EDEBİYAT 24 Ağustos 2022
18b OKUNMA     377 PAYLAŞIM

Düşünceleri ve Yazdıkları Yüzünden Bir Dönem Hapis Yatan Yazar ve Şairler

Türk ve dünya edebiyatını eserleriyle etkileyen onlarca şair ve yazar fikirleri ve yazdıkları kitaplar yüzünden hayatlarının bir dönemini hapishanede geçirmiştir.

ortada ne bir ceset vardır, ne de çalınan bir eşya... ortada tutuklu fikirler, idam edilen inançlar, cezası kesilen bir yığın kitap vardır. türk ve dünya edebiyatını eserleriyle etkileyen onlarca şair ve yazar fikirleri ve yazdıkları kitaplar yüzünden hayatlarının bir dönemini hapishanede geçirir. mesela dostoyevski'nin suç ve ceza kavramları ile tanışmasında ve yazın hayatının en ölümsüz eserlerini yazmasında hapishane ve sürgün döneminin çok büyük bir etkisi vardır. sabahattin ali'nin kuyucaklı yusuf'u, aldırma gönül şiiri o yılların ürünüdür. düşünceleri ve yazdıkları kitaplar yüzünden hayatının bir döneminde hapishanenin soğuk yüzüyle tanışmış yazar ve şairlerden bazıları:

rıfat ılgaz

1940'lı yıllarda yayımladığı kırmızı kapaklı şiir kitabı sınıf, sosyalizmi ve komünizmi çağrıştırdığı için sıkıyönetim tarafından toplatılır. evinin önündeki polisleri gören yazar, tutuklanacağını anlar ve birkaç ay kaçak yaşar. daha sonra uygun bir zamanda teslim olur ve hücreye atılır, mahkemeye elleri zincirlenerek gönderilir. altı aylık hapis cezasını yattıktan sonra kitap farklı bir yayınevi tarafından yeniden yayımlanır. hapishaneden çıktıktan sonra öğretmenliği, öğrenciliği ve verem hastalığı sebebiyle bozulan sağlığı için sanatoryuma yatma hakkı elinden alınır. daha sonra yine bir romanını yazdığı esnada polisler tarafından gözleri bağlanarak ve elleri zincirlenerek koşulları çok kötü olan bir hapishaneye götürülür.

fyodor mihailoviç dostoyevski

raskolnikov'un yaratıcısı.. 1840'lı yıllarda 1. nikolay'ın rejimine karşı çıkan bir gruba üyeliğinden dolayı birkaç aylık tutukluluğun ardından tüm grup üyeleriyle beraber idam cezasına çarptırılır. herkesin de bildiği gibi idam cezasının yerine getireleceği gün çar, grup üyelerini affeder. idam cezası yerine dört sene kürek ve orduda süresiz hizmet cezasına çarptırılan yazar birçok eserinin ilham kaynağını mahkum olduğu yıllarda toplayacağını tahmin etmiş olmalı ki yıllar sonra o ana ithafen "o gün mutlu olduğum kadar hayatımda ne zaman mutlu oldum hatırlamıyorum." sözünü söylemiştir. kürek cezasını çektiği yıllarda her mahkuma yapıldığı gibi onun da kafası tıraş edilir, kolları damgalanır, sara nöbeti yüzünden sık sık hastalanır.

yusuf atılgan

sayılı romanlarıyla edebiyatımıza damga vurmayı başaran yazar, askeri lisede öğretmenlik yaptığı yıllarda ileri gençler birliği soruşturması kapsamında sekiz ay hapis yatar. bu sebeple hem ordudan atılır hem de en çok sevdiği mesleği, öğretmenliği, kaybeder. hapishanede geçirdiği yıllarla ilgili konuşmayı pek sevmez ama hapishanede farsça gazellerle namaz kıldırdığını anlatır. bir de "sekiz ay yattım, altı ay hüküm giydim, devletten alacağım var." der o yıllarla ilgili.

yaşar kemal

unutulmaz şaheserlerin yazarı... ince memed'in yaratıcısı... adana'da arzuhalcilik yaptığı sırada komünist parti kurmak iddiasıyla suçlanarak hapishaneye götürülür. ağır ceza mahkemesinde yargılanır ve bir süre hapis yattıktan sonra beraat eder. yazdığı bir makale yüzünden suçlanır ve hakkında dava açılır. mahkemenin ilk duruşmasında aralarında ünlü yazarların da bulunduğu yüzlerce kişi yaşar kemal'e destek vermek üzere yola çıkar.

sabahattin ali

aydın'da almanca öğretmenliği yaptığı sırada öğrencilerine hayat hakkında birçok şey öğretmeye çalışır fakat derslerde anlattığı şeyler yüzünden tehlikeli propaganda yaptığı gerekçesiyle mahkemeye sevk edilir. hapishane günleri onun için bir dönüm noktası olur. edebiyatımızın unutulmaz eserlerinden biri olan kuyucaklı yusuf ile burada tanışır. daha sonraki yıllarda bir gazetenin yayımcısıyla arasında bir tartışma yaşanır ve yayıncı sabahattin ali'yi atatürk aleyhinde şiir okuduğu iddiasıyla şikayet eder. bu iftiranın ardından birkaç cezaevinde daha yatar. bugün bir şarkı olarak dillerden düşmeyen aldırma gönül şiiri yazarın hapishane yıllarının bir eseridir. daha sonra genel aftan yararlanarak mahkumiyeti sonlanan yazar birçok meslektaşının başına gelen sonu yaşar. memuriyetten atılır.

attila ilhan

henüz on altı yaşında bir gençken kız arkadaşı vacide'ye yazdığı mektuplarda nazım hikmet'in şiirlerine yer verdiği gerekçesiyle hapis yatar. vacide'nin okulundaki öğretmenlerin mektubu ele geçirmesi sonucu polise ihbar edilir. gencecik iki sevgili arasındaki bu masum mektuplaşmalar içinde nazım hikmet şiirlerini barındırdığı için kayıtlara "propaganda ve örgüt suçlaması" olarak geçer. avukatları onu hapisten çıkarmak için akıl hastanesinde gözlem altında tutulması gerektiği fikrini ortaya atarlar. daha sonra aldığı doktor raporu ve yaşının küçüklüğü sebebiyle hapishaneden çıkarılır fakat bu sefer de danıştay'ın aldığı "bir daha türkiye'deki hiçbir okulda okuyamaz." kararıyla eğitim-öğretim hayatına darbe vurulur. babasının uğraşları sonucunda bu karar bozulur ve attila ilhan liseye tekrar kaydolur.

nazım hikmet

1938 yılında halkı suça teşvik ettiği iddiasıyla ömür boyu hapis cezasına çarpıtırılır, daha sonra bu cezası yirmi sekiz yıla indirilir. usta şair, hapishanede kaldığı yıllarda geçimini sağlamak için çeşitli işler yapar. ona sırtını dönen arkadaşları yüzünden çevirmenlik işine devam edemese de zorlu cezaevi şartlarında kendince bir şeyler yapmaya çalışır. sandıklar, kutular yapar, dokuma tezgahında havlular örer ve bunlardan elde ettiği geliri piraye'ye gönderir. hapishanede geçirdiği yıllarda yazmaktan hiç vazgeçmez, onlarca şiir, destan ve oyun kaleme alır. kuvayi milliye destanı'nı orada yazar. sonra çıkan genel afla cezasının geri kalan kısmı silinir ve nazım hikmet özgürlüğüne kavuşur.

orhan kemal

askerlik yaptığı sırada nazım hikmet ve maksim gorki kitapları okumak suçundan hapse mahkum edilen orhan kemal, ilk şiirini hapishanede yazar. daha sonra cezaevinde hayatını temelden değiştirecek olan nazım hikmet ile tanışır ve birçok konuda şairden ders alır. sonrasında nazım hikmet'in teşvikiyle öyküye yönelir ve ilk düz yazısını usta şairin yardımıyla yapar. büyük bir şair ile geleceğin üretken bir yazarını aynı hapishane koridorlarında buluşturan makus talih, yıllar sonra dünyaya gelecek bir oğlan çocuğunun isim öyküsü olur. orhan kemal oğlunun adını nazım koyar...

necip fazıl kısakürek

askerdeyken siyasi bir yazı kaleme aldığı gerekçesiyle hapis cezası alır. daha sonraki yıllarda ise bir dergide yazdığı piyes yüzünden halkı suça teşvik ettiği iddiasıyla tekrar mahkemeye çıkarılır. yine hapishanede olduğu bir dönemde kaleme aldığı bir yazı sebebiyle tutukluk süresi dolduktan sonra bir süre daha tutuklu kalır. eğer yetmiş dokuz yaşında hayatını kaybetmeseydi daha önce aldığı cezalar yüzünden hapis yatmaya devam edecekti.

kemal tahir

astsubay olan kardeşine sabahattin ali'nin bir kitabını verdiği gerekçesiyle yargılanır ve ağır hapis cezasına çarptırılır. yıllarca hapis yatar. hapishanedeki yıllarını okuyarak ve yazarak geçirir. hapishanedeyken nazım hikmet'in kendisine yazdığı mektuplar kemal tahir'e mapushaneden mektuplar adıyla basılır. yaza, daha sonraki yıllarda da birçok şair ve aydınla beraber başka sebepler gerekçe gösterilerek yine hapis yatar.