Dünyevi Zevkler Bahçesi Tablosunun İnce İnce İşlenen Müthiş Ayrıntıları
hieronymus bosch ve en ünlü eseri dünyevi zevkler bahçesi adlı eserini bilenleriniz vardır ve pek çoğunuz hep aynı yorumlamaları duymuşsunuzdur ancak bu yorumlardan yıllar sonra ünlü sanat tarihçisi ernst hans joseph gombrich, bu yorumlardan daha farklı bir yorum atar ortaya. ufkumuzu genişletmek için eseri başlı başına detaylı incelemek bile yetecekken, gombrich’in yorumuyla işler daha da ilginç bir hal alıyor. oldukça ilgi çekici, farklı ve akli sınırları zorlayan bir yorum yapıp bilinen bütün yorumları alt üst eden ve hatta kabul görürse eserin isminin bile değişmesine sebep olacak olan o ilginç yoruma geçmeden önce dünyevi zevkler bahçesi isimli tablonun ne olduğuna dair bilgi vermek iyi bir başlangıç olacaktır kanımca.
1500’lü yılların başlarında, triptik tablo olarak hazırlanan eser oldukça geniş ebatlarda olmasıyla dikkat çekiyor. 220*389 cm olarak ölçülen eserin sahibi başta da söylediğim gibi hieronymus bosch. tabloyu bu kadar üne kavuşturan özelliklerinden biri; bosch’un tabloda çizdiği 300’den fazla figürün tasvir edilme biçimi ve bu sayede ilk sürrealist eserlerden biri olarak gösterilmesi. sağ, sol ve orta panelden oluşan tablonun yan iki paneli kapatılınca ortaya bambaşka bir tablo daha çıkıyor ki bu yüzden eserin yorumlamaları konusunda sanat tarihçileri arasında gombrich oldukça farklı yaklaşımlarını bu kapaktaki figürlere dayandırıyor.
eserin görseli şöyle
eserle ilgili diğer önemli şey de; cehennem tasviri olarak anılan üçüncü panelde yer alan çıplak bir insanın poposunun üzerindeki notaların yıllar sonra bir üniversite öğrencisinin (amelia) fark etmesiyle ortaya çıkışı. ve bu noktaların bestelenmesiyle çıkan müziğin ilk hali oldukça basitken, müzikle ilgilenen bir bloggerın da koro arenjesi yapmasıyla; ortaya kafamızda tasvir ettiğimiz cehennemle, bosch’un oldukça ürkütücü tasvirleriyle oluşturduğu cehennem figürü harmanlanıyor ve insanın ürkmeden dinlemesi çok mümkün olmuyor. bu yüzden ismine cehennem müziği deniyor.
amelia’nın bestelediği ham hali şöyleyken:
koro arenjesi yapılmış hali şöyle:
nasıl hissettiniz? epey ürkütücü öyle değil mi?
gelelim eserin panellerinin yorumlamalarına
sol panelde adem ve havva bulunuyor. havva’yı elinden tutup adem’in yanına getiren tanrı da tasvirin içinde epey ihtişamlı. resme dikkatli bakarsanız havva’nın gözleri yere bakıyor ve oldukça utangaç bir tavır takınırken, adem’in tanrıyı ve havva’yı karşısında görmesiyle oluşan şaşkınlığı, bunun üstüne bir de şehvetle bakan gözlerinde havva’ya karşı cinsel dürtülerinin yoğunlaştığı çok net anlaşılıyor.
resmi biraz daha yakınlaştırırsanız, cennet olarak tasvir edilen sol panelin arka planındaki mevcut tuhaf yapıların, oldukça hassas bir dengeyle yüzeyde durmaya çalıştıklarını görürsünüz.
bosch’un bu tasvirle, cennetteki dengenin oldukça hassas bir şekilde sağlandığına dair atıfta bulunduğuna inanılıyor.
orta panel içinse oldukla farklı yorumlar mevcut. şöyle ki bir takım sanat tarihçileri orta kısmı ilk cennet tasvirinin devamı olarak görürken, kimiyse orta kısmı; dünyevi zevklere kendini kaptırmış insan güruhunun, çıplaklıkla, cinsel eylemlerini utanıp sıkılmadan ulu orta yapmasıyla, ölümden sonrasını düşünmeden zevke daldığını işaret eden bir tasvir olarak yorumluyor.
orta panel:
bu kısmı yakınlaştırırsanız tasvir edilen insanlar arasındaki cinsel etkileşimleri, hayvanlarla girilen münasebetleri, insan ve hayvan figürlerinin dışında mutasyona uğramış gibi görünen bir sürü tuhaf canlının resmedildiğini görürsünüz. bu panelle ilgili ilk tasvir edilen cennetin devamı olmadığını savunan düşünceye; nehrin içinde büyük kuşların yanındaki bir adamın, bir kadını cinsel münasebete zorlaması şeklinde çizilmesiyle varılıyor. nitekim haksız bir yorum da değil. çünkü cennette böyle bir şeyin olması mümkün değil.
görüldüğü üzere:
bu eserin sürreal olarak nitelendirilmesine katkıda bulunan bir diğer detay da, çileğe tapan insanların oluşu. çilek günümüzde hormonlar yüzünden ne kadar tatsız ve kokusuz bir meyve olsa da, orta çağda oldukça hoş kokulu ve tatlı bir meyve olarak görülüyor. tablodaki çilek ve çileğe tapmakla bosch, insanların dünyevi ve geçici zevklere ne kadar tutkun olduğunu vurgulamak istiyor.
buyrun:
böylece eser ismini, insanların dünyevi zevklere olan tutkusunu vurgulayan bu orta kısımdan alıyor ve dünyevi zevkler bahçesi olarak sanat tarihine giriyor. bu kısmın günahlar, dünyevi zevkler ve insanların kendini kaybedişine dair ipuçları taşımasına katkıda bulunan bir diğer detaysa, ortadaki küçük havuzun içinden çıkan sürüngenler ve kara kurbağalar.
gelelim resimden müzik yaratan dehşetli cehennem tasvirlerinin yapıldığı sol panele. panelin zemin renginin simsiyah olmasından tutun; içerisindeki tuhaf biçimli yaratıklar, yarı insan yarı hayvan yarı makine biçimli şeytanlar, görseli epey ürkütücü yapmaya ve günahların cezasının çekileceğine inanılan cehennemi oldukça korkutucu göstermeye yetiyor. üstüne bir de çıplak yatan adamın poposundaki notalarla bestelenen koro arenjini de dinleyince, kendinizi görselin içinde hayal etmekten alıkoyamıyorsunuz. korkunun bu kadar net biçimde resmedildiği ender eserlerden biri olması, eseri bu kadar ünlü yapan sebeplerden sadece biri. korkudan saklanan insanlar, kocaman bir tavşan tarafından yönetilen bir grubun insanlara işkence etmesi, bir balıkçılın günahkarları ağzına atarken aynı şekilde dışkılaması, sürüngenlerin gruplar halinde insanları yemeleri, müzik tasvirleri ve ateş toplumlarına ait varsayılan telli çalgıların yoğunca tasvir edildiği kısmı yakınlaştırınca zaten fark edebileceğiniz bir sürü detayla birlikte bosch, üstün zekasıyla yaratıcılığını birleştirdiğini apaçık gösteriyor.
buradan da görüleceği üzere:
yorumların çoğunda; tanrının saf cennetle müjdelediği insanın dünyaya gönderilmesiyle yozlaştığı, günaha meyil gösterdiği, ahlaksızlaştığı ve bunların sonucu olarak cehennemde cezalandırıldığı iddia ediliyor. tablonun sağ ve sol panelinin kapatılmasıyla ortaya çıkan görsel ise şu:
bu görseldeki ince fikir gerektiren detaylar sayesinde sanat tarihçilerin yaptığı bu yorumların pek de uyuşmadığı ortaya çıkıyor gombrich‘e göre. çünkü üç panelle uyumlu olması açısından kapaktaki görsel, diğer yorumculara göre dünyanın yaratılışının tasviri. ancak gombrich detaylara bakınca öyle olmadığını düşünüyor. çünkü gombrich’e göre yeni yaratılan dünyanın suyla kaplı zemininde, suyun altında kalan insan eseri inşaalar ve kaleler dikkat çekiyor. eğer bu dünyanın ilk yaratılmasının bir tasviri olsaydı, insan eline dair hiçbir kanıt olmazdı diyor gombrich ve bu kapaktaki tasvirin nuh tufanı olduğunu iddia ediyor. saydam küre üzerindeki ışık yansımalarına da dikkat çeken sanat tarihçi, bunları da savıyla destekler biçimde açıklıyor:
dikkat ederseniz kapak kısmının üst köşesinde, kapakta bulunan ıpse dixit, et facta sunt yazısı yani; o konuştu ve oldu o emretti ve durdu anlamına gelen bir yazı bulunuyor. yazının hemen sağ tarafında da o yazıya işaret eden bir insan figürü. gombrich bu figürün tanrı olduğunu var sayıyor ve sözlerdeki anlamın nuh tufanına işaret ettiğini söylüyor. şöyle ki; tanrı orada nuh tufanının başlamasının ve durmasının da yine kendi emriyle olduğuna dikkat çekiyor. bir çok dini kitapta da yer alan nuh tufanına dair bilgiler de zaten tıpkı bu yönde.
gombrich savını desteklemek için bunlarla kalmıyor. kapakla ilgili olan görselde dikkat ederseniz, yaratılış sürecini gösterdiğine inanılan dünya yüzeyi üzerinde saydam bir ışık vardı. işte bu ışık yansımasını bosch’un oraya yerleştirmesindeki amaç neydi peki?
kısaca şuydu; bilenleriniz vardır. batı sanatı simgebilimine göre gökkuşağı nuh tufanı sonrasını işaret eder. rivayete göre tanrı nuh tufanından sonra nuh ve oğullarına şöyle der;
-sizinle bir antlaşma yapmak istiyorum. bütün yarattığım canlılarla. tufanı durduracağım ancak gemiden çıkan evcil ya da yabani hayvanlar da dahil siz insanlarla da yapacağım bu antlaşmayı sürdürmek istiyorum. bu antlaşmayı sürdürecek olduğuma dair de size sonsuza dek sürecek bir belirti göndereceğim.
yayımı bulutlara yerleştireceğim ve ne zaman bulutların arasından bu belirti görünürse size bir daha tufan göndermeyeceğime dair söz verdiğim antlaşmayı anımsayacağım.
işte simgebilimcilere göre bu yay, nuh’un tufanında tanrı ve canlılar arasındaki antlaşmayı hatırlayan gökkuşağını simgeler ve bosch’un tablo kapağında görünen o ışık yansıması da tam olarak budur. gombrich iddiasını bu delillerle daha da destekler. ki bana kalırsa oldukla tatmin edici iddialar.
bu durumda diğer yorumcuların sağ paneli, orta paneli ve sol paneli yorumlama biçimleri biraz değişikliğe uğramalı. ilk panel hala cennet olarak kalırken, çokça yorum yapılan ve gombrich’in yorumuyla birlikte başka bir biçim kazanan orta panel içinse hiçbir şey aynı kalmıyor. çünkü orta panel, tabloya ismini veren dünyevi zevkler bahçesi olarak artık nuh tufanı öncesi dünyevi yaşamı işaret ediyor.
bir eserin, üstelik bu kadar muhteşem bir eserin kişilerce yani sanat tarihçileri arasında oldukça farklı biçimlerde yorumlanıyor olması bana kalırsa o esere daha çok anlam yüklenmesine ve o eseri benim gözümde daha da muhteşem yapmasına sebep oluyor. şaşkınlıkla ve dakikalarca incelemekten geri kalamadığım bu eser için, daha önce okuduğum yorumlamalardan oldukça farklı bir yorumu görmek benim için oldukça ufku genişleten bir şeydi.
unutmadan; gombrich’in yorumunun ne kadar isabetli olduğuysa eserin son parçası olduğuna inanılan bir panelinin; hollandalı sanatçı bosch’un atölyesinde nuh’un gemisini tasvir ettiği ve dünyevi zevkler bahçesi eserinin diğer üç panelinin ebatlarına tam olarak uyduğu bir parçasının daha bulunmasıyla ortaya çıkıyor yıllar sonra.
bu kadar ince detayla bu kadar keyifli bir görsel şölen hazırlamaksa tam bir insan işi.
kaynaklar: qwe.wiki, dergipark.org, dilozof, wikipedia