SİYASET 2 Mayıs 2019
30,8b OKUNMA     605 PAYLAŞIM

Dört Ay İçinde 2. Kez Siyasi Karışıklık Yaşanan Venezuela'da Neler Oluyor?

Siyasi ve ekonomik çalkantıların durulmadığı Venezuela'da muhalif lider Juan Guaido'nun önderliğinde bir "askeri darbe" girişimi yaşanıyor. Şimdilik püskürtüldüğü açıklanan girişimin ardında neler yatıyor peki?

Geçtiğimiz gün, Venezuela'da muhalif lider Juan Guaido'nun önderliğinde bir "askeri darbe" girişimi yaşandı.

Darbe girişimi, Guaido'nun, "küçük" bir askeri grup ile birlikte açıklama yapmasıyla başladı.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, buna karşılık olarak komutanların anayasaya bağlılıklarını ifade ettiklerini ifade etti

Buna ek olarak "halkı, vatanı ve anayasal düzeni korumak için sokağa davet ediyorum" dedi.


Darbe girişimi, şimdilik bastırılmış durumda

Bunun ardından neler olacağı, Maduro'nun iktidarda kalıp kalmayacağı ise merak konusu.

Duruma dair aydınlatıcı bir analizi aktaralım

klasik, orta doğu kültürü gereği yine sorumluluktan kaytararak yan gelip yatmak için her suç abd’ye atılmak isteniyor ve bu safsatalara inanılıyor ama işin iç yüzü öyle değil.

bu kıtlık abd yüzünden çıkmadı; 2014’te petrol fiyatları düştüğünden beri böyleler, çünkü rejim tüm ekonomiyi petrol üstüne kurmuştu (veya ekonomiyi bu sistemden çıkarmamıştı). ayrıca abd her şeye rağmen senelerdir venezüela’nın en büyük petrol alıcısı. ona rağmen işler bu raddeye geldi.

abd guaido’yu destekliyor bu yüzden "kötü adam", çünkü maduro'yu teletabiler destekliyor değil mi? maduro’yu rusya ve çin destekliyor; abd’nin yerini alsalar abd’nin ruhuna 44 kere fatiha okuturlar öyle diyeyim (bkz: çin’in doğu türkistan’da yaptığı katliam).

şimdi... uykumuzdan uyandıysak gerçekler şöyle

1- asıl darbeci, kendine yeni meclis kuran maduro'dur (bizde cumhurbaşkanının tbmm'yi iptal edip yeni meclis kurduğunu düşünün). yani maduro mevcut yetkileri ile seçilmiş falan değildir, olsaydı da elindeki kaynakları bu kadar kötü kullanıp halkı fakir bıraktıktan sonra pek meşruiyeti kalmazdı.

2- abd dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri hali hazırda. şu anda toplam üretimin 15%'ini gerçekleştiriyor ve bu artacak. amerika'nın petrole ihtiyacı yok, ama venezuela'nın, işlenmesi zor petrolünü işletmek için abd'ye ihtiyacı var, hep de vardı (abd zaten bu petrolü alıyordu).

3- yıl 2019. venezuela 2014-2015'ten beri can çekişiyor, halkı 2015'ten beri yoksulluktan kıvranıyor ve sizin yeni haberiniz oldu değil mi? 2015-2016-2017'de neredeydiniz, o zaman amerika yok muydu, o zaman amerika güçsüz müydü de müdahale edemiyordu?

fark ne biliyor musunuz? çünkü artık bardak taştı, venezuela halkı çıldırmış durumda. şu an bir venezuelalı'ya maduro'yu savunsanız muhtemelen küfür yersiniz. okyanus ötesine kraldan çok kralcı olmak yersiz.

4- ordu, hala maduro'nun yanında (öyle açıkladılar). maduro'nun ordusundaki general sayısı nato'nunkinden bile fazla; yani askeri iyi mamalıyor. darbe/cunta değil bu, venezuela'da halk aşağı indi. asker fikir değiştirirse de darbeci olan maduro'yu görevden almış olacaklar (eskiden fakir halk maduro’dan yanaydı ama artık bu senaryo değişti - general mevzusundan paranın nasıl dağıldığını anlamışsınızdır; oradaki bir türk’ün youtube’da videosu var cüneyt özdemir ile; onu da izleyin).

Cüneyt Özdemir'in Venezuela videosu


tarih boyunca her iç bölünmede büyük güçler taraf aldılar, alacaklar da, bu doğal

bize de kurulurken sovyetler yardım etmişti, osmanlı’yı ise defalarca ingilizler kurtarmıştı vs. (iç karışıklıklarda ruslar da yardım etmişti bir defa - kavalalı mehmet ali paşa isyanı). yardımı alıp beli doğrulttuktan sonra ne kadar zeki hamleler yapacağın önemli.

o gücün mü sizi kullanacağı, sizin mi onu kullanacağınız politikacılarınızın ilk badireler sonundaki yapacağı hamlelerine bağlı ve elbette potansiyel ekonomik gücünüz de önemli; lüksemburg iseniz ne yaparsanız yapın kurtarmaz mesela. yine de onlar abd’ye bağımlı olsalar da korkunç bir refah içinde yaşıyorlar; yani bugün abd emperyalizmi diye ağlayanlara vatandaşlık verilse koşa koşa giderler (yılda ortlama 200.000$ diyelim gerisini siz hayal edin). refahın sağlandığı yerde şovenizm yel olur gider.

bugün biz pkk’yı destekleyen bölgelere yıllık 15-20.000$ ortalama gelir sağlasak pkk’nın yüzüne bile tükürmezler, pkk kendini fesheder o kadar diyeyim. para varsa, refah varsa çocuklara gelecek var demektir ve bu durumda tüm ideolojiler uçar gider.

aynı şekilde bugün venezuela halkına abd’nin kanatları altında yıllık 30.000$’lik ortalama gelir teklif edilse hepsi kabul eder (ki venezuela’da o petrol ile olması muhtemel; tıpkı suudlar gibi varlıklı olurlar, hatta venezuela’da işleyen demokrasi tesis edilirse gelir dağılımı monarşi altındaki suudlara göre daha adil olur). şu an venezuela’da eski gdp per capita gözükse de doğru değil, dağılım ve kurlar öyle değil şu an zira bolivar para birimi olmaktan dahi çıktı (yozlaşma korkunç ve gelir dağılımı berbat; devletin petrolden kazandığı o para iktidar yancılarına ve generallere gidiyor şu an, halka değil. benim 30.000$ dediğim gerçekten normal bir dağılım ile olacak olan miktar).


venezuela halkı da, ezberci abd karşıtlığı ve rusya ile çin güdümlü, onları yoksul bırakmış saçma sapan ekonomik politikalar yerine; görece daha mantıklı olanı, bunca yoksulluktan sonra refahı tercih ediyor. bize laf düşmez. abd'nin desteğini şu an kullanıp, basiretsiz yöneticileri tepeledikten sonra zenginleşip, 10 sene sonra abd'ye "hadi oradan" da diyebilirler. bunu zaman gösterecek.

ayrıca; papağan gibi "abd'nin her desteklediği kötü olur" demeden önce kore yarımadasına iyice bir bakmak gerekir, hep öyle mi oluyormuş? abd gelişmiş bir demokrasi ve hem kuruluş ilkeleri, hem de özgür basını gereği çoğulcu sistemleri desteklemek zorunda. beğen ya da beğenme ama adamların sistemleri bu ve tutarsız bir iş yapmıyorlar.

maduro'yu ise en başta çin ve rusya destekliyor. şimdi maduro destekçisi ülkelerin (çin ve rusya) vatandaşlarına verdikleri değere ve gelir dağılımlarına iyi bakın. madem konudan bağımsız destekçiler tartışılıyor; olaya bu açıdan bakınca konuşacak bir şey kalmıyor.

Maduro ve Putin.

bu arada hugo chavez ayrı konu

maduro ile chavez aynı yararda işler yapmadılar. maduro, chavez’in mirasının üstüne koymayı geç; o mirası çevresi ile yedi bitirdi. vizyonsuz davrandı. bir ülkenin ekonomisinin 80%’i petrole bağımlı olursa küresel petrol fiyatları düşünce sürünür tabii ki. peki bir ekonomi bu kadar kırılgan hale getirilir mi?  bu kadar vizyonsuz olunabilir mi? bu vizyonsuzluğun ve basiretsizliğin abd veya x ülkesi ile ne alakası var?  onu başka ülkelere suç atmadan önce chavez ve maduro’ya soracaksınız.

maduro’nun niyetinin kötü olduğuna inanmıyorum ama koltuk ve güç böyle bir şey; ülkenin battığını kabul etsen de asla sorumluluğu kabul etmeyip işleri düzeltene kadar o koltuğu savunmak için herkesle ve her şeyle savaşıyorsun. sonra da ülkende böyle şeyler oluyor. 

lord acton ne demiş?  güç yozlaştırır, mutlak güç mutlaka yozlaştırır.

bu söz, konunun özeti adeta. tek korkum halkın birbiriyle çarpışması, en korkunç şey her zaman odur.

Peki dört ay önce neler olmuştu?