lpg'li aracımın benzinde güçten düştüğünü fark edince önceki gün ustama gittim. ustam motoru açıp sağı solu kurcaladıktan sonra "lpg'li araçlarda böyle olur. benzin fazla kullanılmadığı için enjektörlerde sorun oluyor. arabana benzini koy; otobana çık; allah ne verdiyse 3 bin devirin altına düşmeden her viteste yüksek devirli kullan" dedi.

edirne yoluna çıktım. bir, iki, üç, dört ve beşinci viteste en yüksek devire ulaştığımda km ibresi de en yüksek seviyeye ulaştı. polis çevirmesinde durduruldum. çok yüksek hızla gittiğimi söylediler. nail ustamın söylediklerini dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. polis "haaa tamam o zaman" dedi. "ohhh be affetti" dedim içimden ama dalga geçiyormuş.

bir gün beykoz'da hatalı park yüzünden aracım çekilmişti. çekilen otoparktan aracı teslim aldıktan sonra semte yabancı olmamdan dolayı benim gibi ceza yiyen diğer araçları otopark çıkışında takip etmeye başladım. 3-4 araç art arda 100 metre gittik, gitmedik; trafik polisi çevirdi konvoyu. meğer o gittiğimiz yol ters yönmüş. tekrar ceza yedik.

ışıklarda kafamı kaşımak için kaskı çıkartmıştım. o sırada trafik polisi kasksız motora binmekten ceza yazmıştı.

izmir otobanında sakin sakin ilerlerken tuvaletim geldi, biraz petrol tesis ne varsa sağa sola bakarak yola devam ettim fakat uygun yer bulamadım. bir yerde dayanamadım aracı sağa çektim flaşörleri yaktım, sağ tarafta çalıların arasına girdim, tam işemeye başladım, arabanın arkasına bir tane corolla yanaştı. tüh ulan, ayıp oldu diye utançla arabaya doğru yürüdüm.

corolla'dan bir tane adam indi, "beyefendi, ehliyet ruhsat" dedi. gezici radara işerken yakalanmışım. bir süre neden ceza yazacaklarını düşündüler, en son kabahatler kanunu - çevreyi pisletmekten ceza yedim. polisler de ilk kez böyle bir ceza yazıyormuş. biraz güldüler, sonra saldılar. devletin elinde işerken görüntülerim var, ileride şantaj yapabilirler.

ankara’da cumhurbaşkanının geçtiği yoldaki tüm araçların çekilip parka götürülmesi ve benim aracımın da bunlardan birisi olması. park yasağı olmayan yolda, gayet nizami şekilde duran arabamı cumhurbaşkanı geçecek diye çektiler ve çekme ücreti ödettiler. taksiyle ebesinin nikahındaki yedi emin otoparkına gittim, 2 saat orada bekledim, bundan 8 sene önce 170 tl para ödedim.

önümde sürekli yolumu kesen, acayip hareketler yapan trafik magandasının plakasını 155'e bildirip yardım istemeye çalışırken polisin beni durdurup "hanımefendi, telefonla konuştuğunuz için size ceza yazmam lazım hörörö" diye başladıktan sonra durumu anlayıp, hüngür hüngür ağlayan beni sakinleştirmeye çalışması, akabinde cezadan vazgeçip nihayet magandanın peşine düşmesi.

otobanda orta şeritte gidiyorum diye ceza yedim lan. yol boş iken her zaman sağ şerit kullanılacakmış. orta ve sol şeritten gitmek yasakmış. acı bir şekilde öğrenmiş olduk.

not: cezayı türkiye'de değil, avusturya'da yedim arkadaşlar. tuhaf tuhaf trafik kuralları var zaten.

tunalı'da biri park ettiği yerden çıkıyor. çıkmayı beceremedi. ben de ikinci sırada az arkasında durup, dörtlüleri yaktım. yanımdan polis geçti, ne bekliyorsun dedi. "hanımefendinin parktan arabasını çıkarmasını bekliyorum, oraya gireceğim" dedim. "hah tamam" dedi polis.

ikinci sıraya park etmişim gibi hatalı parktan ceza kesmiş.

Polisler Sadece Çirkinlere mi GBT Yapıyor?