SİYASET 17 Haziran 2019
91,2b OKUNMA     757 PAYLAŞIM

Ekrem İmamoğlu - Binali Yıldırım Yayınının Kazananı Kim Oldu?

Yaklaşan İstanbul seçimleri öncesinde Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım, dün gece canlı yayında bir araya geldiler. Merakla beklenen karşılaşmanın galibi kim oldu? İşte Ekşi Sözlük'ten konuyla ilgili farklı görüşten yorumlar.


Görüş 1: Kazanan yok

hakikaten objektif olarak bakarsak bir kişinin oyunu dahi etkilemeyecek, sıkıcı bir yayın olmuştur. ekrem imamoğlu için; düşünün siz bir haksızlığa uğradınız ve 3 dakikada herkesi ikna etmeniz bekleniyor imkansız, format zaten saçma ve rakibinin lehine. binali yıldırım için; kilit soruları yok, ne bileyim, yol yaptık diyerek geçiştirdi ve kendi kitlesi bundan gayet memnun.

özet olarak; muhalifler şuna bak cevap veremiyor derken, yandaşlar oh be üzerine gidilmedi geçti gitti demiştir. bir taraf 31 mart'ta hakkımızı yediler derken, öteki taraf hakikaten çalmışlar demiştir. bir yazarın dediğini tekrar edeyim “3 er dakika herkese soru sorulacak ise neden ayrı ayrı sorup yayınlamadınız, karşılıklı konuşma olmadıktan sonra bir araya gelmelerinin ne anlamı var”.

Görüş 2: Ekrem İmamoğlu

ekrem imamoğlu'nun en önemli özelliklerinden biri çok düzgün konuşması. moderatör ve yayın kuralları ekrem imamoğlu'nun bu özelliğinin öne çıkmasını engelledi. 3 dakikalık süreler, 10 saniye için matematik... ancak bu kısıtlama binali'nin demagoji yapıp konuları çarpıtmasını da engelledi. bu açıdan faydalıydı.

sanıyorum ekrem imamoğlu, özellikle laf sokmaktan kaçındı. anladığım kadarıyla bu üslup adamın politikası. riskli hiç bir şey söylememeye çalıştı. çünkü zaten önde. oy dengelerini değiştirmeye pek ihtiyacı yok. olsaydı çok kısa şekilde beka meselesinden kürdistan'a nasıl geldiniz diye sorabilirdi, sormadı. bunu yapamadığı için değil yapmayı tercih etmediği için yapmadı. tabi başka, daha güzel goller de atabilirdi. sözlükte bol bol yazılmış bu goller. tekrara gerek yok.

fakat yine de gol attı. mesela şu vakıflar meselesinde devletin yapması gereken şeyleri niye vakıflar yapacakmış vurgusu süperdi.

bence bir gol daha attı. seçimlerde ne hak yerim ne de hakkımı yediririm demişti. bunu fiilen yayına da yansıttı. rakibinin 1 saniyesini yemedi. ama kendi 1 saniyesini de yedirmedi. bu sözle eylemin birbirini doğrulamasıdır.

bence "yok" çok yapmacıktı. binali, o 'yok'a kendi inanmadı. resmen vücut dili ağzından çıkan sözü reddetti.

yani bu buluşmadan istediğini alan ekrem imamoğlu'ydu. bir ilk kez akp prensiplerini bozdu ve ekrem imamoğlu'nun kuralıyla oynadı, yayına çıktı. bundan sonraki seçimlerde bu iş liyakatlı aday, liyakatsız aday farkını ortaya çıkaracaktır. ikinci olarak ekrem imamoğlu dengelerden memnundu. sakin ve emin ilerledi. açık vermedi. dengeleri değiştirecek konuşmalar olmadı.

Görüş 3: Binali Yıldırım

peşin peşin söyleyeceğim: 31 mart'ta ekrem imamoğlu'na oy verdim, kendisinin fikirlerini beğendiğim için istanbul gönüllüleri'ne katıldım fakat söz konusu yayında, ön plana çıkacağı bir performansını göremedim.

bu yayın, karşı güruhtan seçmenleri ikna etmek için yapılmış bir yayın değildi. az evvel, oturumu değerlendirirken bir arkadaşımın dediği ve hepimizin mutabık olduğu bir gerçek var artık bu ülkede: parti desteklemek, takım tutmaktan farksız. hiçbir hatasına rağmen vazgeçilmeyen partiler, sahip oldukları kemik kitle ile ilerliyor yıllardır. taraflar ve taraf olmayı tercih etmeyenler var artık. bu kitlelerin taraf değiştirmesinin söz konusu olacağını sanmıyorum.

bu yayında da, iki tarafa da meyletmeyen ya da herhangi bir sebeple sandığa gitmeyen insanlar amaçlanmıştı açıkça.

ekrem imamoğlu, en başından itibaren agresifti. en başından itibaren, derdini kısaca anlatamadı. kendisine sorulan soru için ayrılan üç dakikasının yarıdan fazlasını, önceden kalanı yanıtlamakla harcayıp ne onu açıklığa kavuşturabildi ne de sorulan soruya dönebildi. binali yıldırım sakindi, "yalancı." dedi defalarca ve arkasına yaslandı. hepsi bu. rakibini defalarca yalancılıkla suçlayıp arkasına yaslandı ve gülerek sırasını bekledi. yavaş konuşması ile eleştirdiğimiz hâlde, kendisine ayrılan dakikalarda, konuyu uzatmadan, konudan ciddi manada sapsa da, partisinin yaptıklarını anlattı.

bunu izleyen seçmen kitlesi, uzun analizler ve detaylı cevapları dinleyecek insanlar değil. ekrem imamoğlu, ilk seçim döneminde de uzatmadan sonuca gidiyordu ve bu yüzden başarılı oldu. bugün, uzattıkça uzattı. kendisinin verdiği cevaplar, "ha, tamam. şu olacakmış. o zaman oy verilebilir." minvalinde değildi benim görüşüme göre.

"sizin şu an bağlı olduğunuz bir grubun, iktidar partisiyle olan münasebetinin milyonda biri kadar o grupla münasebetim yoktur." gibi özet bir cevap duyamadım ekrem imamoğlu'ndan. tamam, güzel cevaplar verdi ancak bunlar, bizim gibi kendisini seven kitleyi etkilemenin ötesine gidemedi.

en başından beri akp'nin planı, kendisine değil, kimseye oy vermeyen seçmen üzerineydi ve oynadıkları kartlar, şu yayında oldukça doğruydu. binali yıldırım, söz kesip defalarca rakibinin cevabını bölerek, rakibine ve partisine söyledikleri ile ortamı bulandırdı ve ekrem imamoğlu'nu defalarca konunun dışına saptırdı. adım gibi eminim, programın sonunda da belli oldu zaten, "10 saniye ekrem" gibi lakaplar takılacak ekrem imamoğlu'na yarından itibaren; binali yıldırım defalarca sözünü kesip hakkını gasp etmesine ve burada haksız olan kendisi olmasına rağmen.

bu söylediklerim, ekşi sözlük yazarlarının hoşuna gitmeyecek belki ama bu yayın, ekrem imamoğlu'nu sevmeyen değil, kararından emin olamayan seçmen için olumlu bir intiba oluşturmadı. bizim, her gün burada gördüğümüz vakıflara aktarılan paraları, örtülen yolsuzlukları, verilen ihaleleri tekrar duyup hiç duymayan insanlara anlatacak bir şey izlememiz gerekiyordu.

evet, her şey çok güzel olacak!

Görüş 4: Demokrasi

kazananı türkiye'dir. 17 yıldır ülke demokrasisinin üstüne kara bulut gibi çökenler bir başkanlık seçimi için canlı yayında tartışmayı -hem de kendileri teklif ederek- deneyimlemiş olmuşlardır. akp öncesi doğmamış olanlar ama yakın tarihte seçmen olarak ülke demokrasisine katılımcı olacaklar ve halihazırda 18 yaş civarında olup ilk kez oy kullanmış olanlar böyle bir olayın olduğunu görmüş oldular. bundan sonra bu hep talep edilmeli. eskisi gibi tekrar siyasi gelenek haline gelmelidir. teşekkürler imamoğlu.

31 Mart'ta Büyükşehirlerin Neden Kaybedildiğini Sorgulayan Bir AK Parti Eleştirisi

3 Ay Öncesine Kadar Pek Çoğunun Tanımadığı Ekrem İmamoğlu Nasıl Kazandı?