Edebiyat Dünyasının Üç Devinin Bir Türlü Vazgeçemediği Kadın: Tomris Uyar
-cemal süreya’ya içki içmeyi ben öğrettim.
edip cansever
-edip’e şiir yazmayı ben öğrettim..
cemal süreya
-bu ikisi bunları tartışırken ben de gittim tomris’le evlendim.
turgut uyar
"içki olsaydı rakı olurdu mesela, ona hiç kuşku yok.
ev olsaydı, sonradan görmelerin kondurdukları sütunlu mütunlu villalardan değil, bütün depremlere dayanacak, iki katlı, küçük, sağlam taş bir bina olurdu.
çiçek olsaydı gül, karafil gibi herkesin bayıldığı bir çiçek değil, ancak çiçek zevki olanların arayıp bulacağı, bulunca da asla vazgeçemeyeceği bir çiçek; müge, incir çiçeği olurdu o.
insan oldu o. tomris uyar oldu. iyi ki oldu."
kaynak: feyza hepçilingirler, varlık dergisi, ağustos 2003
turgut uyar’la evlenmeden önce cemal süreya ile büyük bir aşk yaşamış; hatta bir süre birlikte yaşamışlar ama fazla sürmemiş ilişkileri. cemal süreya her gittiği yerden mektuplar yazarmış tomris uyar’a ama bir öfke anında hem kendininkileri hem de onunkileri yaktığı için yazışmalarından örnek kalmamış geriye.
“1966 sonu 67 başı; dergide de, özel hayatlarında da yol ayrımına gelirler. r.tomris, turgut uyar’la evlenir, ankara’ya gider. papirüs’ü desteklemeyi oradan sürdürür. cemal süreya’nın yolu ankara’ya düştüğünde onları ziyaret eder ama beraberlikleri sırasında birlikte dolaştıkları mekanlara, beyoğlu’ndaki kahvelere, lokantalara adım atmaz. onun bu ruh halini tomris uyar şöyle anlatıyor:
"beni bıraktı ama rahat edemedi. ona göre bana sahip olunamazdı. senden ayrıldığım anda, senin hakkında, hikayen hakkında sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söylemeyeceğim, benim ağzımdan kimse duymayacak, dedi ve doğrusu hiç yazmadı."
turgut onun için: ‘bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur’ der.
edip onun için: ‘seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki’ der.
cemal onun için: ‘daha nen olayım isterdin, onursuzunum senin’ der.
turgut uyar'ın kendisine karşı olan büyük tutkusunu o da anlamamış.
“..turgut beni her an elinden kaçıracakmış gibi gereksiz bir kaygıyla yıpranacak, ben de hiçbir rekabetin söz konusu olmadığı bir alanda boyuna birinci seçilmekten yorulacaktım…”
edip cansevere gore "gozleri haziran gibi parlayan" ve "evinde gunesin hic batmadigi kadin"dir.. "deniz ustlerinden gulucukler toplar"
cemal süreya için söyledikleri:
"evine bağlı,evinde olmayı seven bir adam "akşamları eve biraz geç gel yahu, bir erkek hiç dolaşmaz mı" dedim. ertesi gün altıyı çeyrek geçe geldi, sonraki gün altı buçuk. normalde altıda gelirdi. bir gün toz aldım, bezi silkelemek için pencereden eğildim ki kapının önünde oturmuş saatin dolmasını bekliyor"