Dünya Üzerindeki Bazı Önemli Buluşların Bilinmeyen Mucitleri
ilk kağıt fabrikasını kuran alim: ibni fazıl
kızamık ve çiçek hastalığının farkını késfeden; alim razi
mikrobu ilk tanımlayan alim akşemseddin
cüzzamı bulan alim: ibni cessar
vebanın bulaşıcı olduğunu bulan alim: ibni hatip
verem mikrobunu bulan alim: kambur vesîm
retina tabakasını bulan alim: ibni rüşd
ilk göz ameliyatını yapan alim: ammar
ilk kanser ameliyatını yapan alim: ali bin abbas
küçük kan dolaşımını bulan alim: ibnünnefis
ilk tabipler odası başkanı: ali bin rıdvan
sıfırı ilk kullanan alim: harizmi
trigonometriyi ilk bulan alim: battani
tanjant, kotanjant ve kosekantı ilk kullanan alim: ebul vefa
trigonometri kitabını yazan alim: nasiruddin tusi
ilk trigonometrik dönüşüm formülünü bulan alim: ibni yunus
binom formülünü ilk bulan alim: ömer hayyam
ilk difransiyel kitabını yazan alim: sabit bin kurra
ondalık kesiri ilk bulan alim: gıyaseddin cemşid
ilk usturlabı yapan alim: zerkali
dünyanın döndüğünü keşfeden ilk alim: biruni
dünyanın çevresini ilk ölçen alim: musa kardeşler
güneşin yüzündeki lekeleri ilk bulan alim: fergani
yıldızların yer ve açıklıklarını ölçen ve ilk cetveli geliştiren alim: cabir bin eflah
ilk otomatik kontrol sistemleri tasarlayan alim: ahmet bin musa
sibernetiği ilk kuran alim: ismail-el cezeri
ilk optik temellerini koyan alim: ibni heysem
sesin .fiziki açıklamasını ilk yapan alim: farabi
ilk torna tezgahını yapan alim: ibni karaka
kanatlarla uçan ilk alim: hazerfen ahmed çelebi
ilk uçağı yapan alim: ebu firnas
yer çekimini ilk bulan alim: razi
sarkaçlı saati ilk yapan alim: ibni yunus
maddelerin özgül ağırlığını ilk hesaplayan alim: hazini
atomun parçalanabileceğim ilk bulan alim: cabir bin hayyan
gök kuşağını ilk açıklayan alim :kutbettin şirazi
ilk kimya laboratuarını kuran alim: cabir
saf alkolü ilk elde eden alim: razi
havan topunu ilk bulan alim: fatih sultan mehmed
ilk kıta seyahatnamesini yazan alim: ibni battuta
ilk dünya haritasını çizen alim:mürsiyeli ibrahim
ilk ecza kitabını yazan alim: ibni baytar
edit: yukarıdaki bilgilere karşı abartılı bir tepkiyle girilen şu entrye (bkz: #66311995) cevaben açıklama yapmak zorunlu hale gelmiştir.öncelikle entryde bulunan'' bu kadar bilimsel şeyin arasında havan topunun nasıl bir kıymeti var anlamış değilim'' ifadesi bile arkadaşın,saldırgan ve gereksiz bir tutumla yazmış olduğu iddiaları okumamak için yeterli bir sebep.fazlaca uzatmadan gelelim entrydeki haksız iddialara;
iddiacık 1-''kağıdın milattan önce 2.yüzyılda çin'de tarafından icat edilmesi ve 1000 yıl boyunca fabrikasının yapılmaması,kesinmiş.''
cevap 1-kağıt fabrikasının ilk defa 794 yılında bağdat'ta kurulmuş olduğunu ve kağıt üretme metodunun yüzlerce yıl sonra avrupa'ya taşındığını açık yüreklilikle dile getiren getiren,bilim tarihi araştırmacısı will durant'ın “medeniyet tarihi” adlı eseridir, o kim mi ?
iddiacık 2-''kanser antik mısır ve antik yunan'da tanımlanması,yine 1000-1500 yıl boyunca kimse bir tümörü ameliyat edilmemesi,kesinmiş''
cevap 2-bununla ilgili daha nasıl açıklama yapabilirim bilmiyorum,ama zaten vermiş olduğum vikipedi linkinde,uluslarası geçerliliği olan makalelerin ışığında zaten ilk kanser ameliyatı yapıldığı literatürde kabul edilmiş vaziyette. arkadaşımızın kaynaklarıyla beraber tekrar okuması arzusuyla
iddiacık 3-''tabipler odası başkanı da neymiş lan mış''
cevap 3-öncelikle ali bin rıdvan'ın önderliğini yapmış olduğu tabipler odasının önemini anlamak için kendisinin şu sözüne göz atmakta fayda var:"bir doktor, düşmanlarını da aynı ruh, aynı ilgi, aynı titizlikle tedavi et-melidir. onları tedaviye çalışırken, sevmelidir." bu söz günümüzde neredeyse her doktor tarafından kabul görmekteyken ortaçağ avrupa'sında durum oldukça farklıydı,bakalım büren'li prens wilhelm bu konuda neler diyor:
"memleketimizde gücü-kuvveti yerinde bir şövalye vardı. ölüm derece-sinde hastalanmıştı. en seçkin rahiplerimizden birisiyle şövalyeye gittik, ´rahibin şövalyeyi takdis edeceğini sanıyorduk. ama öyle olmadı.
önce hastaya baktı. bir balmumu istedi. getirdik. balmumunu eline al-dı ve yumuşattı. bir nevi tıkaç yaparak hastanın burun deliklerinden birini nunla tıkadı. sonra da yanından ayrıldı. şövalye çok geçmeden öldü. du-rumu rahibe bildirmek için gittiğimde, daha ben konuşmadan: -herhalde şövalye ölmüştür, dedi. sonra da şunları ekledi: -o, çok ıstırap çekecekti. ölmesi ve böylece huzura kavuşması için bur-nunu tıkadım.
papazlara göre eczahaneler, dinsizliğin simgesiydi, bunlar insanı inkâra saptırırdı. kilise öğretmeni tatlan bu konuda şunları söylüyordu:
"dünyevi ilaçlara, ot ve köklere inanmak, allah´a karşı bir güvensizlik-tir. insanları allah´tan çevirmek isteyen şeytanlarla kötü ruhlar, budalalar-la, imanı zayıf olanları kandırıp aldatmaktadırlar.
galiba bu iddiacık üzerine konuşulacak başka bir mevzu kalmadı.
iddiacık 4-trigonometri antik yunan ve sonraları mısır ve hindistan'da var olan birşeymiş ve ayrıca sinüs fonsiyonunu da ilk kez 5.yy'da hintli bir kardeşimiz bulmuş ve sorunca da 800 yılına kadar yok cevabını alıyormuş''herneyse
cevap 4-bak detaylıca okumayan,okumadan,kaynakları incelemeden bodoslama dalan arkadaşım;kimse sana 800 yılına kadar trigonometri ve ona dair hiçbirşey yok ya da herhangi bir hesaplama tekniğinden 800 yılına kadar bütün insanlar mahrumdu demiyor.burada anlamadığın mevzu, o zamana kadar sistemselleştirilip,kalıplaşmış,bilime ve bilimin gelişmesine sunulacak formülüze bilginin elde edilememiş olması.işte burada belirtilen de ilk defa formüllü ve bilimsel metotlarla insanlığa sunulabilecek bilginin ; battani,ebul vefa,nasiruddin tusi ve ibni yunus tarafından oluşturulmasıdır.gerek yukarıdaki linklerde gerek,merkezi kütüphanelerde,gerekse de internet ortamında bu bilgilere ulaşabilirsin,önyargısız bir şekilde okuduğun takdirde.
iddiacık 5-''diferansiyel denklemlerle ilgili atıp tutmucakmışız'',
cevap 5-öncelikle kimsenin diferansiyel denklemini falanca müslüman buldu falan dediği yok,orada yazan bilgi,sabit bin kurra'nın ilk defa diferansiyel kitabını kaleme alması ve kendince katkıda bulunarak derlemesidir.burada anlaşılmayan nedir insan merak ediyor.
ayrıca doğu bilimci georges rivoire, sabit bin kurra’nın geometri sahasındaki katkısından şöyle bahseder: “ cebirin geometriye uygulanmasını, müslümanlara borçluyuz. bu da 900 yılında vefat etmiş olan sabit bin kurra’nın eseridir.” herhalde ne kadar önemli bir bilim insanı olduğunu daha anlatmaya gerek yok.
iddiacık 6-''aryabhata adlı hintli astronomun,dünyanın döndüğünü daha önce keşfetesi ve daha önce antik yunan'da teori olarak bilginin var olması''
cevap 6-öncelikle dünyanın dönmesiyle ilgili olarak ilk defa bilgi veren biruni'nin 17 yaşında güneşin meridyen yüksekliğini ölçtüğünü,22 yaşında ''gözlemler ve ölçmeler dizisi'' adlı eseri ortaya koyduğunu ve kanun adlı eserinde aristo ve batlamyus'un görüşlerini tartışma konusu yaparak dünya'nın kendi ekseninde dönüyor olma olasılığı üzerinde durması,vermiş olduğum kaynak aracılığının yanısıra internet ve kütüphanede bulunabilecek bir bilgiyken,aryabhata iddiacığının kaynağının belirtilmemesi ve aramama rağmen bulamamamda bu cevabın yeterli oluşunun kanıtıdır.
iddiacık 7-''torna tezgahının nereden baksak kutsal dinlerden önce icat edilmiş olmasıymış''
cevap 7- evet kabul edilmiş,literatüre girmiş bir başka bilimsel bilginin daha hiçe sayılması
bu iddia: yerçekimini bulan adama,ya ne alakası var ilk insanları da yer çekmiyormuydu demek gibi birşey.
ve geldik acıklı bir iddiaya iddiacık 8-''bu kadar bilimsel şeyin arasında havan topunun nasıl bir kıymeti olduğunu anlayamaması''
cevap 8- barutun bulunmasının bilimle ne ilgisi var ya demekle aynı anlama gelen bu iddiayı şöyle cevaplandıralım:
fatih sultan mehmed'in,diğer adı şahi topları olan havan toplarını teknik elemanlar eşliğinde geliştirmesi,çiziminin ve hesaplanmasının yapılması ve sonunda bu topların üretilmesi ilk olarak doğu roma yani istanbul'un fethedilmesindeki en önemli hamle olmuştur.yani bilimsel olarak topların hesabının matematik,geometri,trigonometri vs. birçok hesaplama bilimiyle ilişkisinin olmasının yanı sıra,savaşlara yeni bir boyut getirmesi açısından savaş teknolojisi sınıfına yani bilim sınıfına girmektedir.ama asıl bilimsel yönünü veren olay bu mudur bu toplara? tabi ki bu değildir.bu toplar aslında çok daha büyük bir bilim alanını ilgilendirmekte:toplar sayesinde alınan istanbul'un avrupa'da ortaçağı sona erdirdiği ve yeni bir çağı başlattığı bilinmekte ve bu doğrudan tarih bilimini ilgilendirmekte.yani bilim sadece teknolojik,mekanize icatların labataruvarlık serüvenleriyle değil,bu buluşların tarihsel ilerleyişiyle de ilgilidir ve bu da doğrudan tarih bilimini ilgilendirir.
tüm bu iddialar ve cevaplar ışığında gelelim entryde geçen ve müslümanlara yönelik olan,burada belirtmeyeceğim haksız ithama:
öncelikle müslümanların birşeyde boğulduğu falan yok,her devirde;her ırktan,her dinden,her mezhepten insanlar,kabileler zaman zaman acılarla felaketlerle,çıkmazlarla başbaşa kalmış ve ya üstesinden gelmiş ya da altında ezilmiştir.dolayısıyla müslümanların şu anda içinde bulundukları durumun özeti, müslümanların son zamanlarda zor durumda olmalarının sebebi,düşmanlarının kötülük ve zalimlikte doktora yapmış olmasıdır.konuyla alakalı;hobson,polonyi,braudel gibi yazarların eserleri bu konuda ikilem yaşayan arkadaşın ufkunu iki katına çıkarır diye düşünüyorum, tabi ki okursa.