Deniz Şortlarındaki Anlamsız Gibi Görünen Ufak Ceplerin İşlevi Nedir?
bunca yıl yazılmamış olması çok vahim olmuş. arkadaşlar, romalılar, kandıralılar, saygıdeğer okurlar, o cep; düdük cebidir.
olası bir tehlike halinde bağırarak çığırarak dikkat çekmek yerine; o küçük cepli yerden düdük çıkarılır ve çevreye ikaz verilerek yardım istenir, tabi cebinizde o düdük varsa... aksi halde; rüzgar ve dalga etkisi insan sesini iletmekte engeldir, bu faktörler insan sesini emerek olası yardım talebinde gecikme meydana getirir ve unutulmamalıdır ki; denizde şaka asla olmaz ve bir kramp, bir uyuşukluk, olası bir hipoglisemi atağı ya da insana bir anda gelen olası bir kararsız göğüs sancısı çok hızlı şekilde nüksedebilir, hatta sancı solunumunuzu baskılayabilir.
daha çok dalarak yüzenlerde olan basınç problemine bağlı diğer ataklar, hatta bilinçsel baygınlıklar dahi bir anda baş göstermeye kalkabilir. velev ki sadece sağlık problemi olarak da bakmamak gerekir, nadiren de olsa suyun içinde deniz canlıları saldırabilirler ve zehirli deniz anası sokmaları ve sair benzeri canlılar sizi suda kısıtlayabilirler.
işte o an tek şansınız o düdüğü mahşer sireni gibi çalmanızdır. tabi o düdük, o minik cebinizde varsa... tabi siz o cebinize düdük yerine sudan çıkınca selinciğimle ve kamilgillerle serin serin yeriz diye birer magnum dondurma parası sıkıştırmamışsanız ya da telefon koymamışsanız...
hem telefon ne alaka? o cebe telefon koyulur mu hiç! denize mi giriyorsunuz, yoksa salondan oturma odasına mı geçiyorsunuz?
derhâl! bakın derhâl hiç gecikmeden herkes suya dayanıklı birer düdük alsın, suya dayanıklı kopma ve dağılma yapmayan düdük ipiyle birlikte o düdüğe takıp o minik şort cebine koysun, tedbirini alsın.
bunu da bir yaşanmış örnek olarak lütfen ibretle okuyunuz:
vakti zamanında yılların denizcisi hatta komando yüksek ihtisas brövesi bulunan bir arkadaşımız o düdük sayesinde kurtuldu. arkadaşımız sahilden oldukça uzakta suyun içinde yüzerken kendisinde sıra dışı bir durum hissediyor, hiç panik yapmadan önce kendisini dinliyor ve bakıyor ki vücudunda hissettiği tüm sıra dışı semptomlar kalp krizine işaret ediyor.
hiç panik yapmadan derhal düdüğünü çıkarıyor ve üç kere uzun uzun, aralıklı olarak bu ikaza devam ediyor, sahilde hazır bulunanlar ve kendisine yakın yerde bulunan diğer açıkta yüzenler hemen yardımına geliyorlar ve ambulans beklemeksizin ilkyardım kurallarına uygun bir şekilde arkadaşımızı bir arabaya yerleştirip en yakın hastaneye zar zor yetiştiriyorlar, o an bu kalp krizi vakasına bakan icapçı uzman kardiyoloji uzmanı doktor hanımefendi şunu söylüyor;
"beyin ve zekasını kullanmasıyla yanına aldığı o düdük, bugün arkadaşınızın kalbini ve hayatını kurtaran yaşam desteği olmuş..."
işte bunun için unutmayınız ki; kalp krizi şakaya gelmez sevgili okurlar.
hiç ummadığınız anda hiç tahmin etmediğiniz bir yerde bir de bakmışsınız kalp diyor ki;
"hadi! attâ... attâ.. hadi kamilciğim; bye bye!"
işte bunun için tam dikkat çok dikkat! parolamız; "denizde bir düdük, bir hayat!"
düdük tavsiyesi olarak prensip gereği sözlükte marka veremem fakat özellik olarak; "sesi yüksek, suya dayanıklı, test ve standart uygunluk aşamalarından geçmiş" olan düdükler var.
bunlardan birisini tercih ederseniz ömür boyunca bir daha başka bir düdüğe gereksiniminiz kalmaz ve umarım kullanmanızı gerektiren bir durumla da karşılaşmazsınız.
fakat oldu da karşılaşırsanız; "üç kere uzun uzun, aralıklı periyotlarda düdük öttürmeyi unutmayınız. eğer sahilde bir gözlemci ya da cankurtaran varsa onların yönetmeliğindeki düdük ikaz ve aralıklarını mutlaka sorunuz. ya da kendi aranızda yeniden bir acil durum parolası oluşturarak suya güvenle giriniz, hayatınızı ve sevdiklerinizi önemseyiniz."
çünkü ne demişti kardiyoloji uzmanı doktor hanımefendi;
"beyin ve zekasını kullanmasıyla yanına aldığı o düdük, bugün arkadaşınızın kalbini ve hayatını kurtaran yaşam desteği olmuş..."
"denizde bir düdük bir hayat!"