YAŞAM 20 Ekim 2017
156b OKUNMA     1262 PAYLAŞIM

Doktorların Çok Fazla Maaş Aldığı Kanısına Sözlük Yazarı Doktorlardan Gelen Üç Cevap

Ülkemizde çok yaygın olan bu algıya Sözlük yazarları nokta atışı yapan cevaplar vermiş.
iStock


öncelikle durumu biraz açıklayalım

anadoluda kimsenin ömrü hayatı boyunca gitmek istemeyeceği bir yerde yaşamanız gerek öncelikle. hani yol üstünde durup çay bile içmek istemeyeceğiniz bir yer. sonra burada ayda 10, 11 nöbet tutacaksınız 24 saat üzerinden. bu nöbetlerde tek doktorsunuz. gelen hasta sayısı 200'e yakın olacak en iyi zamanlarda bile. hastaların hemen tamamı çocuk ve ileri yaştaki insanlardan oluşacak. en ufak bir hatanızda bile sıkıntı olabilecek türden yani. kendini paralayacaksın aman işimi iyi yapayım diye. etrafında bin türlü faktör olacak; zaman, hasta yakınları ve gereksiz hastalar gibi.

örneklerle anlatmaya çalışayım.

son nöbetim dündü. gelen hasta sayısı 154 ki oldukça az. saat 15-16 arası 112 telefonu çaldı. iki tane ambulansımızın ikisi de direkt vaka var diye yola çıktılar. biz içerde hazırlıkları yaptık bekliyoruz. ilk hastamız 63 yaşında halk dilinde inme inmiş hastaya. hastanın muaynesini yaparken ikinci ambulans geldi, 84 yaşında düşmüş teyze kafasını ve dizini çarpmış (dizini kırmış maalesef) o hastayi içeri alırken üçüncü bir ambulans 19 yaşında epilepsi nöbeti geçiren bir genç kızı getirdi. bunların hepsi 15 dakika içerisinde oluyor bu arada. diğer iki hastayı tomografi ve röntgene yolladıktan sonra genç kıza müdahale ederken kapıdan iki adam omuzlarına birini almışlar. son gelen hastanın kalbi durmuş. ona müdahale etmeye başladık hemen. nöbetin yarım saati böyle geçti ki bunlar olurken gelen baş dönmeleri, soğuk algınlıkları, ateşi çıkmış çocukları saymıyorum.

bu arada konu maaş olduğu için belirtmem gerek ki doktor maaşı geçen sene itibariyle 2400 lira, devletin verdiği sabit döner 1300 liradır. yani ayin 15' inde bana yatan toplam para 3700 lira. bunun üzerine ek mesai ve döner sermaye almak gerek ama hastane giderleri çok olduğu için döner sermaye almıyoruz.

şimdi söyleyin bana, aldığımız maaş çok mu az mı?


istanbul'da bir eğitim araştrıma hastanesinde çocuk sağlığı ve hastalıkları asistanıyım

ayda 11 nöbet tutuyorum, 4 haftasonundan 3'ünde nöbetim var; 2 tane de cuma-pazar kombo nöbeti tutuyorum. nöbet sisteminden bahsetmek gerekirse: sabah 08.00'de normal mesaiye gidip akşam 17.00 ye kadar bulunduğunuz servis / acil / yoğun bakım /vs. de çalışmak, 17.00'de gidip nöbeti devralmak ve ertesi sabah 8'e kadar günde 800-1000 hastanın geldiği acil servis kapısında 2-3 doktor çalışmak ve ertesi sabah da 8.00'de nöbeti acilci ekibe devredip kendi çalışma alanına gidip akşam 17.00'ye kadar çalışmak.

dün nöbetçiydim mesela bugünkü yaygın bacak ağrılarımın da şahit buna. dün 2 kez (bkz: beyaz kod) verdim. bunun altında eğitimlisi /cahili farketmeden doktorlarda ego olduğunu söyleyip içten içe onları hedef haline getiren (öss/ygs de yüksek puan almaları, 6 yıl eğitim almaları, onlara göre çok para kazanmaları (?), asla onların yapamayacakları bir iş yapıyor olmaları ya da daha da fantastik düşünceler nedenli...) zihniyetin olduğunu düşünüyorum.

ve dün bu zihniyetin armağanı iki ilkokul mezunu (bunu küçümsemek için değil durumu daha iyi anlamanız için yazıyorum) hasta yakınından biri ölüm tehdidi ve fiziksel şiddet, diğeri hakaret olmak üzere hediyeler aldım. biri ateşli çocuğuna serum takmayışımın yanlışlığını bir diğeri ise bacak ağrısı ile kan tetkiki arasında bir ilişki olmadığını kendi inanılmaz bilgi ve deneyimleriyle sorgulattı bana.

bu arada çalışma ortamı ve iş güvenliğinden de biraz bahsetmek isterim; ben 55 kilo bir kadınım beni koruması için kapıda duran güvenlik arkadaş (yalnızca 1 kişi) çoğunlukla bayan olmakla birlikte ki erkek de olsa hasta ve hasta yakınına hiçbir müdehale hakkı yok. hımm bir de eklemeden olmaz yeni başlayan bir asistan arkadaş bu düzeni 4 sene yaşadıktan sonra devletin zorunlu hizmet kurasına girip türkiye'nin güzide illerinde zorunlu hizmet vermek zorunda yoksa uzmanlık diplomasını elde edemez, yani 4 sene çöp olur.

mecburi hizmet derken de durumu bugün bir hekim arkadaşımın güncellemesi çok iyi anlatacaktır diye düşünüyorum; cizre

zaten biraz sağduyulu ve akıllı olsa halkım 33 saat çalışan hekime muayene olmamayı, doktora şiddeti ve doktor cinayetlerini, bir hastaya 3 dakikada muayene etmek zorunda bırakan performans sistemini, hasta katılım paylarını ve bunun gibi milyonlarca sağlık sistemi sorununu tartışır.

bilip bilmeden konuşanlara lafım welcome to the real world.


doktorların kul hakkının yenildiği maaştır

karım uzman doktor. son 4 yıl 45 km uzakta çalıştı. 1 ay önce il merkezine gelebildi. pazarları hariç her gün çalıştığı gibi yoğun bakım ve yatan hastaları yüzünden çoğu zaman pazarları da hastaneye gider. gece boyu telefonu en az 3-4 defa çalar. en az birinde tahlil, mr, tomografi gibi bir şey için bilgisayarını açar. her gün sabah 6'da kalkar, 7'de evden çıkar, 8'den önce hastanesinde olur. tüm servis hastalarını bitirir ve polikliniğe başlar. mesai saati 17:00 de bitmesine rağmen 18:00 den önce hastaneden çıkamaz. 9 günlük bayram tatilinden faydalandığını hiç görmedim. bir gün hastaneye gitmediyse ikinci gün mutlaka gitmesi gerekir. 2 yaşında bir kızımız var. doğumundan 2 hafta önce izne başladı, 2 ay sonra ise işe dönmesi gerekti. doktor olmayan bilemez, çalıştığınız yerde tek branş hekimiyseniz vicdanınız sizi hastaneye çeker. 4 ay izni olmasına rağmen zorlanarak da olsa çocuğunu bıraktı, hastaneye koştu. markete, pazara, kuaföre, alışverişe, gezmeye, spora vakti yok! çevredeki inşaatlarda çalışan işçiler, gündeliğe giden kadınlara bakıyorum da bizimkinden geç gelip, erken çıkıyorlar. sorsan onlar işçi, benim eşim doktor!

bahsi geçen maaşlara göre o iş bana göre yapılmaz! eşim mesleğini o kadar seviyor ki her hayat kurtardığında, her hasta dönderdiğinde yeniden doğmuş gibi oluyor. halen doktor maaşlarını çok bulanlar varsa allah doktorların eline düşürmesin, düşürürse de korkmayın, onlar yine elinden geleni yapar, hayatınıza hayat katmaya çalışır, bir kaç entry daha girecek vaktiniz olur...