Dünyanın En Derin Noktası Mariana Çukuru'nda Görüntülenen Acayip Balık Türleri
Enstitünün ilgili açıklaması
bir rekoru barındırıyor, ilk defa 8178 metre derinlikte balıklar görüntülenmiş.
japon araştırmacılar jamstec tarafından (japan agency for marine-earth science and technology) 4k ultra yüksek çözünürlüklü kameralar ile görüntüleri alınmış. deniz ekolojisi ve balıklar için derinlik sınırlamasına daha fazla ışık tutacak.
görüntülerde 7498 metre ve 8178 metre derinlikte görüntüler ayrı ayrı verilmiş. mayıs tarihinde çekilmiş fakat 23 ağustos 2017 tarihinde yayınlanmış. 8178 metre derinlikte uskumru tüketen amphipoda türünün olduğu düşünülmekte.
basınç olayına takmışlar ekşi sözlük'te, neden anlamadım. basınç relatif bir kavramdır. tüm evreni kendi koşullarımızla, duyularımızla ve bilgimizle algılamak aptallık bence. o balıkların döllenmeden itibaren gelişiminde basınç relatif olarak dengededir. balığa sorsan "siz o kadar yukarıda o vakum altında nasıl yaşıyorsunuz?" der.
"o kadar derine girebilen insanlar bu basınca nasıl dayabildiler" diyenler var sözlük'te.
evet bu soru üzerine japonya araştırmaları iptal etmiş. zira buradaki arkadaşlar adamın birinin eline kamera alıp 8000 metreye indiğini düşünüyor sanırım.
bir de görüntülere yalan demişler. o derinlikte öyle canlı olmazmış. bak hele vizyona bak adamdaki, indin mi sen o kadar derine nereden biliyorsun?. ulan araştırmayı yapan enstitü 1971 yılında kurulmuş. elinde 110 tane patent var. bugüne kadar yüzlerce bilimsel makale yayınlamış ama youtube'de hit almak için fake video çekmişler evdeki akvaryumda huahhahahaha.
http://www.jamstec.go.jp/…quipment/ships/index.html
al bu da aynı derinlikteki başka bir üniversitenin videosu
sözlük'te gözlerinin olmasına takıldığı balıklar bunlar.
arkadaş insan gözünün gördüğü ışığın spectrumda ne kadar bir yer kapladığından haberiniz yok belli ki.
şu görseli bi inceleyin ufkunuz genişlesin
balıkların gözü var diye sadece bizim gördüğümüz ışığı görmesini beklemek saçma. orası karanlık da sana bana karanlık. balık için orası apaydınlık bir dünya olabilir. diğer balıklardan, su altı bitkilerinden, topraktan, mikroorganizmalardan ışıyan bi dolu ışık olabilir. onun da göze ihtiyacı var sonuçta.
şekilsel kaygılarla yaklaşınca yaşanan hayal kırıklığını anlayabiliyorum
1500-2000 metrelerde yaşayan ruh hastası tipli balıkları gördükten sonra daha derinlerdekiler kim bilir nasıldır, dişleri götünde midir, burnuyla saksafon mu çalıyodur oy anam diye gaza geliyorsun ama bi inip çekiyorsun adam balıkçı tezgahında görsen deniz balığı mı çiftlik mi bunlar diye sorup geçeceğin tipte çıkıyor. uzayı büke büke yüzbin ışık yılı ötede sülfürik asit solunan bi gezegene gidip bulduğun uzaylının iron maiden tişörtünü kumaş pantolonun içine sokmuş sigara içen bıyıklı bi adam çıkması gibi bi şey bak bu. asit soluyarak hayatta kalması önemsiz bi nüans kalıyor bu kadar normalliği görünce, pilili kumaş pantolonla kafayı bozuyorsun.
bunlar da özbeöz bizim uzaylımız. hayvan gibi merak ediyorum ne yer ne içer nasıl sindirir nasıl avlanırlar, hücreleri nasıl adapte olmuş oraya, ataları dedeleri kimlerdendir, nerde kaldın kibar balıık...
oldukça ilginç görüntüler alınmasına neden olan güzide balıklardır efendim. yapılan araştırmanın içeriği hakkında ya da türlerin hayatta kalmak için ne şekilde evrim geçirdikleriyle ilgili bilgim olmasa da inanılmaz derecede ilgi çekici buluyorum bu tarz canlıları.
genel olarak da uzay araştırmalarına ağırlık verildiği kadar derin deniz ya da okyanus araştırmalarına da ağırlık verilmesi gerektiğini de düşünüyorum. evimiz ya da yaşadığımız gezegen hakkında bile çok az bilgi sahibiyiz ve bu durum bana garip geliyor. umarım bu tarz görüntüleri ve araştırmaları daha sık görebiliriz.