Dünya Tarihinde İlk Kez Sistemi Güzellikle Değiştirmeye Çalışan Efsane Kuşak: Hippiler
hippi hareketi ile 68 kuşağı hareketi aynı şey değillerdir bunu ayırarak başlamak lazım
kaba bir tabirle 68 kuşağı 1967'de che guevera'nın öldürülmesinden sonra bahsi geçen yılda sorbonne üniversitesi'nde başlayan ve sonrasında dünyaya yayılan sosyalist içerikli muhalif genç grupların genel isimlendiriliş şeklidir ve hippiler sadece bu kuşağın temsilcilerinden birisidir.
abd haricinde neredeyse bütün ülkelerde aşırı bir sol ve günümüzde dahi hala yaşayan gerilla tipi örgütlenmeler yaratan bu akım genel olarak dünyada "kendilerine yapıldığı gibi silahla ve savaşarak, kaybettikleri cinsel, fikri, ekonomik özgürlüklerini geri almak" temelli bir görüş yarattı. avrupa'da, güney amerika'da üniversiteler, meydanlar cayır cayır yanarken, buradaki gençler dünyayı daha önce binlerce kez denendiği gibi şiddetle değiştirmeye çalışırken; abd'deki gençler farklı bir deneyimle, uyuşturu ve cinsellikle dünyayı değiştirmeye çalıştılar.
öncelikle bu nesil nereden pörtledi?
1945'ten sonra hızla zenginleşen ve "tüm savaşlara son veren savaş"tan sonra aralarında barış rüzgarları esen "birleşmiş milletler", "avrupa konseyi", daha sonra "avrupa birliği" adı ile anılacak olan "avrupa kömür ve çelik topluluğu", "imf" ve "dünya bankası" gibi ekonomik, sosyal ve kültürel entegrasyonu belgeleyen kurumlar inşa eden dünyanın güçlü ülkeleri birbirlerini yıpratmanın zor, masraflı ve sonuca varılmaz bir çaba olduğunu görüp dünyanın geri kalanının beraberce amına koymak üzere birleşince başlayan hızlı nüfus patlaması 60'lı yılların sonuna gelindiğinde entelektüel olarak bu gençleri karşılayamayacak olan üniversiteler, gelenekler, kültür ve hukuk kurallarının yer aldığı bir ortam yarattı. dönemin en büyük kahramanı che'nin ölümüyle beraber "hak verilmez alınır" mottosuyla yola çıkarak cinsel, fikri, hukuki ve ekonomik özgürlükleri için otoriteyle savaşan bir genç nesil meydana getirdi.
avrupa ve güney amerika buram buram yanarken abd'de aynı ruh, farklı bir yöntemle sahneye çıkan hippilerse belki de dünya tarihinde ilk kez sistemi "güzellikle" değiştirmeye çalıştılar
onlar da antimilitarist, otoriteye karşı, özgürlüklerinin peşinde, sosyalizm sempatizanı, ırkçılık karşıtıydılar. özellikle vietnam savaşı ve ülkedeki zenci ayrımına karşı sık sık protesto gösterileri düzenlediler ve düzenledikleri etkinliklerde, ürettikleri sanat eserlerinde bu durumlara sıkça değindiler. özgürlükleri engelleyen can sıkıcı, kafa sikici tüm otoritelere, geleneklere, kültürlere, örflere ve adetlere bu tüm otoritelerin, kültürlerin, geleneklerin karşı oldukları ortak iki özgürlük nüvesiyle karşı çıktılar: uyuşturucu ve seks. kim bilir belki savaşırsalar başka bir şeye dönüşeceklerini düşündüler, belki tam olarak ne istediklerini asla anlatamayacakları bir savaşa girmek istemediler, belki de savaşmaktan korktular? ancak gerçek şu ki kendilerinden günümüzde dahi haz etmeyen tüm "otorite muhafazakar" milliyetçi, dinci, devletçi anlayışların iddia ettiklerinin aksine dünyada birçok şeyi değiştirdiler, karşıt görüştekilerini bile!
genel olarak tepkilerini binlerce kişinin katıldığı konserlerinde, edebi eserlerinde, duruşlarında ve şarkı sözlerinde göstermişlerdir
belki dünya onların tahayyül ettikleri gibi cinsel, fikri özgürlüklerin bulunduğu, insanların özgürce kardeşçe yaşadığı, antimilitarizm ve anti ırkçılığın hakim olduğu bir dünya olmadı ancak dünyanın bu konuda baya bir yol aldığı aşikar. üstelik dinci, milliyetçi, devlet fetişisti, militarist odun kafalıların dahi bu felsefede yol kat ettiği aşikar. bu nedenle her ne kadar kısa ömürlü olsalar dahi yattıkları yerde kendileriyle gurur duyabilirler.
ayrıca kim demiş ki hippi hareketi tamamen bitti diye?
ürettikleri müzik: rock, country, blues, caz öğelerini kullanarak üretilen müthiş şarkılar günümüzde hala dünyada milyonlarca kişi tarafından dinlenmekte ve felsefeleri en azından şarkı sözleri aracılığıyla dünyaya yayılmaktadır. sizlere bu döneme ait felsefeyi sözleriyle, ezgisiyle iyi aktardığını düşündüğüm, sevdiğim eserlerle veda ediyor, 1970 yılında gösterime giren michael wadleigh tarafından yönetilen woodstock belgeselini izlemenizi tavsiye ediyorum.