Dorian Gray'in Portresi'nden Hayatı Bir Çırpıda Aydınlatacak Kısa Alıntılar
"güzel şeylerde çirkin anlamlar bulanlar, yozlaşmış kişilerdir, üstelik sevimsizdirler de. bu, hatalı bir tutumdur."
"güzel şeylerde güzel anlamlar bulanlar kültürlü kişilerdir. bunlar için bir umut vardır. onlar, güzel şeylerin yalnızca güzellik ifade ettiği seçkin kişilerdir."
"eleştirmenlerin fikir anlaşmazlığına düştüğü yerde sanatçı kendi kendiyle uyum içindedir."
"bana güleceksiniz biliyorum, ama bu resmi gerçekten sergileyemem. bu resme kendimden çok şey kattım."
"herkesi seviyorsun; yani bu da herkese karşı kayıtsızsın anlamına gelir."
"bütün bunların hepsi sanatın gerektirdiği gibiydi: bilinç dışı, ideal ve uzak."
"akıl kendi içinde bir aşırılıktır ve herhangi bir yüzün uyumunu yok eder."
"okumuşlar arasında başarılı olmuşlara bir bak. nasıl da baştan aşağıya iğrençtirler onlar."
"şairler sizler kadar kılı kırk yarmazlar. tutkuların kitap baskılarını nasıl arttırdığını bilirler onlar. bugünlerde kırık bir kalp sayısız baskılar yapabiliyor."
"sadık olanlar aşkın önemsiz yanlarını bilirler yalnız; aşkın trajedilerini ise vefasızlar bilir."
"boğmaya çalıştığımız her dürtü zihnimize iyice yerleşiyor ve bizi zehirliyor. vücut bir kez günah işler ve günahla ilişkisi kesilir, çünkü eylem bir tür arınmadır. geriye bir hazzın anısından ya da pişmanlığın lüksünden başka bir şey kalmaz. şeytana kapılmaktan kurtulmanın tek yolu ona boyun eğmektir. karşı koyarsanız, ruhunuz kendine yasakladıklarına, kendi canavarca yasalarının canavarlaştırdığı ve yasa dışı kıldığı şeylere karşı duyduğu arzu yüzünden hastalanır."
"ve güzellik dehanın bir biçimidir; hatta dehadan da üstündür, çünkü açıklanmaya gereksinimi yoktur."
"yalnızca sığ insanlar görünüşe göre yargıda bulunmazlar. dünyanın gerçek gizi görünmeyende değil, görünendedir..."
"george amca: "bu amerikalı kadınlar neden kendi ülkelerinde kalamazlar? amerika'nın kadınlar için bir cennet olduğunu söyler dururlar oysa."
lord henry: "söyledikleri doğru. havva gibi, bir an önce oradan çıkmaya can atmalarının nedeni de bu zaten."
"duyguların avantajı bizi yoldan çıkarmalarıdır; bilimin avantajıysa duygusal olmamasıdır."
"bugünlerde çoğu kimse, yerlerde sürünen bir tür sağduyu yüzünden ölüyor ve insanın pişmanlık duymadığı tek şeyin hataları olduğunu çok geç keşfediyor."
"sevgili yavrum, ömürlerinde yalnızca bir kere aşık olan insanlar gerçekten sığ olan insanlardır. onların vefa, sadakat dedikleri şeye ben törelerden kaynaklanan bir uyuşukluk ve hayal gücünün yokluğu diyorum. düşünce hayatında tutarlılık neyse, duygusal hayatta da vefa odur; basit bir yenilgi itirafı. vefa! bir gün bunu analiz etmeliyim. mülkiyet tutkusu da var bu işin içinde. başkalarının alacağından korkmasak, çoktan atacağımız bir sürü şey var. ama sözünü kesmek istemem. hikayeni anlatmaya devam et."
"kişinin şiir yüzünden mahvolması bir onurdur."
"insanlar en çok kendilerine gereken şeyleri başkasına vermeye bayılırlar."
"şu halimizle kendimizi her zaman yanlış anlıyor, başkalarını da nadiren anlıyorduk. deneyimin etik bir değeri yoktu. bu, insanların hatalarına verdikleri bir addı yalnızca."
"başkaları hakkında iyi şeyler düşünmemizin nedeni, kendi kendimizden korkmamızdır."
"onlar bizim varlığımızda aşk'ı yaratıyorlar. bunu bizden geri istemeye hakları var."
"gerçekten büyüleyici olan iki çeşit insan vardır yalnızca: her şeyi bilenler ve hiçbir şey bilmeyenler."
"kendimizi suçladığımız zaman, başka hiç kimsenin bizi suçlama hakkı olmadığını hissederiz."
"bir kadının bir erkeği yola getirmesinin tek yolu onu yaşamından bezdirecek kadar canını sıkmasıdır."
"ve bir kadın kocasının ona karşı kayıtsız olduğunu anlayınca ya iyice bakımsız, kılıksız olup çıkar ya da başka kadınların kocalarına aldırttığı çok şık şapkalar giyer."
"iyi niyetler bilimsel kuralların işine karışmak için yapılan yararsız girişimlerdir. çıkış noktaları katıksız kibirdir. sonuçları kocaman bir sıfırdır. doğurdukları heyecanlar, zayıf insanların hoşuna giden, rahatlatıcı, kısır heyecanlardır. iyi niyetler hakkında bundan fazlası söylenemez. insanların para yatırmadıkları bir bankanın hesabına yazdıkları bir çekten başka bir şey değildir iyi niyet."
"bir kimse hayatın rengini emmelidir, ama asla ayrıntıları hatırlamamalıdır. ayrıntılar her zaman kabadır."
"ama kadınlar perdenin ne zaman kapandığını asla bilmezler. her zaman bir altıncı perde olmasını isterler, oyunun hiçbir ilginçliği kalmadığı anda oyunu sürdürmeyi önerirler."
"sıradan kadınlar her zaman kendilerini avutmasını bilirler."
"sakın ha, yaşı ne olursa olsun , leylak rengi giyen kadınlara güvenmeyesin... ne de otuz beşini aşmış, pembe kurdelelere düşkün bir kadına. bu, bir hikayeleri olduğu anlamına gelir."
"öyle bir çağda yaşıyoruz ki, herkes bilge olamayacak kadar çok okuyor, güzel olamayacak kadar çok düşünüyor."
"şeylere gerçeklik kazandıran şey onlar hakkında konuşulmasıdır."
"yalnızca sığ kişiler bir duygudan kurtulmak için yılların geçmesini beklerler. kendinin efendisi olan bir insan, nasıl kolayca bir zevk icat edebilirse, acısını da aynı kolaylıkla sona erdirebilir."
"insanın kendi yaşamının seyircisi olması, hayatın sıkıntılarından kurtarır insanı."
"geleceği olan erkeklerle, geçmişi olan kadınları severim ben."
"lady ruxton: "üzülmeyin, zaten çok sigara içiyorum. ilerisini düşünüp azaltacağım."
lord henry: "lütfen azaltmayın, lady ruxton. ılımlılık ölümcül bir şeydir. yeter kavramı yavan bir yemek, aşırı kavramıysa nefis bir şölendir."
"oysa adlar her şey demektir. olaylarla hiç uğraşmam ben. tek uğraştığım sözlerdir. işte bu yüzden, edebiyatta kaba saba gerçekçilikten nefret ediyorum."
"düşes: "sen kuşkucusun."
lord henry: "asla! kuşkuculuk imanın başlangıcıdır."
düşes: "ya sen nesin?"
lord henry: "tanımlamak kısıtlamaktır."
"kişinin yarattığı her etki kişiye bir düşman kazandırır. toplumda gözde olmak için orta karar olmak gerekir."
"uğursuzluk belirtisine gelince, uğursuzluk diye bir şey yoktur. kader bizlere önceden haberci göndermez. bunu yapmayacak kadar bilgedir o ya da çok zalim."
"kırda herkes iyi olabilir. oralarda baştan çıkarıcı şeyler yoktur. kent dışında yaşayanların uygar kişi olmaktan bunca uzak olmalarının nedeni de budur zaten. uygarlık kolayca ulaşılabilen bir şey değildir. insanın ona ulaşabilmesi için yalnızca iki yol vardır. biri kültürlü olmak, diğeri de ahlaksız olmak. kırda yaşayanların bunların ikisine de fırsat bulamadıkları için oldukları yerde kalır, kokuşurlar."
"suç, tümüyle aşağı sınıflara özgüdür. bu yüzden onları kınıyorum sanma. bizim için sanat neyse onlar için de suç odur. yani olağanüstü heyecanlar yaratmanın bir yöntemi."
"hayatı sanat açısından ele alan adamın kalbi beynidir."
"gençliğimi yeniden kazanabilmek uğruna, jimnastik yapmak, erken kalkmak ve saygıdeğer biri olmak dışında her şeyi yapmaya hazırım."
"hayatında hiçbir şey yapmamış olmana çok seviniyorum, ne bir heykel yonttun, ne bir resim yaptın, ne de kendinden başka herhangi bir şey ürettin! yaşam senin sanatın oldu. sen kendi kendini besteledin. günlerini soneler haline getirdin."
"bir insan soylu biriyse, yeteri kadar bilgili demektir; eğer soylu değilse, bildiği her şey onun için zararlıdır."