuz şeylerin popüler olmasına da değindikten sonra film ve film çekmenin diyalektiğinden bahsedeceğim.

twitter bize 160 karakter veriyor. ee bizim ihtiyacımız olan şey zaten hızlı ve pratik olan şeyleri tüketip onun üzerine tek saniye dahi düşünmeden onu idrak etmek. bu durumda ortaya oportünist bir kitle çıktı. nedir efendim odun herif gibi fenomenler. buram buram ucuzluk kokuyor.

Odun Herif'in Beyin Yakan Melih Gökçek Esprisi


şimdi bu arkadaşların sadece fragmanını ve birkaç vine, youtube videosunu izleme gafletinde bulundum. ekşi sözlük'teki entry'lere istinaden "bok olduğunu bile bile" izledim. çünkü bu yorumu yapabilmem için izlemem lazımdı. her neyse.

türkiye'de karmaşık esprilere asla ve asla gülünmez.

hatta anlaşılmadığı için de tepkiler genellikle "öff buz gibi espri yahu" denir. fıkra esas anlamını yitirmiştir. bugün ferhan şensoy ferhangi şeylerine gitmiş olsak emin olalım ki cumali ceber'den daha az gülecek insanlar çıkacaktır. bakın ferhan şensoyu bu entrye alet ettiğim için ben utanıyorum fakat şunu kabul edelim ki ferhan şensoy'u tanımayan bir güruh var.

basit iktisadi analiz; talep varsa, arz edilir.

bu insanlar bu kadar aşağılanıyor fakat yine gişe yapıyor. evet işte sorunumuz da bu elemanın bu filmi çekmesi değil. sorunumuz bu filme gidip cumali ceber 2 filminin vizyona çıkmasına ön ayak olanlar.


biz istesek de istemesek de bu film çıkacak. halil söyletmez umurum değil. o gider başka biri film çeker. zaten çekilecekti de. bok, sıçmık, kusmak, osurmak gibi olağanın olumsuzlaması ve bunun mahremiyetini kullanarak çok basit denklemlerle film üretilir, üretilmeye devam eder ve onlar kazanır gider en güzel alkolü tüketip en güzel arabayı çeker altına. burada ideolojik ögelere girmek durumunda kalmak da istemiyorum. ama karşımızda dimdik bir kültür endüstrisi ve liberal ekonomi var.

cahil bırakılmış bir güruh var, siyasal islam var, basitliğin yüceltilmesi var, sıradan olmayanın alçaltılması var, kitap okumanın garipsenmesi var, dogmalara tapmak var, tecrit var, demonizm var, amorf öğreti var, egzoterizm var. yani var oğlu var.


final olarak da şunu söyleyeyim bari.

basit olanı aşağılamaktan imtina etmeyin. çünkü basit ancak aşağılanarak sönümlenir. bunların aşağılanması bizden besleniyor anlamına gelmez. düşünmek hala bedava. belki yanlış düşünüyorumdur. düşünüp geri dönüş yapan olursa seve seve okurum. öyle işte