Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın Ailelerine Yazdığı Son Mektupları
Deniz Gezmiş
merkez cezaevi 6.5.1972
baba,
mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış
bulunuyorum. ben ne kadar üzülmeyin dersem
yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle
karşılamanı istiyorum. insanlar doğar, büyür,
yaşar, ölürler. önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı
süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben
erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden
evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında
tereddüt etmemişlerdir. benim de tereddüte düşmeyeceğimden
şüphen olmasın. oğlun ölüm karşısında aciz ve
çaresiz kalmış değildir. o bu yola bilerek girdi ve sonunun
da bu olduğunu biliyordu. seninle düşüncelerimiz
ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. sadece
senin değil, türkiye'de yaşayan kürt ve türk halklarının da
anlayacağına inanıyorum. cenazem için avukatlarıma
gerekli talimatı verdim. ayrıca savcıya da
bildireceğim. ankara'da 1969'da ölen arkadaşım taylan
özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. onun için
cenazemi istanbul'a götürmeye kalkma. annemi teselli
etmek sana düşüyor. kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum.
kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı
olmasını istiyorum. bilimle uğraşsın ve unutmasın
ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.
son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı
belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi
devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.
oğlun deniz gezmiş
Yusuf Aslan
sevgili babacığım,
bu mektubu aldığın zaman ben ebediyen bu dünyadan göç etmiş olacağım. ne kadar sarsılacağını tahmin ediyorum. bir-buçuk seneden beri benim yüzümden nasıl üzüntü içinde olduğunuz malûm. bu son olayı da metanetle karşılamanızı sadece dileyebiliyorum.
babacığım bu olaydan da annemin ve yücel’in senin tesellilerine ve desteklerine ihtiyaçları çok. bunun için ne kadar metin olursan, hem senin sağlığın için hem de onlar için o kadar iyi olur. elbette ki, yıllarca emek verip yetiştirdiğin bir oğlun, bir günde öldürülmesi kolay göğüslenecek bir olay değildir. fakat siz benim ne için, kimlere karşı mücadele verdiğimi biliyorsunuz. ben bu açıdan rahat ve vicdan huzuru içinde gidiyorum. sizlerin de bu bakımdan rahat ve huzur içinde olduğunuzu ve olacağınızı biliyorum.
babacığım, annemin ve yücel’in senin desteklerine muhtaç olduklarını yukarıda söylemiştim. onları rahat ettirmek için bütün gücünü kullanacağından zaten eminim. babacığım, burada şunu ilave edeyim ki, yücel’in hastalığından kendini sorumlu hissediyorum. yücel için her şeyinizi ortaya koyacağınız konusunda da kuşkum yok. ablamlar için söyleyeceğim; fazla üzülmesinler, olayın sarsıntıları geçtikten sonra normal hayatlarını devam ettirsinler. mehtap’a ne diyeyim... benim için her zaman bol bol öpün.
babacığım, cezaevinde kalan arkadaşları arasıra yoklarsan, hallerini hatırlarını sorarsan çok memnun olurum. herbirisi oğlun sayılır. dışarda bizler için uğraşan dostlarımı ve dostlarını unutmayacağını biliyorum.
mektubum burada biterken sizi, annemi, yücel’i, ablamı, aziz abiyi, mehtap’ı hasretle kucaklarım babacığım... sağlıcakla kalın.
Hüseyin İnan
babama, anneme, kardeşlerime ve yakın akrabalarıma,
söyleyecek fazla söz bulamıyorum.
bir insanın sonunda karşılaşacağı tabii sonuç, bildiğiniz sebeplerden dolayı erken karşıma çıktı.
üzüntü ve acınızı tahmin ediyorum.
ileride durumumu çok daha iyi anlayacağınız inancındayım.
metin olunuz.
üzüntü ve acılarınızı unutmaya çalışınız.
bütün varlığımla hepinize kucak dolusu selamlar sevgiler!
yazılacak çok şey var, fakat hem mümkün değil, hem de sırası değil..
candan selamlar.
söyleyecek çok şey var fakat hem mümkün değil hem de sırası değil..