Dayağı Bir Yaşam Biçimi Haline Getiren Kült Aktör Steven Seagal'ın Az Bilinen Yaşam Öyküsü
10 nisan 1951 tarihinde matematik öğretmeni bir baba ve hastanede çalışan bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi steven seagal
aikido ile ilk tanışması yedi yaşında oturdukları kasabada bir japon dojosu keşfetmesiyle meydana geldi.
1971 yılında abd’yi terk ederek aikido, zen ve budizm öğretileri konusunda uzmanlaşmak için japonya’ya doğru yola çıktı
1975 yılında miyako fujitani ile evlendi, evli kaldıkları 11 yıl boyunca iki çocukları oldu.
seagal, kayın babasının dojosunun yönetimini üstlenerek japon tarihinde bir dojo yöneten ilk yabancı olma şerefine ulaştı
bu gerçekten daha önce görülmemiş bir şey olarak japonların ona karşı duyduğu sevgi ve hayranlığın, ayrıca ortaya koyduğu işe duydukları takdirin bir göstergesiydi. seagal’ın aikido dünyasında bilinen adı “shigemichi take”.
1987 yılına kadar asya kıtasında kalan steven seagal’ın bu dönemde cia ile yakın ilişkiler kurduğu resmen açıklanmamış olsa da bilinen bir gerçek
kendisinin o günlerde aralarında enver sedat, bishop tutu ve iran şah’ı gibi yetkin politikacıların bulunduğu bazı kişiler için özel görevler üstlendiği halen tam olarak aydınlanamamış bir sır olarak varlığını koruyor.
abd’ye dönen steven seagal, batı hollywood’da “ten shin dojo” adını verdiği dövüş okuluyla sosyetik çevrelerde kısa sürede ün yaptı
özel ders verdiği kişilerden biri de, ona sinema kariyerine başlamasına yardımcı olacak menajer michael ovitz idi.
oyuncu olarak gözüktüğü ilk film 1988 yapımı above the law oldu
filmde japonya’da dövüş eğitimi almış, vietnam’da cia adına çalışmış olan chicago’lu polis nico toscani’nin kötülerle mücadelesi anlatılırken, yazar – yönetmen andrew davis’in seagal’ın gerçek yaşam hikayesinden etkilendiği ortada.
hard to kill’de (1990), 1987–1996 yılları arasında evli kaldığı kelly lebrock ile birlikte kamera karşısına geçti
ardından piyasada yerini sağlamlaştıran marked for death (ölüm işareti, 1990) ve out for justice (intikam yemini, 1991) geldi. seagal her üç filminde de bildiğini okuyan, adalet için her şeyi göze alan, kötü adamlara karşı inanılmaz derecede sert hareket etmekten kaçınmayan kanun adamlarını kendi çapında başarıyla canlandırdı.
1992 yılında andrew davis ile tekrar gittiği işbirliği ona şimdiye kadar en hatırlanan filmini sağladı: under siege (kuşatma altında, 1992)
filmde özel kuvvetlerden emekli casey ryback karakteri amerikan donanması’na bağlı bir geminin teröristlerin eline geçmesini engellemeye çalışıyordu. aynı karakter üç yıl sonraki devam filminde tekrar karşımıza çıktı: under siege 2: dark territory (1995).
seagal, on deadly ground (ölümcül topraklarda, 1994) ile ilk yönetmenlik sınavını verdi
filmin oyuncu kadrosunda michael caine, joan chen ve billy bob thornton gibi isimler bulunmasına rağmen pek başarılı bulunmadı.
executive decision (kritik karar, 1996), ilk yarım saatin sonunda ölüp hayranlarını şaşkınlığa uğrattığı film oldu
filmin devamında kurt russell teröristlere gerekli dersi veriyordu.
bu tarihten sonra çevirdiği filmler ne kendisine, ne de aksiyon filmleri hayranlarına istediğini verebildi
the glimmer man (1996), fire down below (1997) ve the patriot (1998) başrolünde oynayıp gişede de başarısızlığa uğrayan filmler oldular.
2001 yılında gösterime giren exit wounds (kurşun) abd’de gösterime girdiği hafta sonu hasılat sıralamasında bir numaraya oturup seagal’ı son yıllarda özlediği gişe başarısına ulaştırdı
at kuyruğu saçları ile tanınan oyuncunun üç eşinden toplam altı çocuğu var
müziğe karşı derin bir ilgi duyan seagal’ın ilk solo albümü 2004 tarihli songs from the crystal cave
ardından 2007'de çıkan mojo priest ve 2017'deki kısa albümü and an artist geldi.
sanatçı aynı zamanda steamroller isimli film yapım şirketinin yönetim kurulu başkanı
şirket, ismini 2001'de luminocity productions'a çevirdi ve çalışmalarına bu şekilde devam etti.
ayrıca kendisinin rus ve sırp vatandaşlıkları da var
steven seagal, hollywood’da tam olarak a–kategorisi oyuncular arasına girememiş olmakla birlikte geniş bir izleyici kitlesine sahip.
“umarım ileride bir sex sembolü olarak değil, oyunculuğum ve yazarlığımla hatırlanırım” sözleri, ileriki yıllarda kendisinden bazı süpriz çalışmalar bekleyebileceğimizin kanıtı sayılabilir.